Bu sene Vefa Enver 'le tanışma senem oldu. 2014 başlar başlamaz Çocuk da Yapamadım Kariyer de serisiyle başladım seneye ve çok eğlenerek okudum. ( Bakınız ) En az kendisi kadar , kalemi de güzel bir yazar Vefa Enver. Okumaya devam edeceğim yazarlardan.
Sana Aşık Değilim de keyifle , biraz merakla okuduğum kitaplardandı. Konunun akıcılığı ,anlatımın duruluğu ve güzelim puntosu sayesinde hemencecik okundu bitti. Kapağı da çok uymuş , çok şeker. En sevdiğim renk kırmızı zaten :) ( Yan yana olan siyah - beyaz dan sonra ). Yani kitabı sevmem için bütün şartlar tamam :)
On üç yaşında mutlu bir hayatı olan , geleceğin müzik dehalarından görülen Lal 'in doğum gününden çok kısa bir süre sonra babası intihar eder. Sorumsuz , para düşkünü annesiyle Rusya 'da yaşamaya başlar ve eğitimine devam eder. Annesinin artarak devam alkol sorunuyla ,sevgisiz ve zor günler geçirir. Annesi düştükleri durumun sebebi olarak ' Kenan ' isimli birini suçlar. Yıllarca Kenan 'dan nefret ederek ve intikam hayalleri kurarak yaşar. Mutsuz, öfkeli yıllarında Aleksi isimli Rus arkadaşından başka kimsesi olmaz. Büyüyüp genç ,güzel ve alımlı bir kız olunca intikam planlarını gerçekleştirmek için Kenan ile yollarının kesişmesini sağlar.
Kadınlara güvenmeyen , geçici ilişkilerden başka hayatına kimseyi sokmayan , karanlık ve tekinsiz görünen Kenan ile sırları ve nefretiyle onun kalbini ele geçirme planları kuran Lal 'in ilişkilerini okumak keyifliydi. Her ikisinin de duygularını , nefretlerini hissederek okudum. Arada bazı yuvarlatılmış yerler varmış gibi gelse de akıcı ve merak uyandıran bir tempoda ilerledi. Kitabın nefret edilesi karakterleri ise Erdal ve Banu.
'' Aşk ile nefret arasındaki çizgi hiç bu kadar ince olmamıştı. '' diyor kitabımız . Aşk mı nefret mi galip gelecek bu savaştan merak ediyorsanız , okuyun o zaman. Hem kızın , hem sevinin, duygulanın , aradaki yaş farkını düşünüp olgun erkekler de sevmesini daha mı iyi biliyor ne diye düşünün. :) Ben düşündüm :)
... Lal hafif bir kahkaha attıktan sonra , gözlerini aynadaki aksinin gözlerine dikip nefret dolu bir sesle karşılık verdi. '' Ne kadar kötü olabileceğim hakkında hiçbir fikrin yok! Unuttun mu, ben günahkâr bir kadın ve erkeğin meyvesiyim. Eninde sonunda sapacağım yol belli.''
... '' O, beni bir hediye paketi gibi görüyor. Sadece ne zaman açacağına karar vermedi henüz. Ama eninde sonunda açacak Aleksi ve ben Truva atı gibi kalenin içine sızıp , içten yok edeceğim onu. ''
... '' Seninle geçen zaman tango yapmak gibi... Cesurca bir hamlenin ardından hep bir geri çekiliş geliyor. Ben senin üstüne gelsem sen kaçıyorsun, arkamı dönüp gitmek üzere olduğum zaman da kendini önüme atıp yolumu kesiyorsun. Söylesene Lal.'' Bir an durup ona sokuldu ve kokusunu içine çekti. '' Bu gece kaçacak mısın, yoksa kendini önüme mi atacaksın?''
... Bu kadın sonum olmaz ise başlangıcım olacak diye düşündü...
...İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış insanın tutunacak bir nedene ihtiyacı yok muydu hayatta ?
... Nefretti onu hayata bağlayan, ona bütün zaferlerini kazandıran... Aynı nefretti sürekli daha fazla ilerlemesini sağlayan. Şimdi Lal uğruna vazgeçebilir miydi yaşamdaki en büyük nedeninden? O kadar uzun zamandır nefret yönetiyordu ki hayatını, şimdi onun yerine neyi koyabileceğini bilmiyordu. Aşk, diye içinden geçirdiğinde dudakları alaycı bir tebessümle kıvrıldı. Yüzyıllar boyunca aşk adına işlenmemiş miydi sayısız suçlar, günahlar?
EPHESUS YAYINLARI
2014
360 Sayfa
Satın Almak İçin : Kitap Sihirbazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder