31 Aralık 2012 Pazartesi

Mutlu Seneler Hepimize ♥♥♥



Dilerim 2013 yılı sağlık,huzur,mutluluk,neşe getirsin hepimize...

Bu senenin son yazısı bu , gece misafirlerim var, çok yoğunum :)

Hepinize kocaman sevgiler.


Savaşların olmadığı,masum insanların ölmediği, çocukların katledilmediği , zavallı sokak hayvanlarına zulüm edilmediği ,yaşama haklarına saygı duyulduğu,daha hoş görülü daha iyi bir sene olsun diyorum.

Diyorum ama der demez arka fondan Pollyanna' nın bile alaycı gülme sesleri geliyor ya neyse...


MUTLU YILLAR...

2012' de Kaç Kitap Okudum Acaba ? :)


                                             Blogger arkadaşlarımızın çoğunun sene sonu hesap dökümü niteliğindeki postlarına sevgi dolu gözlerle baktım ama son kitabım bitmediği için ben yazamamıştım , son kitabı da tamamlayınca sıra geldi 2012 yılına genel bakışa; bu yıl çok çeşitli türlerde toplam 120 kitap okudum. Bu sene birr değişiklik yaptım şiir okumaya da başladım, eskiden de okurdum ama artık düzenli her listemde bir şiir kitabı bulundurmayı ilke edindim :)  

                             Belirli bir türün insanı değilim (polisye okuru, fantastik okuru vs.). Ben kitap okuma konusunda sınır koymuyorum kendime, her tür kitabı okuyabilirim. İşin kötüsü hiç bir kitabı yarım bırakamam, mecbur değilsem.Aynı anda üç bazen daha fazla kitabı eş zamanlı okuduğum için farklı türleri sevmem işime geliyor. Umarım 2013 yılında da çok güzel kitaplar okurum. 

                                  
                                 Fotoğrafta görülen defter Ayşım'cığımın hediyesi köpecikli defteri okuduklarımı yazdığım defter oldu bu sene ve sonrası için de, yukarısında görülenler de mantar panoma astığım listelerim. Yeni yıl demek yeni listeler,yeni kitaplar demek :))

Bakalım neler okumuşum.

1-Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk - İskender Pala
2-Bir Geyşa'nın Anıları - Arthur Golden
3-İsyan Günlerinde Aşk - Ahmet Altan
4-Kara Melek - Linda Howard
5- İz - Canan Tan
6-Aşk Akla Girer - Güler Kazmacı
7-Japon Masalları - Temel Keşoğlu
8-Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
9-İki Cami Arasında aşk - Mürvet Sarıyıldız
10-Sibirya Masalları- Temel Keşoğlu
11-Tarihte İlginç Gerçekler - Remzi Çavuş
12-Vietnam Masalları - Temel Keşoğlu
13-Romen Masalları -Temel Keşoğlu
14-Sicilya Konuşmaları - Elio Vittorini
15-Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacip
     Ersin Osman Söğütlü
16-Duman - Turgenyev
17-Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Altın Çağ ve Hürrem Sultan
     Yavuz Bahadıroğlu
18-Türkiye'de Ermeni Meselesi - Neşide Kerem Demir
19-Mesnevi'den Hikayeler - Süheyl Seçkinoğlu
20-Yazamadıklarım - Mete Akyol
21-Antik Acılar - Sunay Akın
22-Hiyaler 2 - Anton Çehov
23-Yeşil Gece - Reşat Nuri Güntekin
24-Ekmekçi Kadın - Montepin
25-Veba - Albert Camus
26- Çeçen Şiir Antolojisi -Refik Özdemir 
27-Bahçede Bir Türk -Yiannis
28-Gönül Hanım - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
29-Çeçen Masalları - Tarık Cemal Kutlu
30-Garip Bir Aşk - A.J.Cronin
31-Satranç - Stefan Zweig
32-Büyükanne - Halide Nusret zorlutuna
33-Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon
34-Çeçen Nart Efsaneleri - Tarık Cemal Kutlu
35-Her Çikolata Yenmez ve Başka Tatsız Öyküler- Sevil Atasoy
36-Kartal Pençesinde - Peyami Safa
37-Açlık Oyunları - Suzanne Collins
38-Ateşi Yakalamak - Suzanne Collins
39-Alaycı Kuş -Suzanne Collins
40-Kusursuz Cinayet Yoktur - Sevil Atasoy
41-İsrafil'in Aynası - Şebnem Pişkin
42-Yabancı - Albert Camus
43-Dönüşüm - Franz Kafka
44-Kürtlerin Kökeni ve Güneydoğu Anadolu Gerçeği
     M. Şadi Koçaş
45-Hayat Değiştiren 101 Öykü- Cengiz Erşahin
46-Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır - Dr. John Izzo
47- 13. Ay Mevsim Aşk - Nesrin Çaylı
48-Savaşsız  20 Gün - Simonov
49-Bütün Öyküleri 2 - Sabahattin Ali
50-Kısa Çoraplı KAdınlar - Sabiha Doğan
51-Grev  - Orhan Kemal
52-Şehzade Selim - Yavuz Bahadıroğlu
53-Hayatınızı Değiştirecek Bilgelik Öyküleri-Dr. Yaşar Ateşoğlu
54-Bir Görüşte Aşık Olabilirsiniz Ama Asla Dost Olamazsınız - Mustafa Çifçi
55-Ahmet Rasim Bütün Eserleri 2 - Gecelerim ve Falaka
56-Ladesçi - ÜStün dökmen
57-Ölmüş Eşek - Aziz Nesin
58-Aşk ve Gurur - Jane Austen
59-Fena Halde Leman - Atilla İlhan
60-Seçmeler - H.Suphi Tanrıöver
61-Ona Sevdiğimi Söyle - Tarık dursun K.
62-Yaban - Y.Kadri Karaosmanoğlu
63-Bin Dokuz Yüz Seksen Dört - George Orwell
64-Piraye - Canan Tan
65-Tarihten Yansımalar 1 - Abid Yaşaroğlu
66-Şah ve Mat - Mario Mazzanti
67-Yakın Yüreğimi Sevmesin Bir Daha - Raşit Kara
68-Suzan Defter - Ayfer Tunç
69-Karanlık Öyküler - Stephen King
70-Hayat Değiştiren 1001 Söz -Cengiz Erşahin
71-Çeçenistan Yasak Ülke Kayıp Vicdan
72-Monte Cristo - Dumas
73-Şehir Mektupları - Ahmet Rasim
74-Hırçın Kız - W. Shakespeare
75-Sevgi ÜZerine - Bahadır Küçük
76-Kerbela Aşk' a Bela : Hz. Hüseyin - Sinan Yağmur
77-Gölge Hırsızı - Marc Levy
78-Ahmet Ümit - Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
79-Yakılacak Şiirler - A. Selçuk İlkan
80-Otlakçı - Memduh Şevket Esendal
81-Kelile ve Dimne - Beydeba
82-Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında Haruki Murakami
83-Yolcu Beyhude Geçmesin Bu Ömür - Osman Pamukoğlu
84-Merhaba, Hoşçakal - Joanne Harris
85-Onlar - Aam Blake
86-İnsan Ruhunun Haritası - Ahmet Ümit
87-Uğultulu Teğeler - Emily bronte
88-Osmanlı'nın Gözyaşları - Salih Gülen
89-Aşk'a Yolculuk Veysel Karani -Sinan Yağmur
90-Henüz Vakit Varken Gülüm - Nazım Hikmet
91-Yağmurdan Sonra - Can Dündar
92-Kadın Destanı - Ayla Kutlu
93-Bir Ses Böler Geceyi - Ahmet Ümit
94-Kendine Ait Bir ODa - Virginia Woolf
95-İslam'la Yüzleşmek - Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu
96-Tarihten Yansımalar 2 - Abid Yaşaroğlı
97-Erebos - Ursula Poznanski
98-Aşk Zamanı - Necib Mahfuz
99-Lizbona Gece Treni - PAscal Mercier
100-Düş Zamanı Aborjinler - Eser Coşkun
101-Bütün Şiirleri - Edgar Allen Poe
102-Ölümcül Kimlikler -Amin Maalouf
103-Eylül - Mehmet Rauf
104-Ayışığı Kedisi - Ayşım Okudan
105-Beyoğlu Rapsodisi - Ahmet Ümit
106-Hayvan Öyküleri - Franz Kafka
107-İnsancıklar - Dostoyevski
108-Ruh Koleksiyoncusu - Tess Gerritsen
109- Bakire - Nancy Pickard
110-Şahane Hatalar - Heather McElhatton
111-Aşka Dair - İskender Pala
112-Mart Menekşeleri - Sarah Jio
113-1Q84 - Haruki Murakami
114-Ateş, Güneş ve Ada - Ertürk Akşun
115- Olmak İstediğim Yerde - Adele Griffin
116-Köpek Kalbi- Bulkagov
117-Anonim Kitap - Ahmet Karcılılar
118-1453 - İskender Fahrettin Sertelli
119-Çıplak Ayaklıydı GEce- Ahmet Ümit
120 - Her Anne Bir Melektir - Sinan Yağmur


                     Maşallah bana :))Yazana Kadar yoruldum :)) Umarım 2013 yılı hepimiz için bol okumalı geçer.

Okudum Bitti : 120 - Her Anne Bir Melektir - Sinan Yağmur



                              Bu senenin kapanışını Sinan Yağmur'la yaptım. Kitap çok çok duygusaldı,çok güzeldi,mendil eşliğinde okunması tavsiye edilir,zira ben gözyaşlarıma engel olamadım.

                              Çok güzel ayetler, hadisler , anılar , hikayeler , anne konulu şiirler , anne özdeyişleri ve vecizeler var.  Yani kitapta yok yok. Sinan Yağmur ' un okuduğum üçüncü kitabı. Aşkın Gözyaşları serisini henüz okumadım , 2013' de inşallah.

                          Anneme, kendime dair şeylerde buldum kitapta , anne kıymeti bilmeyenler varsa ki umarım yoktur , bu kitabı okuyunca onlar bile duygulanabilir. Kitabı bitirince o kadar duygu yüklüydüm ki ciddi ciddi ağlamamak için kendimi zorladım.Hani ağlamaya başlasam saatlerce ağlayasım gelirdi. Annemi nasıl çok sevdiğimi anladım bir kez daha, çok şükrettim.

                       Allah tüm annelere sağlık,sıhhat versin. Benim biricik anneme de çok sağlıklı , sıhhati , mutlu ,upuzun bir ömür versin. Benim annemden başka kimsem yok. Annesi yanında olanlar bu duygu yüklü kızın yazısını okuyorsa benim yerime de öpsünler annelerini. Ben sabah ilk fırsatta yapışıp öpeceğim miss gibi annemi :) Anneciğini kaybedenlere de sabır diliyorum , anneleri için de rahmet.Vefat eden annelere de öpücükten binlerce kat daha etkili sıcacık bir Fatiha gönderelim, Rabbim ulaştırsın...


              Ben çok beğendim, okuyun derim.Yer yer baskı hataları olsa da o duygu selinin arasında kaynayıp gidiyor.

                                 
                     Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

               Anne, içimizdeki kâinat yolculuğunun anaç yazmalı şefkat rotası
Anne, atlasın göğsüne toprağın tenini seren huzur mırıldanması
Anne, üşüten bazen de yakan yaşam güvertesinde hep dalgalanacak olan sığınak bayrağı

Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar demiş eskiler. Ne kadar güzel demişler. Bu söz annelerden başka kimseye de uymaz herhalde. Her dertlenişimizde, her ıstırap çekişimizde, her kederlendiğimizde aklımıza annemiz gelir. O yüzdendir ki, anne duası alarak cennetin kapısını aralayanlara yaşamın en güçlü kilitleri bile karşı koyamaz! Geleceğini ve ahirini annesinin ak sütündeki saflığın zırhında büyütenlerindir gerçek olan dünyanın huzuru.
Annemizi çok severiz ama yaşamın pratiğine dair onunla hiçbir şey paylaşmadığımızı ona en çok ihtiyacımız olduğu zaman fark ederiz ve bundan da tarifsiz acılar duyarız. Toplumsal sancılarımızın, artan suç oranlarının çözümü de sadece ve sadece annelerin elindedir. Çocuklarımızın karakter mayasının kaynağıdır anneler.
Aşkın Gözyaşları serisiyle milyonları mest eden Sinan Yağmur bu kez annelerimizi anlatıyor. Her annenin bir melek olduğunu ve insan yaşamını nasıl şekillendirdiğini muazzam bir dille anlatıyor.



Profil Yayıncılık
3. Baskı
Mayıs 2012
285 sayfa

30 Aralık 2012 Pazar

Konuşan Kitaplar Blog Turu | 2. Gün : Mart Menekşeleri - Sarah Jio (Kitap Yorumum) -Okudum Bitti:119-




              
                               İkinci blog turumuzun ikinci gününe hoş geldiniz :)


                Sizleri de, 29-30 Aralık 2012 tarihlerinde bu denizi, bizlerle birlikte keşfetmeye bekliyoruz demiştik. Beklenen an geldi.Bu defa 8 blog, sizler için Sarah Jio‘nun Arkadya Yayınları 'ndan çıkan kitabı Mart Menekşeleri 'ni inceledik 
Bu güzel kitap hakkında benim fikirlerime gelirsek;
 
Öncelikle kapağı ve ayracı çok şık,çok şeker. Sayfalar gözlerinizi yormayacak, kolay okunacak şekilde.
Keyifle, yorulmadan,sıkılmadan okunacak bir kitap.Çevirisi de gayet hoş.
 
Mutsuz bir kadının yaptığı bir yolculuğu okuyoruz,hem gerçek anlamda hem kendi iç dünyasına. Sırları çözecek bir günlük sayesinde kitap içinde kitap okumuş gibi hissettim.Akıcı,içten,duygusal. İlk kısımlar biraz durağan gelse de asla sıkılmadım,elimden bırakamadan yine çok kısa bir sürede keyifle okudum.Her tür duyguya yer verilmiş.Sonlarında duygulandım, gözlerim bile doldu :) Kitabı okuyunca içimde ani bir ada sevgisi beliriverdi,hayatın acı tatlı sürpizleri olduğunu düşündüm.

Okumayanlar için detay verip heyecanını kaçırmak istemem,yine de detaylı yorum seviyorsanız tur arkadaşlarımın yorumlarına göz atmayı unutmayın.Çekiliş sonuçları için bekleme de kalın....
 
Keyifli okumalar.
 
 



                        ARKADYA YAYINLARINA TEŞEKKÜRLER.
                         
                                      Bizi izlemeye devam edin :)

Okudum Bitti : 118 - Çıplak Ayaklıydı Gece - Ahmet Ümit


Kitap dokuz öyküden oluşuyor.

12 Eylül öncesi ve sonrasıyla Ahmet Ümit'in doğal olarak taraflı yorumuyla.

Öykülerin isimleri ;

78'linin Mektubu
Bir Akdeniz Düşü
Sığınak
Ölümün Hükmü Yok
Pezevenk
Gökyüzünde Yıldız Olmak
Ayışığında Klarnet Taksimi
Beni Yine Hamama Götür Anne
Yitik Kentin Kıyısında


Ben en çok yıldızların nasıl oluştuğunun hikayesinin anlatıldığı ' Gökyüzünde Yıldız Olmak'  ve
Bir çocuğun öyküsü olan
 ' Beni Yine Hamama Götür Anne' yi beğendim.


Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Ülkenin en kararlı, en özverili, en iyimser çocukları. Sert, acımasız, zalim günler. Zor günlere inat gülümsemelerini korumaya çalışan gençler. Kahramanlıklar, ihanetler, acılar ve aşklarla dolu romantik bir yaşam. Demokrasi ateşini, diktatörlüğün en karardık döneminde yakmaya çalışanların serüveni. 12 Eylül darbesine direnen insanların gerçek yaşamlarından çarpıcı öyküler."Büyük bir çatışma çıkmıştı kentte. Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar, insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı. Çeşit çeşit sustalılardan otomatik tabancalara kadar bir iyice kuşanmışlardı silahlarını. Bir köşe başında bekliyorlardı bizi. Bekledikleri yerde karşılaştık. Belki daha elverişli bir köşe başı ve daha uygun bir zaman bulunabilirdi ama bu karşılaşma kaçınılmazdı. Çatışma uzun sürdü. Karanlık bir dönemin bitişinden karanlık bir dönemin başlangıcına kadar. Yenilmiştik. Yenileceğimiz belli değildi ama çok da şaşırmadık. Şimdi kaçıyorduk işte. Yakalanmamak için, yeniden dövüşebilmek için kaçıyorduk. Belki de bastığımız bu ham toprak İstanbul'un karanlık, suskun sokaklarıydı. Bırakıp geride karımızı, çocuğumuzu, basılacak evimizi terk ediyorduk..."


Everest Yayınları
14. basım
Nisan 2012
104sayfa


Herkese keyifli okumalar...

29 Aralık 2012 Cumartesi

Okudum Bitti : 117 - 1453 Fetih Üçlemesi - İskender Fahrettin Sertelli

                                    'Ya Ben Bizans'ı Alırım, Ya da Bizans Beni'



                            İstanbul'un fethini öncesi,kısaca sonrasıyla farklı bakış açılarıyla sunan ,okuması gayet kolay bir kitaptı . Üç ayrı bölümden oluşuyor.

       Bu bölümler ;

1. Kitap
Surların İçinden
KONSTANTİNİYE'NİN SON GÜNLERİ

2.Kitap
Surların Dışından
İSTANBUL'UN İLK GÜNLERİ

3.Kitap
Surların Altından
FATİH'İN ÇOCUKLARI


   isimleriyle ayrılmışlar ve en son kısımda kısa bir resimlerle fetihin kısa tarihi yer alıyor.
Güzel bir kitaptı baskısı,sayfaları güzel,kocaman kocaman harfler gözünüzü hiç yormuyor. En çok 3. kitap diye adlandırılan bölümü beğendim. Genel olarak güzel bir kitap ama sanki bir duygu noksanlığı varmış gibi geldi bana, tarihi kitaplar roman bile olsa genel olarak beni çok duygulandırır bu kitap o duyguyu veremedi.



                  Arka sayfa tanıtımına bakalım;



                                       Bir sabah Türkler surları yararak şehre girdiler. Gemilerini de Okmeydanı'ndan kızaklarla Haliç'e indirmişlerdi. Haliç ve surlar, ateşler içinde yanıyordu. Türk ordusu Bizans'ı zaptetmişti. Kral Kostantin'in surlarda başı kesilerek öldürüldüğü söyleniyordu. O gün akşama doğru bütün şehir baştanbaşa Türkler tarafından ele geçirilmişti."

İskender Fahrettin Sertelli, 1453 üst başlığıyla sunduğumuz üç romanında da aynı döneme, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u Bizans'tan almasına değinir. Konstantiniye'nin Son Günleri, fetih öncesi Bizans'ın başkentindeki psikolojiyi anlatırken; İstanbul'un İlk Günleri savaşın diğer cephesini, Osmanlıların hazırlıklarını ve psikolojilerini yansıtır. Yazarın daha sonra kaleme aldığı Fatih'in Çocukları ise aynı süreci iki çocuğun gözünden aktarır bu defa.

İskender Fahrettin bu üç romanıyla, Fethi ve Fatihi olduğu kadar kendisini de ölümsüzleştirmiştir.



Maya Kitap
1. Baskı
Mayıs 2011
365 sayfa


    Keyifli Okumalar.

Yazar Ayları | Ocak | Necib Mahfuz



Sevgili Pinuccia'nın ev sahipliği yaptığı Yazar ayları etkinliği dahilinde bu ay Haruki Murakami okuduk ve bu etkinlikten daha önce kendi aramızda Necib Mahfuz okumaya karar vermiştik ,' hazır okumuşken birlikte okuyalım Ocak ayı yazarımız Nobel ödüllü Necib Mahfuz olsun' demiş Sevgili Pinuccia. Çok iyi bir karar olmuş.Ben sadece bir kitabını okudum yazarın ve sevdim.
 

           Gelin hep beraber Ocak ayında Necib Mahfuz'un en az bir kitabını okuyalım.



Etkinliğin detayları ve katılım için buraya tık tık

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu 1. Gün - Mart Menekşeleri - Sarah Jio



~ Tur Takvimimiz ~29 Aralık 2012

Yazar Tanıtımı - http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
Kitap Tanıtımı - http://kitapsayfalarii.blogspot.com/
Kitap Traileri ve Ön Okuma - http://kordugumhayaller.blogspot.com/


30 Aralık 2012

Alıntılar - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/ ve http://kitapasigi.blogspot.com/
Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi - http://asabibakire.blogspot.com/
Kitap Yorumu - 8 blog* birden...

8 Blog

http://kitaptelvesi.blogspot.com/

http://kahvekokulukitap.blogspot.com/

http://kitapsayfalarii.blogspot.com/

http://asabibakire.blogspot.com/

http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/

http://kordugumhayaller.blogspot.com/

http://tugceninkitapligi.com/

http://kitapasigi.blogspot.com/


* 8 blog'un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturlari.blogspot.com/ adresinde bir arada bulabilirsiniz.



                                           Çekilişimizde son saatler ,katlmadıysanız unutmayın...

27 Aralık 2012 Perşembe

Okudum Bitti : 116 - Anonim Kitap - Ahmet Karcılılar



                                İlk başladığımda bir az sıkıcı gelmişti ama okudukça sevdim.158 sayfa zaten. Baş ağrısı sebebiyle iki günde bitirebildim, yoksa bir günlük bir kitaptı.

                                 Sayfaları baskısı gayet hoş, pek hata çarpmadı gözüme.Konusu ilginç sayılır,sonunu tahmin etmek zor olmasa da okuması keyifliydi. Bol bol  Romeo ve Juliet ' in kulaklarını çınlatıyor, edebiyatla ilgili eleştiriler,değişik yorumlar içeriyor.Umduğumdan güzeldi, okunabilir :)


                    Kısa arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Yazarları bilinmeyen kitaplar yayımlayan Anonim Kitaplar adında bir yayınevi var. Bu yayınevinin editörü kitapların sonsuza dek anonim kalması için yazarlarını birer birer öldürüyor. Sıkıntılı yazarın biri bunu fark ediyor. İntihar etmek için yayınevini arayıp editörle görüşüyor ve bir kitap vereceğini söyleyerek evine çağırıyor...


                            Aldığım fiyatlara göre kitapları pek değerlendirmem, yani benim değerlendirme sıralamamda fiyat çok başlarda olmasa da bu kitabı 1 tl gibi komik bir fiyata aldığım için mutluyum.
1 liraya yeni ve hoş bir kitaptan daha güzel ne alınabilir acaba :)


İnkilap Kitabevi
2004

                 Bu arada listesiz okuyorum,yıl bitmek üzere olduğu için yeni yıla eski yarım listemle girmeyeyim diye. Ocakayında listelerime devam edeceğim :) Daha keyifli geliyor bana.


                 Herkese keyifli okumalar.

Teşekkürler ♥ Kitap Notları♥ ve ♥Colored Books♥



Öncelikle Kitap Notları'nın sorduğu sorulara verdiğim cevaplar sayesinde bu güzel kitabı kazandım :)

Gün içerisinde elime ulaşan paketi açınca bu güzel paket günüme mutluluk kattı, çok teşekkür ediyorum.


İşte kitabım ve sevimli notu :)

Çok teşekkürler BA  (Kitap notları bloguna buradan ulaşabilirsiniz )



Ve Blogum için yaptığı, şu an kullandığım header için  Sevgili Selim' e (Colored Books) kocaman kocaman teşekkürler.
Çok şeker bir sürpriz oldu , aslında yeni yılda kullanmaya başlayacaktım ama dayanamadım, hemen düzenledim blogumu . Çok teşekker Selim.



Herkese bol hediyeli, bol sürprizli günler dilerim...

İzledim ve Beğendim : Cennetin Çocukları


                                  

                                Aslında çok önceleri izlemiştim ,geçenlerde tekrar izleyince Majid Majidi ' nin  filmlerini çok severek izlediğimi hatırladım ve buraya not düşmek istedim.


           Majidi İran sinemasının  çok sevdiğim bir yönetmeni.

               
                               Cennetin Çocukları çok samimi tam kalbinize dokunacak bir film.İzlemişsinizdir büyük ihtimalle,sanırım bu sene iki defa Trt' de  gördüm.İzlemediyseniz mutlaka izleyin derim ;)

                            Yoksul olan Ali ve Zehra isimli iki kardeşin burnunuzun kemiğini sızlatacak derecede duygulu,dramatik öyküsü Ali'nin kız kardeşinin ayakkabısını tamirciden getirirken kaybetmesi ile başlıyor.


Detaylara göz atmak isterseniz buradan   wikipedia' ya göz atabilirsiniz.

(görsel alıntıdır

26 Aralık 2012 Çarşamba

Okudum Bitti : 115 - Köpek Kalbi - Mikhail Bulgakov


Kitabı geçenlerde Sevgili Pinuccia 'mın blogunda görmüştüm. Onun okuduğu yayınevinin bir sürü baskı hatası olunca ben de başka bir yayınevinden alayım dedim.Kapak korkunç görünse de aslında çok uygun.

Beğenerek ama zaman zaman üzülerek okudum,zaten 128 sayfa hemencecik bitti.

Ünlü bir cerrahın bir sokak köpeğine bir insanın hipofizini ve testislerini (genetik ve insan türünün geliştirilmesi amacıyla yeniden gençleştirilme projesi adı altında) nakletmesiyle başlıyor. Organları aldığı  işçi sınıfından,alkol problemi olan bir erkek. İnsanlaşan köpeğin köpek davranışlarını bırakmaması sorun olmaya başlar.

Köpeğin ameliyat öncesi normal hallerinin ve ameliyat sonrası kobay halinin hissettiklerini,düşüncelerini okuyorsunuz.

 Arka kapakta da bahsedildiği gibi ister istemez aklınıza Frankestein geliyor(1818).Zira O da ben de korkudan çok üzüntüye sebep olurdu :)
O dönemlerde hem böylesi bir kara mizah hem bilimkurgu yazılmış olması şaşırtıcı derecede güzel.
Okumayanlara tavsiye ederim.

Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Mikhail Bulgakov’un Rus Devrimi üzerine yazdığı absürd öykü. Dünyaca ünlü Moskovalı bir cerrah bir sokak köpeğini evine alıp ölmüş bir adamın testislerini ve beyninin bir parçasını organ nakliyle köpeğe takar. Operasyon beklenmedik sonuçlar doğurur: tehlikeli bir insan-hayvan yaratılmış ve profesörün saygın yaşamı bir kabusa dönüşmüştür.
1925’te yazılan bu kitap ancak yazar öldükten sonra Batı’da 1968’de, SSCB’de ise 1987’de yayınlanabilmiştir.
Kitapta Ekim 1917 Rus Devrimi’nin hedeflerinden biri kara mizahla aktarılır: geçmişten etkilenmemiş ve burjuva endişeleri taşımayan yeni bir insan türü oluşturmak.
Kitap absürd ve komik bir hikaye gibi ya da Rus Devrimini konu alan bir taşlama olarak okunabilir. Frankestein’ın öyküsüne ve Kafka’nın eserlerine benzetilebilen roman sürrealist bir mizah dehası sergiliyor.



Kaknüs Yayıncılık
1. Basım
Şubat 2012

Çeviren: İbrahim Kapaklıkaya


  Keyifli Okumalar...


25 Aralık 2012 Salı

Hello Kitty'li Bir Paket Geldi Uzaklardan ho ho ho :) Teşekkürler ♥ Undenied♥


Aralık ayı  benim ayım dediğim için sonlarına doğru Her Şeyden Bir Tutam Blogunun sahibi Sevgili Undenied'in çekilişine de katılmıştım ve ben kazandım :)

Hediyelerim çok şeker Hello Kitty'li kutusuyla bugün geldi :)




Genel görünüm :)



Şeker şeker notlar :)



Kitaplarım,duş jeli,lavanta kolonyası (anneme hediye ettim, çok sever ) sabunlar,bitki çayları,ruj,göz kalemi,hello kittyli kalem (koleksiyonuma koydum),far,küpe,ıslak mendik,çeşit çeşit tester.


Bu güzellikler için çok çok teşekkürler .
Şansım daim olsun , şansıma maşallah diyenlerin daha da güzelleri olsun.

Sevgiler... ;)

24 Aralık 2012 Pazartesi

Okudum Bitti:114- Olmak İstediğim Yerde - Adele Griffin



Galata Gençlik dizisinin bu kısacık (133 sayfa) kitabını dün gece uykum kaçınca okuyuverdim. Sanırım bir kitap alışverişinde hediye gelmişti,emin değilim.
Bölüm bölüm yazılmış ,iki kız kardeşin öyküsü.Fena değil,okunabilir.Kitabın kahramanlarından biri (büyük kız kardeş) aslında ölü.Kimi zaman anılarla,kimi zaman ölülerle ilerliyor kitap.İlginç,hoş.

Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Hayatın ve ölümün karşıt taraflarında bulunan birbirinden çok farklı iki kardeşin şaşırtıcı öyküsü.

Jane,küçük kardeşi Lily'ye 'mış gibi yapmak' oyununu öğreten ve onu yıldırımlardan koruyan biricik ablasıydı bir zamanlar.Ancak,Jane sonsuza kadar ' mış gibi yapmak' oyununu sürdürmek isterken, Lily ergenlik çağına girdiğinde arkadaşlar edinmeye ve erkeklerle flört etmeye başlamıştı.Jane için hayalle gerçek arasındaki çizgi daima bulanıkken, Lily beklentiler v değişikliklerle dolu parlak bir gelecek için yaşamaktaydı.Kaçınılmaz olarak iki kardeş arasında gittikçe büyüyen bir uçurun oluşmuştu: Lily ilk aşkına kendini kaptırırken Jane'e kenardan hüsranla onu izlemek kalmıştı sadece.Küçük kardeşinin üzerindeki etkisini nasıl kaybetmişti ?

Daha sonra bir felaket onları bulur ama öykü burada bitmez...

Ulusal Kitap Ödülü finalisti.


Keyifli okumalar...

2013′ün İlk Gününde Bi Dolu Sürpriz!



Sürprizlerimizi kaçırmamak için;

 Konuşan Kitaplar ile Blog Turu  sayfamıza bir göz atın derim.


Etkinliklerden bazıları:

Kilitli ve İnfazcı’nın yazarı Kerry Wilkinson söyleşisi
Gabriel’in Cehennemi’nin sevilen karakteri Gabriel O. Emerson röportajı
2013′te çıkacak yeni kitapların tanıtımları

Hediyelerden bazıları: 
Çiftlik – Emily McKay – kitap hediye
Grinin Elli Tonu Kitap Müzikleri – CD hediye
Kilitli – Kerry Wilkinson – kitap hediye
Obsidiyen - Jennifer L. Armentrout – kitap hediye
Jennifer L. Armentrout – imzalı kitap ayracı
Jennifer Probst imzalı kitap ayracı
devamı için bizi takip edin… Unutmayın 1 Ocak 2013 günü, 13 şanslı takipçimiz yeni yılın ilk hediyelerini kazanacak


              DEtaylar ve katılım için buraya tık tık                       

Okudum Bitti: 113- Ateş , Güneş ve Ada - Ertürk Akşun



Ateş, Güneş ve Ada 'yı alalı epey çok olmuştu, tanıtım yazısı ilginç gelmişti , bedava sayılabilecek bir fiyata kampanya vardı ,hatta bir sürü aldım aynı kitaptan. Okuma sırası gelmemişti. 1Q84 'ü bitirince Edgar Allen Poe'ya eş zamanlı devam edemedim, ikisi de hacimli olunca ellerim dinlensin dedim.Dün başladım bu kitaba ,bugün bitti.

Sıradan bir erkeğin, ergenlik sıkıntıları, iç döküşleri, cinsel maceraları, aşkları anlatılmış. Okurken yazarın birebir kendini anlattığını düşünmüştüm. Tamamen öyle değilmiş. Okuduktan sonra yazarla ilgili bilgilere bakınırken burada bir söyleşi buldum. Aslında adı geçen ergen pek de sıradan değil, baş belası diyeceğimiz tiplerden. Yer yer güzel aforizmalar var. Bir erkeğin iç dünyasına sızmak için yararlanılacak bir kitap. :) Ama sanki biraz abartılmış erkekler , hani bize çok düz gelir ya erkeklerin algısı ,iç dünyası , sanki fazla komplike gösterilmiş:)


                                         Ben kitabı okurken bizim canavarlar ayak ucuma sığışma mücadelesi veriyordu, kitabı bitirmeme 13 sayfa kala bu anı ölümsüzleştirdim :)


                             Arka kapak tanıtımına da göz atalım ;

İnsan bilmediği cenneti değil, bildiği cehennemi yaşamaya meyillidir...Ateş her şeyi dener ve sınar... Onu ancak tek bir şekilde öğrenebilirsin;
Yanarak...
En kötü şey tam yanmadan duman olmaktır. Yanamamaktır.
Duman içten içe yanmak demektir. Duman ruhun zehridir.
Güneş, bilgi demektir. Güneş, pişmek demektir.
Aşkla pişmek, acıyla pişmek, dostlukla pişmek demektir.
Güneş olgunluk demektir. Güneş bilgiyle pişmek demektir.

Ateş kendini Güneş'te sınamalı, Ateş kendini Güneş'e gömmeli, Ateş, Güneş'te sönmelidir.
Ateş'in isini, Güneş'le yıkamalısın, Güneş'le tazelenmelisin.

Ve asla ama asla "Ada"nızı unutmayın. Hayallerinizden vazgeçmeyin. Ütopyalarınızın peşinden gidin.
Çünkü onlar sizin gerçek hazinelerinizdir...

Genç bir erkeğin hayat yolunda, kadınlar, aşk, sevgi, mutluluk, haz, aile, seks, erkeklik, dostluk, kısacası yaşam üzerine tecrübeleri ve düşündükleri...

"Erkeklerin içsel dünyasını o kadar iyi anlatmış ki, kadınlar bu kitabı elkitabı olarak yanlarından hiç ayırmayacaklar."
Mine Kırıkkanat

"Galiba hiçbir kitap erkekler dünyasını bu kadar güzel anlatıp, bu kadar da deşifre etmemiştir."
Mehmet Coşkundeniz,
Aşk Doktoru



   


              Herkese Keyifli Okumalar...

Ekleme: Yazmayı unutmuşum kitabı okurken beni en çok sinir eden şey satır sonlarında bulunan kelimelerin sık sık yanlış bölünmesi.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Okudum Bitti : 112 - 1Q84 - Haruki Murakami


Epeydir okumak istediğim bir kitaptı 1Q84. Sonunda ablam doğum günü hediyesi olarak alınca senelik okuma hedefime de ulaştığım için bekleyen kitaplarıma rağmen torpil yaptım Murakami'ye. :) Bir başka sebep ise  Yazar Ayları etkinliği.



İyi yapmışım, kocaman bir kitap olmasına rağmen 11-12 günde okudum bitti. Aslında çok daha kısa zamanda okunacak akıcılıkta ama ağırlığı ve hacmi elvermedi. Ben genelde evdeysem yatıp yuvarlanıp kitap okuyanlardanım ama ne yazık ki bu kitapla pek mümkün olmadı. Resmen bileklerim ağrıdı. O yüzden genelde fotoğrafta görüldüğü gibi bir şeyler eşliğinde (fıstıklı salep) masa başında okudum.



Daha okumaya başlamadan, arka kapağı duygulandırdı bile beni. Ben okuyacağım kitapların yorumlarını, eleştirilerini kitabı okumadan okumam. Heyecanı kaçsın istemem, ya da başkalarının fikirlerinin gölgesi düşsün istemem kitaplara. Özellikle detay veren yorumlardan kaçarım. Aynı şeyleri sizlere yaşatmamak için her zaman yaptığım gibi yüzeysel olarak yorumlayıp kısaca bende bıraktığı etkiyi söyleyeceğim. Bu ikinci Murakami kitabım. Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında 'yı okurken içerdiği erotizm biraz rahatsız etmişti beni. 1Q84'de daha fazla erotik kısım olmasına rağmen rahatsız oldum diyemem, sanırım yazara alışma sürecimi tamamladım. :) Çok severek, merakla okudum.

            1256 sayfa, 3 kitaptan oluşuyor (3 ana bölüm gibi ).
Karakterlere eş zamanlı baktığı için kısa kısa bölümlerden oluşuyor. Bir bölüm daha okuyup bırakayım diye diye bırakamadım elimden çoğu zaman.
Romantik, fantastik bir macera kitabı. :)  Sürükleyici.
Murakami çok fazla detay veriyor ama asla rahatsız etmiyor. Öyle güzel tasvirler var ki kitap sizi içine çekiyor adeta. Bahsedilen mekan en ince ayrıntısına kadar gözlerimin önüne geldi çoğu zaman. Bu kitaba olan okuma isteğim sayesinde bu sene ne zamandır okumayı ertelediğim George Orwell'in 1984 isimli kitabını okudum. George Orwell 'in kitabına gönderme olduğunu duymuştum okurken yabancılık çekmeyeyim diye önce Orwell'ı okudum, çok iyi yapmışım. Çok güzel bir şaheseri bunca yıl ertelemişim ayıp bana dedim.
Yani 1Q84 benim için faydalı bir kitap oldu. :)

Belki başka bir kitapta olsa rahatsız olacağım, çok uzatılmış diyeceğim bölümler hiç gözüme batmadı, bazen tekrarlayan kısımlar da oldu, onlar da rahatsız etmedi. Bu kitabı çok ama  çok beğendim. 1256 sayfa değil de 5000 sayfa olsa yine okurdum. :)

Bu arada 1Q84 olmasının sebebi ; Japonca' da 9 rakamının kyu (ku) diye telaffuz edilmesiymiş ve de kitapta bulunan bilinmezlerden yani sorulardan dolayı (Question ).

Dediğim gibi ben çok beğendim , tavsiye ederim. Siz de benim gibi önce George Orwell'ı okuyun. Hem çok güzel bir kitap daha okumuş olursunuz hem de yabancılık çekmezsiniz. Bence ilk defa Murakami okuyacaksanız bu kitap kendinden sonraki kitaplar için hiç iyi bir başlangıç olmaz gibi. Beklentimi yükseltti. Diğer kitaplarını da okuyacağım zamanla yazarın ama bakalım bu kadar etkileyici gelecek mi ?


Herkese keyifli okumalar...



"Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir"

21 Aralık 2012 Cuma

Kereviç (Kerebiç) Yaptım



İlk defa yıllar önce Gaziantep'de yemiş ve bayılmıştım , hatta adını unutup anneme : 'Antep'de çok meşhur bir kurabiye var, çok dehşet 'diye anlatınca,annem 'Biliyorum ,kerebiç,biz çocukken Kilis de her bayramda yapılırdı,bütün mahalle mis gibi kokardı'dedi.Tabi neden yapmıyorsun diye sitem edemedim, arkadaşımdan tarif alıp yapmıştım.Uzun yıllardır unuttum, canımız tatlı çekince yapalım,ayıptır söylemesi komşuların tabakları da var,boş gitmezler dedik.Yaptık,yedik,beğendik:)  Aslında bu kadar çok pişirilmez,daha beyaz olmalı ama ben böyle seviyorum.



 

Malzemeler:

1 kg un
3 yumurta
1 paket  margarin (oda sıcaklığında)
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı yogurt
1,5 su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu


İçi için:
1 su bardağı çekilmiş antep fıstığı (toz da olur )
1 su bardağı çekilmiş ceviz içi,tarçın
Yarım su bardağından fazlaca toz şeker



 Yapılışı:

   Oda sıcaklığında (250 gr) mrgarinle şeker iyice yoğrulup,yumurta,suvıyağ,yoğurt ilave edilip biraz daha yoğrulur.Sonra kabartma tozu,vanilya ilave edilip yavaş yavaş un ilave edilerek hamur haline getirilir. Ardından ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp,elimizle açıp içerisine harç koyup yağlanmış kerebiç kalıbına (bende olanın fotoğrafını çekmeyi unuttum,en kısa zamanda eklerim) bastırılır,şekil alması için.Daha sonra yağlanmış tepsiye dizilip önceden ısıtılmış fırında pişirilir.Afiyetle yenir :)

 Ben bir kısmına antep fıstığı ve toz şeker karışımı , bir kısmına da ceviz,tarçın,toz şeker karışımı koydum, hatta 2 tanesine de hindistan cevizi,şeker karışımı koydum.

Fırından çıkınca sıcakken pudra şekerine buladım.

 
   Herkese mutlu günler...