Herkese merhaba. Sene sonu yaklaşırken birikmiş kitapları bloga yazıp bitirme telaşı sardı beni. Hep bahsettiğim gibi bu sene taşınma, bazı sıkıntılar, ufak sağlık sorunları derken istediğim gibi okuyamadım. Üstüne üstlük iki koli kitabımı da kaybettim sanıyordum ama evin içinde karışmış. Buldum ve çok sevindim. İşte bu güzellikler de o koliden çıkanlardan okuyalı epey oldu yani.
Yakut Kırmızı yazım burada .
Arka kapak şöyle diyor :
Zamanda yolculuk aşka engel olabilir mi?
Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!
Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...
"Eğlenceli ve gizemli! Belki de aşk, zaman ve mekânın tüm kurallarını yıkabilecek tek şeydir!"
-Barbara Wegmann-
İlk kitabı severek okumuştum ve ilk fırsatta devam ettim. Biraz daha maceralı, bir şeylerin netleştiği bir kitap olur sanıyordum ama biraz vasattı. Geçiş kitabı olunca, böyle durumlar olabiliyor. Gwen ve Gideon aşkında pek bir ilerleme olmuyor, bebek adımları diyelim. Bu kitapta en sevdiğim şey Xemerius oldu. O kim mi ? O bir gargoyle. Daha doğrusu gargoyle hayaleti. Kendisine iblis denmesini istese de çok tatlı.
... Kontun kendisi yazılarının birinde şöyle yazıyor : '' Tesadüflere inananlar kaderin gücünü anlamamış olanlardır.''
... Gideon 'a aşık olmamı engellemek istiyorlarsa, o zaman onun çirkin ve aptal biri olmasını sağlamalıydılar. Konuşma bozukluğu olan, pis tırnaklı, komik kahküllü ve kemandan anlamayan biri.
... Leslie yeterince güldükten sonra James'in bana başka bir şeyler öğretmesinin daha iyi olacağını söylemişti. İstisnai bir biçimde James de onunla aynı fikirdeydi. Kılıçların, hançerlerin ve bu türdeki tüm savaş oyunlarının erkeklerin işi olduğu görüşündeydi. Ona göre bir kızın eline alabileceği en tehlikeli şey, bir dikiş iğnesi olmalıydı.
'' Erkekler de bu kurala uysaydı, dünya kuşkusuz çok güzel bir yer olurdu,'' demişti Leslie. ''Ama bunu yapmadıkları sürece kadınlar da hazırlıklı olmalı.''
PEGASUS YAYINLARI
Çeviren: Firuzan Gürbüz
Nisan 2013
365 Sayfa
Bir telaş var belli ne kadar hızlı okuyorsun yahu.Ara ver mimi yap. O kedinin gözü nasıl çıkmış öyle korktum. .
YanıtlaSil