31 Ocak 2019 Perşembe

Okudum Bitti-5: Kısas | Sevinç Kuşları-2 || Sezgin Kaymaz





            Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı çok sevdiğim Sezgin Kaymaz'ın Sevinç Kuşları üçlemesinin ikinci kitabı Kısas. Çok sevdiğim biriyle beraber okuyoruz. Son kitaba da başladık. Ama ben dayanamadım Sezgin Kaymaz'ın çıkan son kitabı Nefha'ya da başladım. 

     İlk kitap Deccal'in Hatrı hakkındaki yazım burada

        İlk kitap gibi bunu da severek okudum. Hatta hediye olmasından ve güzel kokusundan dolayı daha da çok sevdim ama çok zor okuduğum kısımlar da oldu. İçime resmen kocaman bir öküz oturdu. İlk kitap daha yumuşaktı, aşk odaklı denilebilirdi kısmen. Bu çok daha sert. Aynı kadroya daha birçokları ekleniyor. Bu defa fuhuşa zorlanan sokak çocukları etrafında dönüyor olaylar. Epey bir sonlarına kadar bahsi geçen çocukları daha küçük yaşlarda canlandırmıştım gözümde, hani 6-7 yaş küçük olmuş büyük olmuş yaşananların korkunçluğunu elbette değiştirmez ama öyle hissettim okurken. 

          İlk kitabın ardından Ankara'da 'yavru' mafyalar işi ele almaya çalışırlar, Deccal malum kapanmamış hesap bırakmaz. Hesaplar dürülürken iş kayıp sokak kedilerine yani bizim çocuklara döner. GMK 33 de yine aynı , nüfus azalmadığı gibi oldukça renklenerek artar. Böyle acıklı, iç burkan bir konu etrafında dönerken arada öyle şeyler oluyor ki ister istemez gülüyorsunuz. Sezgin Kaymaz okurken böyle dengesiz ruh hallerine girip çıkıyorum. Çok güzel ama. Çok seviyorum. 


           Bol karakterli, bol olaylı, çok üzücü ama çok güzeldi bence. Sezgin Kaymaz okumayı seviyorum, herkes en az bir tane Sezgin Kaymaz kitabı okusun istiyorum. :) Son kitabı da severek okumaya başladık, araya biraz zaman girdi ama unutulmayacak bir kadro ve konu olduğu için severek okuyacağız. Güzel kitaplar iyi ki var, güzel kitapları daha da güzelleştiren güzel insanlar da iyi ki var. : 



'' 'Öyle değil işte dedi...' dedi Naim Orhun. 'Hayvan deyip geçmeyeceksin.' Zaten insanlar aç dururken hayvanlara bakmak neymiş diyen, merhametten nasibini alamamış kaplamalardan oldum olası nefret ederdi. Bir bütündü kardeşim merhamet denen şey. İnsanı, hayvanı, ağacı olmazdı...''


''Her şey başlardı sadece ve kılık değiştirerek devam ederdi; biten hiçbir şey yoktu, olmazdı.''


'' 'Tarif edemeyiz biz aşkı,' diyelimdi. 'Kendini kendi, acısını acısı, hasretini hasreti tarif eder onun.' Aklının ermediği bir yerde dikilir karşına. Akıllının harcı değildir hiç. Ama onu bulmak için de akıl lâzımdır sana gene. Delicedir. Bir mâşuk bulursun kendin olmayanda, bir de bakarsın bir âşık bulmuşsun kendinde. İkinizi birden ara dur sonra. Onda veya sende. Bulmak, aramanın sonu değildir çünkü, başıdır.''



''Üzülme...
Üzülebilecek kadar güzel bir yüreğin varsa sevin.
Üzülme.''


''Unutmak da terk etmek değil mi neticede Celil?''


''Ölmek, eziyet görmenin yanında iyi bir ihtimâldir.''



İLETİŞİM YAYINLARI

1. Baskı Kasım 2014
436 Sayfa


26 Ocak 2019 Cumartesi

Okudum Bitti-4: Süzme Felsefe || Anooshirvan Miandji





       Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı belki de en az okuduğum türden. Okumaya başlamadan birazcık gözümü korkuttu ama korktuğum gibi çıkmadı. 

       Önsöz kısmında şu kısmı görünce ohh dedim içimden: ''Bu eser size hiçbir şey vaat etmiyor. Sizi daha zengin, daha önemli, daha mutlu yapmayacaktır. Ancak size değerlerinizi hatırlatabilir...'' Yazar kitabı kendi için bir nevi başucu kitabı olarak hazırlamış. Yazarın beğendiği fikirlerden, aforizmalardan oluşuyor. Bazılarını ben de beğendim, bazılarına hadi ordan dedim, bazılarında da tebessüm ettim. Bazıları birbirinin tekrarı gibiydi. Arada açıp okuyup hımm demelik bir kitap olmuş. Arada bir düşünmek iyidir. :) 
    
       Dilsel, Felsefi, Bilgisel, Ahlaksal, Mantıksal, İrdesel, Zihinsel, Bireysel, Eğitimsel ve Toplumsal başlıklı on bölüme ayrılmış arada çizimler de var.  Güzel olmuş özetle. Yazarın Bilgi Yayınevi'nin sitesinde hakkında yazdığı şöyle tatlı bir yazı vardı:




''Adım ve soyadım Anuşirvan Miyancı şeklinde okunur. İran Azeri Türkü ve Tebrizliyim, Hz. Şemsin ve Behrengi’nin hemşerisidir diyenler var ve 1995 senesinden beri Ankara’da yaşıyorum, bir söylentiye göre hücreler yedi senede bir değişiyormuş, eğer doğruysa ben çoktan Ankaralı olmuşumdur. Eczacılık okudum sonra, Farmasötik kimya uzmanlığını 1.lik derecesiyle bitirdim. Şu anda Felsefe Bölümü Bilim Tarihi'nde doktora yapıyorum. Oxford Üniversitesi'nden 2016-2018 arası Bilim Felsefesi, Eleştirel Düşünme ve Bilgi Teorisi üzerine eğitimi aldım.
Yazdığım kitaplar var, örneğin Modern Farsi (1994, İran), Digital konuşma sözlüğünü (1996,Türkiye), Beginner’s Persian (1997, ABD), Farsi-English/English-Farsi Concise Dictionary (2003, ABD), Tıbbi Bitkiler Atlası (2010, Türkiye), Süzme Felsefe (2012, Türkiye), Majistral Reçeteler ''




''Abartının yaygın olduğu yerde, bir şeyi olduğu gibi anlatmak, küçümseme gibi algılanabilir.'' 

''En tehlikeli yalan kendine söylediğin yalandır.''

''Bazen insan sözcüklere dokunmak ister, işte kitap onun için kıymetli.''

''Bizi engelleyen cahilliğimiz değil onu reddedişimizdir.''

''En büyük sevgi, zarar vermemektir.''

''Bazen saygı cehaletten gelir. Tanıdıkça saygın azalır.''

''Çok düşündüm taşındım, bulduğum tek bir terör var adı 'cehalet terörü'. Diğer hepsi onun torunları.''

''Demokrasideki en büyük yanılgı, çoğunluğun doğruluk olduğunu zannetmektir.''

''Milyonlarca kişinin yanlış bir şeye inanması, o yanlışı doğru yapmaz.''

''Yazılmış bir kitabın çok satılması ile çok satılması için yazılan bir kitap arasında çok fark var.''  

''İnsanlara utanmayı yeniden öğretmek gerekir.''

''Aptal hata yapan değil, bundan sürekli başkalarını sorumlu tutandır.''

''Başınız ağrıyorsa sevinin, içi boş bir organ ağrıyamaz.''

''Bazı insanların var olma olasılığı, bizi mutlu etmeye yeter.''

''Hiçbir aygıt insanlığa televizyon kadar zarar vermemiştir.''


BİLGİ YAYINEVİ
1. Baskı (Genişletilmiş) Kasım 2018
174 Sayfa




25 Ocak 2019 Cuma

Okudum Bitti- 3: Beyaz Kasımpatı || Mary Lynn Bracht





          Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı annemin tavsiyesi Beyaz Kasımpatı. Benden önce okuyup elindeki bitince bunu da oku dedi. :) Anne sözü dinlemek lazım hemen başladım okumaya. Severek okudum ama aynı zamanda zor da okudum çünkü çok çok üzücüydü. 

        

      
          1943 yılında Japon işgali altındaki Kore'de zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan ailelerden birinin on altı yaşındaki kızı Hana, annesiyle beraber dalgıçlık yapıp ailesini geçindirmeye çalışıyor. Bir gün küçük kardeşini kurtarmak için Japon askerlerine esir düşer ve çook çok korkunç şeyler yaşar. Mançurya'ya oradan da Moğolistan'a uzanan her anı acılara dolu hayatını okurken gözlerim doldu sık sık.

         2011 yılında ise Güney Kore'de Emi'nin yaşadıklarına tanık oluyoruz. Acı dolu geçmişini kalbinde taşıyan ve artık yaşlı bir kadın olan Emi'nin herkesten sakladığı sırlarını ortaya dökme zamanı gelmiştir. 

        Çift zamanlı ilerlemesi sayesinde daha da ilgiyle, merakla ve hep bir buruklukla okudum. Gerçeklere dayalı bir kurgu olması daha da iç acıtıcı. İnsanların ne kadar zalim olabileceklerini ne yazık ki biliyoruz. Savaşlar çok kötü, keşke hiç olmasa... Daha da önemlisi keşke ekmeğini yediği ülkeye ihanet eden insanlar yok olsa... Neyse okuyun bence çok güzeldi.




''Acı, iyi bir öğretmendi...''


''Düşünmemek çok daha kolaydı, yokmuş gibi davrandığında aynı şeyleri defalarca yaşamak zorunda kalmıyordu.''


''Bir gün babası siyasi şiirlerinden birini okuduktan sonra kelimeler çok güçlüdür demişti. Ne kadar çok kelime bilirsen o kadar güçlü olursun. Japonların kendi dilimizi yasaklamasının sebebi de bu. Kelimelerimizi kısıtlayarak gücümüzü azaltıyorlar...''



ARKADYA YAYINLARI

Çeviren: Dilek Parsadan
1. Baskı Aralık 2018
392 Sayfa



13 Ocak 2019 Pazar

Okudum Bitti-2 : Kasedi Başa Sardır || Mihrap Altıntaş





         Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı ilk defa okuduğum bir yazardan. Mihrap Altıntaş'ın yazdığı Kasedi Başa Sardır. Kapağı çok tatlı değil mi? Arka kapakta da kalem var. Kalemle kaset sarmadıysanız gençsinizdir epeyce. :) 

        80'li, 90'lı yılları yaşamış, o yıllara özlem duymayan insan azdır sanırım. Kitapta da 90'larda yaşadığımız birçok şeyi bulabilirsiniz. Yazar kendi özlemlerini, anılarını anlatmış ama o yılları yaşayan herkesin kendinden bir şeyler bulması olası. 90'lı yıllar çok güzeldi, düşünsenize 90'lı yılların Türkçe popu bile güzeldi. Biraz dağınık ama yine de yalın bir anlatımı vardı. Aralara şiirler de serpiştirmiş yazarımız. Onlar da bonusu olmuş.



      Benim en sevdiğim bölümlerden biri 'Mektup' başlıklı bölüm oldu. Türkiye içinde üç gün falan mektubun ulaşması beklenirmiş, eskiden. 90'lı yılları yaşatıyoruz biz o zaman. Hâla çok severek mektup yazdığım, ulaşmasını ondan daha büyük heyecanla beklediğim biri var. Gerçi benim mektuplarım biraz destansı oluyor ama  olsun. Mektup yazmak da okumak da bence çok güzel. Yani güzelmiş. Yazın siz de birilerine, çok güzel oluyor. :)  Bir de Coşkun Sabah'ın Anılar şarkısını görünce aklıma geldi, annem çok severdi. Adı Coşkun Sabah olan kedimiz vardı bizim. :)) 



KARİNA YAYINEVİ

1. Basım Şubat 2018
140 Sayfa



11 Ocak 2019 Cuma

Gılgamış Destanı





                    Kitap seven herkese yeniden merhaba. Senenin sonunda okuduğum kitapları bloga not almaya üşendiğim için birikti, zaten Aralık ayında da ondan az kitap okudum. Her türlü tembeldim yani. Gılgamış Destanı da onlardan biriydi. Hakkında kulaktan dolma, oradan buradan okunma bilgilerim vardı. İlk defa baştan sonra okumuş oldum.

          İnsanoğlu'nun ilk yazılı ürünü, ilk başyapıtı kabul edilen Gılgamış Destanı'nı  okumuş olmak çok güzeldi. Düşününce hayranlık uyandırıcı. Kil tabletlere yazıldığı için zamanla zarar gören ve insanoğlunun yıkıcı gücü yüzünden de tamamına ulaşmanın artık imkansız olduğunu bilmek de aynı oranda üzücü. 

         Gılgamış ve Enkidu'nun geçmişten gelen maceralarına dahil olmak zamanda yolculuk yapmak gibiydi. Ve güce, ölümsüzlüğe olan isteğin çok çook eskilere dayandığının bir kez daha farkına varmanızı sağlayacak. Hepimizin bildiği Nuh Tufanı'na rastlamak da ilk duyduğumda kafa karıştırıcı gelmişti.



     Kitap çok özenli hazırlanmış. Başlamadan önce doyurucu bilgiler var. Arka kısımda da ufak bir kaynakça. Sayfa sonlarındaki dipnotlar da faydalı. Güzel. yoğun biraz yorucu bir okuma oldu. 



TÜRKİYE İŞ BANKSI KÜLTÜR YAYINLARI

Çeviren: Sait Maden
7. Basım Nisan 2018
140 Sayfa


Birtakım Çocuk Kitapları (2018)





                 Kitap seven herkese merhaba. 2018 yılının son yarısında çok severek çocuk kitapları okudum. Hem de sesli okudum, çok keyifli oldu. Bunlar da onlardan paylaşmaya fırsat bulamadıklarım. 

      Anadolu Efsaneleri: Yalvaç Ural'ın yazıp Haslet Soyöz'ün resimledirdiği konsantre bir kitap. Kısacık kısacık özetlenmiş efsaneler.

Kitapta bulunan efsane ve öyküler şunlar:
Bir Boğaziçi Efsanesi: Boğaziçi ya da Buzağı Geçidi

Kavak Kayaları

Örümcek Kız (Arakhne)

Bir Çanakkale Efsanesi: Hero ile Leandros

Marsyas- Apollon Müzik Yarışması

Telephos Efsanesi

Gordion

Philemon ile Baukis

Selene ile Endymion

Dünyadaki İlk Güzellik Yarışması

Eros ile Psykhe

Amazonlar

Kykloplar

Kybele

Priapos

Bellerophontes ile Khimaira

İda/ Kaz Dağı

Çobanların Tanrısı Pan

Sisyphos Efsanesi

Yedi Uyurlar Efsanesi

Gyges Efsanesi

Kassandra Efsanesi


YAPI KREDİ YAYINLARI
11. Baskı Ağustos 2018
122 Sayfa



   Tekir Kedi ile Kırlangıç Hanım
Bir Aşk Hikâyesi de Jorge Amado tarafından yazılan bir kitap. Carybe tarafından resimlenmiş. İnci Kut çevirmiş.  Yazar kitabı 1948 yılında oğlu bir yaşını bitirdiğinde, ilerde okusun diye doğum günü hediyesi olarak yazmış. 1976 yılına kadar unutulup kalmış, oğlu tesadüfen bulup Carybe de daktiloyla yazılmış hikayenin üstüne resimler yapınca eee artık kitap olsun demişler. :)
      Herkesi korkutan, huysuz, asabi, acımasız olduğu düşünülen Tekir Kedi'nin, küçük Kırlangıç Hanım'a olan imkansız aşkını ve etkilerini okuyacağınız bir kitap. Yazarı da ilk defa okudum. Tarçın Kokulu Kız ve Mucizeler Dükkanı isimli kitaplarını da okumak istiyorum.

''Mutluluk, geçmişin anılarından daha başka şeylerle beslenmek ihtiyacındadır; geleceğin düşlerine de gereksinim duyar.''

KIRMIZI KEDİ YAYINLARI
1. Baskı Haziran 2018
144 Sayfa





Üçüncü kitabım Rudyard Kipling 'in yazdığı Orman Kitabı. Kipling'i Adam Olmak isimli şiiriyle duymuştum yıllar önce. Sonra Dilek Evi isimli kitabı okudum. Hakkındaki yazım burada. Daha sonra Korkusuz Kaptanlar ve Kim isimli iki ayrı çocuk kitabını okudum, haklarındaki yazım burada. Bu kitabı daha önce almıştım ama en sona kaldı. bir vesileyle okudum. Orman Kitabı'nı çoğumuz duymuşuzdur . Film, çizgi film ya da oyunlar sayesinde. Kitabı alırken de başlarken de Mowgli hakkında bütün bir hikaye olacak sanıyordum. Öyle olmadı, keşke öyle olsaydı.
     Mowgli'ye dair bölümler haricinde kitapta olan öyküler:

Beyaz Fok Kotick

Rikki-Tikki-Tavi

Fillerin Arasındaki Toomai

İmparatoriçe'nin Uşakları

    Aslında diğer hikayeler de çok güzel ama Mowgli'ye şartlanınca, yarım kalmış gibi hissettim. Yine de güzeldi. Yayınevinden de ilk defa bir şey okudum ve sevdim. Seriden başka kitaplar da alabilirim.

ÇOCUK GEZEGENİ
Çeviren: Efe Erdal
1. Baskı 2017
240 Sayfa





    Son kitabım da Uykudan Önce 10 Klasik Masal
      Baskısı, cildi, resimleri çok güzeldi. Gerçekten küçük çocuklarınıza uyumadan önce okuyacağınız kısalıkta, özet masallar.

Kitapta bulunan masallar:

Külkedisi

Çirkin Ördek Yavrusu

Fareli Köyün Kavalcısı

Kırmızı Başlıklı Kız

Hansel ve Gretel

Pamuk Prenses

Parmak Çocuk

Cesur Terzi

Çizmeli Kedi

Pinokyo

    Küçük canavarlara çok güzel bir hediye olur. 


İNDİGO KİTAP
1. Baskı Kasım 2016
168 Sayfa


9 Ocak 2019 Çarşamba

Okudum Bitti-1: Çit || Doris Pilkington





            Kitap seven herkese merhaba. Günün ve senenin ilk biten kitabı Çit. Aralık sonunda başladım ama pek okuyamadığım için yeni bitti. 

       Aborijinlerle ilgili başka kitaplar okumuştum (bunun gibi ). Belgesel benzeri şeyler de izlemişliğim var. Bu kitap da 1931 yılında Avustralya Hükümeti'nin asimilasyon politikası gereği beyazlara hizmetçi olarak yetiştirilmek için ailelerinden zorla alınıp bir merkeze götürülen  üç küçük Aborijin kızının hikayesini anlatıyor. Molly, Gracie ve Daisy bu merkezden kaçıp dokuz hafta boyunca  sürecek yolculuklarına başlarlar ve iki bin kilometre yol katederler. 

      Gerçek bir hikaye olanın kitabın filmi de varmış ve  2002 Edinburgh  Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü kazanmış. İzlemedim ama izleyeceğim. 





'' 'Yaşlı Udja hakime gidip karısı Nella'nın kaçırıldığını söyleyince adama bir çuval un vererek evine göndermişlerdi,' diye hatırlattı Moody. 'Halbuki yaşlı adam beyaz adamın yasalarından adalet ummuştu. Ne yazık ki umduğunu bulamadı.' ''



FLAMİNGO YAYINLARI

Çeviren: Soner Tursun
1. Baskı Kasım 2018
166 Sayfa


7 Ocak 2019 Pazartesi

Gençliğin Şarabı || John Fante




               Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı canım Fante'den. 2018'de okuduğumuz son Fante kitabıydı. Henüz okunmamış üç kitabımız daha olduğu için mutluyum. 2018 yılında en sevdiğim kitapları tek tek düşünüp seçmem biraz zor olabilir yüz doksan civarı kitap okudum. Yılın en güzel şeylerinden biri Fante ile tanışmak oldu. Vesile olan şeylere minnet borçluyum. Noel Baba, Tolkien, Ursula ve B
ukowski gibi... :) Belki de aynı sebepten ''ilk'' kitabımız olduğu için Toza Sor çok özel kalacak. Bütün Fante kitaplarımı ve birkaç özel kitabımı daha aynı rafa yerleştirdim bakıp bakıp mutlu oluyorum, öyle bir sevgi işte. :) 


        Gençliğin Şarabı'nda Fante'nin birbirinden güzel öyküleri bulunuyor. Tanışma kitabı olarak seçilebilir. Biz Toza Sor ile tanıştık ama bu kitapla da başlamış olsaydım yine çok severdim. Fante'yi sevmek için yeterince sebebim var. Kitaplarını birbirinden bağımsız düşünemiyorum, öykülerinde de o tanıdık his vardı. Öykü olduğunu bilmeden  başladık, her öykü kısa bir Fante romanı olabilirdi. Kitap kapaklarını da çok seviyorum, hepsi çok güzel. 

Kitapta bulunan öyküler:

Ailede Bir Hırsız

Kapıda Bir Duvarcı

Süper Topçu

Dino Rossi'ye Bir Eş

Cehenneme Giden Yol

Bizden Biri

Bir Wop'ın Destanı

Rahibelik Düşü

Babamın Tanrısı

Tanrının Gazabı

Sahtekâr

Baharda

Tek Hücumluk Oskar

Hayalperest

Helen, Güzelliğin Benim İçin...




'' Bana öyle geliyor ki, Şeytan şatafatlı vitrinlerin önünde ağına takılacak birini bekler, özellikle yeni bir eldiven ya da silah ya da çok pahalı bir şeyi arzulayan birini...''
*Cehenneme Giden Yol


''Bu adamlar için ölüm gizemlerin en büyüğüydü, oysa kadınlar Tanrı'nın işine karışılmaz inancı ile durumu  kabullenmiş, ağlıyorlardı. Erkekler o eski, insan beyni kadar eski ve soğuk deyişlere sığınıyorlardı. Ölen kendi oğulları olmadığı için derinden sarsılmamışlardı. Üzgündüler, ama üzülmek gerektiği için; yürekleri kan ağlamıyordu.''
*Bizden Biri


Okuduğum(uz) diğer Fante kitapları:

Roma'nın Batısı hakkındaki yazım burada ,

Bahara Kadar Bekle, Bandini hakkındaki yazım burada,

Los Angeles Yolu hakkındaki yazım burada,

Toza Sor hakkındaki yazım burada


Bunker Tepesi Düşleri hakkındaki ise  burada ,


Üzümün Kardeşliği hakkındaki yazım burada .



PARANTEZ YAYINLARI

Çeviren: Avi Pardo
3. Baskı Aralık 2016
198 Sayfa