10 Mart 2018 Cumartesi
Okudum Bitti- 26: Yalnız Hatta Yapayalnız | Bir Sait Abasıyanık Romanı || Özlem Esmergül
Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine ilk defa okuduğum yazarlardan Özlem Esmergül 'ün yazdığı Yalnız Hatta Yapayalnız. Kapakta da yazdığı üzere 'Bir Sait Faik Abasıyanık Romanı'.
Sait Faik Abasıyanık okumayalı çok uzun zaman oldu. Ama bu kitabı okumaya başlar başlamaz bütün kitaplarını okuma isteği uyandı içimde. Öncelikle Medarı Maişet Motoru olmak üzere -okumadığım tek kitabı olduğu için- bütün kitaplarını okuyacağım.
Özlem Hanım da bu kitabı yazmak için çok emek harcamış. Birçok kitaptan faydalanmış. Yazarın öykülerini okumuş, Burgazada'daki köşkünü ziyaret etmiş, bir akrabasıyla görüşmüş. Amacı Sait Faik'in iç sesine ulaşabilmek, fikrine yakınlaşabilmek, hislerine dokunabilmek, yalnızlığını anlayabilmekmiş. Amacını fazlasıyla gerçekleştirebildiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Çok büyük bir ilgiyle, severek okudum. Yüreğime dokunduğu yerler oldu. Sanki aynı zamanda yaşamışım gibi hissettim. Aynı havayı soludum, aynı masalarda oturdum. Kitapta adı geçen tüm o harika insanlarla yaşananlar film şeridi gibi aktı gitti: Orhan Veli, Aziz Nesin, Mina Urgan, Abidin Dino, Ara Güler, Rıfat Ilgaz, Leyla Erbil.
Sait Faik'in dolu dolu yaşadığı; güzel insanlarla dolu ama bir o kadar da yapayalnız dünyasına misafir olmak, aşklarını, yazım sürecini okumak çok güzeldi. Ayrıca kitabın kapağına da bayıldım.
''Ama memleket bu işte! Dehşet görmekte değil ki, alışmakta ve kabullenmekte...''
''Tedirgin mizaçlıydı Sait. İçinin tedirginliği yüzünden okunurdu. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, okumuşların tedirginliği...''
''Beklemek umudu azaltıyordu. Umut beklememekteydi aslında. İnsan ne kadar koşarsa, o kadar geç kalıyordu her şeye...''
''Yazmak bir his yaratma sanatıydı neticede ve insanı anlamakla ilgiliydi en çok. Hikâyeler gücünü olayların anlatımındaki ustalıklardan dolayı almazlardı. Ne kadar çok olay, o kadar iyi hikâye anlamına gelmezdi. İnsanı tanımayandan zaten yazar mazar da olmazdı.''
''Nefretle aşkın aynı kadın için aynı kalpte yan yana atabiliyor olması ne acı bir talihti.''
''Her felaketin önce yoksulluğun bataklığında filizleniyor olması ne büyük bir haksızlıktı.''
''Birini sahiden sevdiğinde, o zaten dünyanın en günahsız insanı oluyordu.''
'' 'Beni sevse keşke' diye düşündü Sait. 'Tahammül edilir bir yanı olsa keşke hayatın.' ''
''Arayışlar geciktirir insanı. Beklentiler yavaş sevdirir ya da hiç sevdirmez...''
''Aşkın sadece küçük anlara ihtiyacı olduğunu düşündü o an. Uzun zamanlara, alışkanlıklara, tanışıklıklara lüzum yoktu. Bu enikonu bir şimşek çakmasıydı...''
'' 'Bir de kadere kahpe derler' diye düşündü. 'Oysa kahpeliğin âlâsını seçimlerimizle biz yapıyoruz kendimize. İnsana kendinden daha fazla zarar verebilecek hiçbir mahlukat yok şu yeryüzünde...' ''
''Sait her derdi ya, 'Kavganın galibi olmaz ama sevmenin hep bir kazananı vardır' diye...''
''Ölüm kalan için fenadır Sait. Gidenden ziyade kalanla ilgili bir meseledir ki zaten ölümü feci yapan şey de budur aslında. Cenazeler ölenler için değildir, o törenler, ağlamalar... Hiçbiri gidenler için değil. Herkes kendine ağlar gidenin arkasından. Hep kendine yanar, ben şimdi ne yapacağım diye. Kahredici olan geride kalan boşluktur...''
''Dünyada ilk kez Türkiye'den Atatürk'e layık görülen Mark Twain onur ödülü, Çağdaş Türk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Sait Faik Abasıyanık'a verildi.''
'' 'Sevmenin zararı yok' dedi Sait. 'Mesele sevgisizlik...' ''
DESTEK YAYINLARI
Ocak 2018
392 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder