ay ışığının ağaç gölgelerini serptiği bir kaldırımda,
suskun ve engin gecenin içinde, ağır ve yalnız kendi ayak seslerini dinlemektedir.
yalnızlık,
duvar saatinin ve kandilin önünde,
aceleci tik taklara ya da zamanın sürüklenişine kulak vermektir.
yalnızlık,
gözler açık, sırtüstü uzanıp,
yanan yüreğinin zorlu atışlarını dinlemektir.
yalnızlık,
ne terk edilmiş evin açık kalmış penceresi,
ne de insan gölgesi bile olmayan göl ya da kurbağa sesleri.
yalnızlık,
kederli ve insansız bir dünya değil
ama kalabalığın biçimlendirdiği bir çöldür.
yalnızlık,
dünyayı aşan ve uzaklaşan bir düşünce değil
ama insanların tutkulu aşkıdır.
ey benim yalnızlığım,
sevmemek elde değil, yalnızlığı.
(Türkçesi: Aydın Ergü )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder