13 Aralık 2015 Pazar
Okudum Bitti- 91 : Bir Adım Sonrası Ayrılık || Zeynep Şentürk
Herkese merhaba. Bugün okuma listelerimi birazcık daha bozan bir kitapla buradayım. Çıkacağını ilk duyduğumdan beri uzaktan da olsa içten içe heyecanını paylaştığım ve çok merak ettiğim bir kitap ; Bir Adım Sonrası Ayrılık.
İyi bir okur olduğunu, okuma şenliği listeleri sayesinde bildiğim Zeynep Şentürk ; yazarsa merak etmemek elde değil. Konusunu hiç bilmeden, hatta arka kapağını bile okumadan başladım kitaba. Seveceğimi tahmin ediyordum ama bu kadar sarsıcı bir kitap olacağını açıkçası beklemiyordum. Hem güldüm, eğlendim hem de hüngür foşurt ağladım. Çok güzeldi. Umarım sevgili yazarımız bol bol yazar da bizler de okuruz. Bu arada kitap kapağının ön yüzü ayrı güzel arkası ayrı güzel. :)
Okumaya başlar başlamaz sürprizle karşılaştım. Esas oğlan Amerikalı bir aktör; Daniel. Vay be diye okumaya başladım. Tatlı tesadüflerle başlayan çikolata gibi kokan aşk hikayesinin diğer kahramanı da gamzeli bir Türk kızı. İnatçı,tatlı bir hostes ; Gamze.
Adam hem aktör hem yakışıklı ama öyle alıştığımız itici, burnu havada tiplerden değil. İlk görüşte aşık olup, sevgisini gözler önüne sermekten çekinmeyecek kadar da romantik. Hani kapakta ''Mutlu sonlar romanlara özgü...'' diyor ya, böyle mükemmel erkekler de zaten ya romanlarda ya filmlerde oluyor. Bu arada Gamze ile ne çok ortak yönümüz varmış. Kitap okumak, futbol ve araba yarışı oyunları oynamak, futbol sevmek, güzel yemek yapmak... Bana da bir Daniel lütfen. ;)))
Kitabın ilk yarısını büyük bir keyifle okudum. Buram burak aşk var bu kitapta. Sonrası da çok etkileyici, sarsıcı. Hele ki mektuplar... Özellikle bana , bütün duyguları yaşatan; okuyup bitirdikten sonra uzun süre etkisinin devam ettiği güzel bir kitaptı. Bir sonraki kitap lütfen Jamie 'nin hikâyesi olsun. Başta dediğim gülümseten kısımların çoğunda Jamie vardı. Çok şekerdi. :)
Tatlı ötesi arka kapak ise bunları söylüyor :
Zengin de olabilirsiniz, fakir de. Güzel de olabilirsiniz çirkin de. Ama aşk tüm bunların dışındadır. Bir anda gelir, bir tesadüfle... Bazen yolda gördüğünüz bir tabela ya da kırmızı bir ışık hayatınızı değiştirir. Hayat bir önceki sizden bambaşka bir ‘siz’ yaratır. Benim hikâyem tam da bu noktada başlıyor. Kırmızı ışıkta beklerken gördüğüm bir çift gamzeyle. Gülüşünü gördüğüm anda ona âşık olmam kaçınılmazdı. Adı, boyu, yaşı... Hiçbiri aklıma gelmedi, benim için güldüğünü görmek istediğimden başka. Artık benim için gelecek, adını bile bilmediğim bir kızdan ibaretti. Onu seviyordum ama tanımıyordum. Görüyordum ama konuşamıyordum. Her bulduğumda ise yeniden kaybediyordum. Kaderin karşıma çıkardığı tüm sorunların aksine ya hayatımın aşkını kazanacaktım ya da korkularımın arkasına sığınıp yaşayabileceğim en büyük aşkı kaybedecektim. Ama biliyordum ki kendi çizdiği yolda, kendi adımlarıyla ilerlerdi aşk. Soru işaretlerinin arasından sıyrılan tek ‘nokta’ vardı ve o da onu sevdiğimi söylediğimden sonra konulandı.
Onu seviyordum, nokta. Çünkü sevgi varsa onun için savaşmak kaçınılmazdı. Bu savaştaki tek kural ise geçmişteki artılar, gelecekte işe yaramazlar!
... Umudu kaybetmek insanda boşluk hissi yaratıyordu.
... Onu ilk gördüğüm andan itibaren geçen her anda yaşadığım olayların daha net bir şekilde farkına varabiliyordum. Her olayda aşkın soru işaretleriyle nasıl da çevrelendiği daha iyi anlayabiliyordum. Yazgımı değiştiren aşk, bana yeni bir gelecek yazıyordu. Farkındaydım ve elim kolum bağlı, sadece uzaktan bakıp olacakları bekleyebiliyordum. Bütün bu soru işaretlerinin arasından sıyrılan tek nokta vardı ve o da onu sevdiğimi söylediğimden sonra konulandı. Onu seviyorum, nokta.
... Hem beraber olmak istiyor, hem de hayallerimizden ve kendimizden vazgeçmeyi reddediyorduk. Oysa onu gördüğüm ilk andan beri hep benim ve benimle olmasını ne kadar çok istediğimi biliyordum.
Onunla yaşamak ve onunla ölebilmek!
... İnsanlar, başkalarının hayatlarında kalplerine dokunabildikleri kadar var olabilirlerdi ve Gamze benim kalbimin her köşesine dokunmuştu bile. Belki de bu yüzden o hep bende var olabilecekti. Hem de ebediyen.
DOKUZ YAYINCILIK
Kasım 2015
430 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Aşk kitaplarını severim.okurken film yönetmeni gibi oluyorum
YanıtlaSil