3 Aralık 2015 Perşembe
Okudum Bitti- 84: 10 Amazon Yüksek Doz Yaşam
10 Amazon ve sahnenin arkasındaki isimsiz kahramanların öyküsünü içeriyor bu kitap. 10 savaşçı kadın ve ve onlarla aynı cephede savaşan sevdiklerinin hayranlık uyandıran ve beni çok sarsan, etkileyen, hayran bırakan hikayesi... Her bir Amazon 'un öyküsüne ya gözyaşlarımla başladım ya da aynı şekilde bitirdim. Hastalıkla savaşan tüm insanlara sağlıklı günler diliyorum. Onları anlayabilmek adına atılan en güzel adımlardan biri bu kitabı okumak. Tüm Amazon'ların savaşlarını kazanabilmesi dileğiyle...
Kitaba kendi hikayeleriyle can veren Amazonlar ;
Ayşe Durul Aslan,
Leyla Bahtiyar,
Ayşenur Parlak,
Bilgen Denktaş,
Pınar Akçe,
Rabia Ö. ,
Elif Bozkurt,
Filiz Uzunoğlu,
Rukiye Işık Doğdu,
Funda Değirmenci.
Meme kanseri ile olan mücadeleri onları bir araya getirmiş. Bize de bu cesur savaşçıların yaşadıklarını bazen korkarak,bazen saygı duyarak, bazen ağlayarak okumak düşmüş. Rabbim hepimize sağlık versin.
Google 'dan alınmış bu şahane görselde savaşçılarımızı görebilirsiniz.
... Ayakta duracak hali yokken bile hayatta duracak nedenleri olmalı insanın.
... Bakış açısı her şeydir.
Önemli olan, başkalarının sizi nasıl gördüğü değil, sizin kendinizi nasıl gördüğünüzdür.
* İstiridye ve İnci'sinin Kanserle Dansı
*AYŞE DURUL ASLAN
... Ağladım, ağladım, ağladım... Gözlerim şişip kapanana, akacak tek damla yaş kalmayana kadar... En güzel zamanlarım, mutluluktan uçuşacağım anlar, ölüm korkusu ile yer değiştirdi. Tozpembe hayallerim elimden alınıp, karanlık bir gelecek konmuştu önüme... Ağladım, Savaş bana sarıldı. O sarıldı, ben gözümü açtım, ona baktım. Beni korkutan her şeyi yok edecek olandı o, yaşama tutunma sebebim. Ama, ''Kal...'' diyemezdim; onu da korkularıma ortak edemezdim. Biliyordum, çünkü ben nasıl acı duyacaksam, o da aynısını yaşayacaktı.Bana belli etmemek için güçlü duracaktı ama içten içe tükenecekti belki de. O yüzden ''Git!'' dedim. '' Benimle yaşamak zorunda değilsin.'' Ama o ''Evlenelim!'' dedi. '' Bir sene bekleyecektik, Beklemeyelim. Hemen evlenelim.'' Sarıldık yine,bu kez beraber ağladık.
*Pembe Kurdeleli Gelin
AYŞENUR PARLAK
...İnsan hastanedeyken bile şöyle bir etrafa baktığında haline şükrediyor, hatta ettiği şükürleri yetersiz buluyor. Yaşamın ne demek olduğunun, sağlığın en büyük zenginlik olduğunun farkına varıyor. (O an varıyor da devamı geliyor mu bilinmez.) Her konuyu unutmaya meyilli insanoğlu, hastane çıkışı, görüklerini de unutuyor; hoyratça yaşamaya devam ediyor.
... Daha önce birlikte tanık olduğumuz annemin hastalığı esnasında, hasta yakını psikolojisinin hasta için ne denli önemli olduğunu biliyorduk. ''Kıymetliniz'' acı çeker ve siz çaresizce öylece bakakalırdınız. Çaresizliğin insanın elini kolunu bağlaması kadar ezici bir duygu yoktur hayatta.
*Günebakan
BİLGEN DENKTAŞ
... Bizim gibi genç veya bizden küçük hastaları gördükçe çok üzülüyorum. Bir gün, hastanenin park yerinde dedemi beklerken küçük bir çocuk görmüştüm; yedi yaşındaydı... Galiba lösemi hastasıydı. Babası ve annesi ile parkta oynuyordu. Babasına, '' Babacığım, iyileştiğimde ben de artık tek başıma binebileceğim değil mi bunlara?'' dedi. İçim ''cız'' etti. Kendimi tutamadım ağladım. İçimden, ''Allah'ım ben bu yaşıma kadar, gördüm. Bu küçük kardeşimizin de görecek günleri olsun!'' diyerek onun için dua ettim.
* Üzül'MEME'li
ELİF BOZKURT
... Belki de anne olduğum için, kemoterapi servisinde beni en çok etkileyen çocuklardı. Orada hasta olan her çocuğu gördüğümde aklıma düşen o düşünce tüylerimi diken diken ediyordu. Hiçbir zaman söyleyemedim, ne kendime ne bir başkasına aklımdan geçen o şeyi : ''Oğlumun da!'' Asıl korkum!...
*Uyanış
FİLİZ UZUNOĞLU
...Yaşama dair planlarını hep erteliyor musun? Öyleyse bir doz kemoterapi al, hayatında yapmak isteyip de yapamadıklarını düşün, hayıflan.
*Kendime Açılan Kapı
FUNDA DEĞİRMENCİ
... Sağlıklı iken, her şeyi yapabilirken aklımıza bile gelmeyen hareketlerin, bedenimiz ve ruhumuz için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.
* Deprem, Balyoz, Operasyon
LEYLA BAHTİYAR
... Ertelediğim ne de çok varmış! Günlerim yetmiyordu. Dudaklarımın kenarında belirgin çizgiler oluşuyordu gülümsemekten. Olsundu. Yaşamak ne güzeldi! Bu ağaç daha önce burada mıydı? Yağan yağmur eğlenceliymiş, ardından çıkan gökkuşağı da gerçekmiş meğer. O köpekten kaçmaya gerek yokmuş, yol vermeyen adama sinirlenmeye de... Yaşamak, ne güzelmiş! Ben fark edeyim diye bana verilen hediyelermiş çevremdekiler.
*İçimdeki Misafir
PINAR AKÇE
...Artık kabullenmekten başka bir şey elimden gelmiyordu. Her şeyi akışına bıraktık. Tevekkül... Sadece tevekkül...
* Annesine Hayat Veren Bebek
RABİA Ö.
... Ne önemliymiş meğer her yeni güne uyanabilmek, öğreniyorum. Bu satırları kendim ve senin için yazıyorum Eylül'üm. Unutmamalı insan yaşadıklarını. Zor günler, güzel günler, hepsi gelip geçer. Anı yaşamayı ve yarına umutla bakmayı bilebilmeli ama yine de unutmamalı insan yaşadıklarını.
*Eylül
RUKİYE IŞIK DOĞDU
ETON YAYINCILIK
2015
263 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu kitabı aylar önce İnstagram hesabından gördüğümü hatırlıyorum. O zaman da ilgimi çekmişti. Denk geldiğim zaman alıp okuyacağım. Güçlü kadınların hikayelerini seviyorum. İnsanın ilhama ihtiyacı olduğu anlarda okunması gereken kitaplardan.
YanıtlaSilAylar önce okumuştum zaten ama araya giren sağlık sorunları, psikolojik nedenler yüzünden gecikti blogda yer bulması.
Siluzun zamandır ilgimi çekiyordu, alıntılarla daha da çok ilgimi çekti en kısa zamanda okumalıyımm ^^
YanıtlaSilŞimdiden iyi okumalar, bol gözyaşı içerir, hayatın kendisi gibi.
Sil