#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 145 : Mevsim Hep Sonbahar || Parinoush Saniee

6 Aralık 2014 Cumartesi

Okudum Bitti - 145 : Mevsim Hep Sonbahar || Parinoush Saniee







                                              Herkese merhaba , zaman azaldıkça okuma şenliği kitaplarıma hız vermeye çalışıyorum , aynı zamanda da  sanki bu sene yetiştiremeyeceğim diye düşünmeye devam ediyorum. Sonbahar temalı kitap için cuk oturdu , kapağın güzelliği ise ayrı bir olay. Her elime aldıkça hayran hayran inceledim.  Dolu dolu bir kitap olmasına rağmen hemencecik bitti , çok güzeldi. 



                                            Şiilik merkezi kabul edilen Kum şehrinden , Tahran 'a göç eden , muhafazakar , geleneklerine bağlı bir ailenin yaşamına önce genel olarak dahil olup , sonra ailenin akıllı, azimli ,hevesli ortanca kızı Masume ile detaylı ve yoğun bir yolculuğa çıkacaksınız. 


                                             Masume , okula devam edebilmek için biri serseri diğeri aşırı tutucu abisi ve her daim onları destekleyen annesi ile epey mücadele etmek zorunda kalır , neyse ki babası sevgisini çok göstermese de kızını destekler ve Masume , eğitimine devam edebilir. Zor günlerinde tek destekçisi ve  dostu Pervane 'dir. Okula gidip gelirken Sait 'le karşılaşırlar ve aralarında uzaktan da olsa bir aşk başlar ve bu masum aşk Masume 'nin bütün hayatını altüst eder. Evlendikten sonra da aşırı fanatik siyasi görüşü olan kocası  yüzünden zor günler yaşar. 



                                               Herkesin kendini haklı gördüğü , fikirlerini tartışmaya açık olmadığı , siyası durum neyi gösteriyorsa , çıkarına göre siyaha beyaz diyecek insanların dünyasında , yeri geldiğinde ideal bir eş , ideal bir anne olmak için , yeri geldiğinde evin reisi olmak için , eğitimi için  Masume 'nin verdiği acıklı mücadele , harikaydı.


                                             İran Devrimi 'nin gölgesinde , Masume 'nin yaşadıklarıyla aslında kitabın kapağında olan , '' Sessiz bir ağıttır Doğu'da kadın .''  cümlesinin ne kadar doğru olduğunu , tüm acısıyla hissedeceksiniz. Farklı kültür ve olaylar olsa da Bin Muhteşem Güneş 'i sevdiyseniz , bu kitabı da severek okuyacaksınız.







... Her gün eve geldiğinde, bir havlu alıp süs havuzunun yanında dururdum. Babam elini omzuma koyar, ayaklarını havuza birkaç kez batırıp çıkarırdı. Sonra da ellerini ve yüzünü yıkardı. Ona havluyu uzatırdım. Yüzünü kurularken bana açık-kahverengi gözleriyle öyle bir bakardı ki, beni sevdiğini ve benden memnun olduğunu anlardım. Onu öpmek isterdim ama yetişkin bir kızın bir adamı öpmesi uygun değildi; bu adam babası olsa bile.





... '' Yemin ederim ki onun için her gün pilav ve tavuk pişiriyorum. Kuzu paça çorbasıyla buğdaylı ve etli lapa yapıyorum . Kahvaltısı için kuzu kellesi ve paça çorbası alsın diye Ali'yi dışarı gönderiyorum. Hep tekrar biraz kilo alır, bu kadar hastalıklı görünmez ve düzgün bir adam onu beğenir umuduyla.''

     Çocukluğumdan bir peri masalını hatırlamıştım. Bir canavar, bir çocuğu kaçırıyordu ama çocuk, canavarın yiyemeyeceği kadar zayıftı. Canavar çocuğu yiyeceğine, bir yere kilitleyip çabucak şişmanlasın, leziz bir öğün haline gelsin diye , ona bol miktarda yemek getirmeye başlıyordu. Şimdi de ailem beni şişmanlatmak ve bir canavarın önüne atmak istiyordu.




... Allahım, bu nasıl bir gelenekti böyle? Bir gün iki yıldır tanıdığım, hakkında bir sürü şey bildiğim, sevdiğim ve birlikte dünyanın öbür ucuna gitmeye hazır olduğum bir adamla iki laf ettim diye beni öldürmek isterken, ertesi gün hakkında hiçbir şey bilmediğim , korku dışında hiçbir his beslemediğim bir yabancıyla yatağa girmemi istiyorlardı.



... '' Hayır!'' dedi Siyamak.  '' Anlamıyorsun. Bu örgüt hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. İnsanlığa adalet getirmek istiyorlar. ''

     '' Canım benim, hep böyle diyorlar. Hiç gücü eline geçirmek isteyen birinin insanlığa adalet getirmek istemediğini duydun mu? Oysa adalet hepsi için başa geçtiklerinde yerini bulur ve birileri yollarına çıkacak olursa, onları cehenneme göndermek için vakit kaybetmezler... ''



... Hayatım televizyonda tekrar gösterilen programlar gibiydi; yalnızca her seferinde olaylar biraz farklıydı ve tahammülüm her seferinde biraz daha azalıyordu.



... Bu ne kadar garip bir dünyaydı böyle. Ne öfkesinin ne de cömertliğinin bir ayarı vardı.










                                                                                          MARTI YAYINLARI 
                                                                                        Çeviren : Güneş Demirel
                                                                                                   Ekim 2014
                                                                                                    543 Sayfa
                                                                                             

1 yorum:

  1. Çok güzel bi kitaba benziyo. Ayrıca endişelenme bitirirsin bencee :)

    YanıtlaSil