#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 117: Roma'nın Batısı || John Fante

25 Eylül 2018 Salı

Okudum Bitti- 117: Roma'nın Batısı || John Fante





            Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı canımız Fante'den. Bandini olmadan Fante okumak nasıl olur diye merak ediyorduk. Bence güzeldi. Fante ile geç tanıştım ama böyle peş peşe okuduk. İyi ki daha önce kendi kendime okumamışım. Böyle çok daha güzel, çok daha anlamlı oldu. ( Yaşasın beraber kitap okumak!) Elimizde okunmamış son bir kitabımız kaldı, baskısı tükenenleri de okuma şansımız olur umarım. 

           


'Dangalak Köpeğim' ile başlayan kısımda ellili yaşlarında, işleri pek de istediği gibi gitmeyen dört çocuk babası bir yazarın (Henry), davetsiz bir misafir olarak bahçesinde bulduğu oldukça ilginç bir köpekle yaşadıklarını keyifle okuduk. Bolca köpekli sahneler vardı. Bunun yanı sıra aile ilişkilerini de keyifle okudum. Hep Roma'ya gitme hayali var Henry'nin, bu hayal uğruna yaptıkları okuyup ara ara kızarken özellikle bölüm sonu beni çok mutlu etti.  Bu kitap öyle çok güldürmedi diyecekken 'Orji' isimli ikinci kısıma geldik. Zaten başlığı görünce bir şeytani gülümse belirdi yüzümde. Bu kısımda da yazarımızın çocukluğuna gidip dindar annesi, duvar ustası babası ve babasının ateist arkadaşı ile yaşadıklarını okuduk. Öyle bir sahne vardı ki günlerce durup durup güldüm. Hâlâ aklımıza geldikçe gülüyoruz da. 

Özetle hep benzer şeyleri okusak da, Fante'nin bence benzersiz kalemini çok seviyorum. 




''Köpekti, insan değil, bir hayvan, ama zamanla dostum olacak, beni gururlandırıp dertlerimi unutturacaktı. Tanrı'ya benim hiçbir zaman olamayacağım kadar yakındı ve okuma yazması yoktu, daha iyisi can sağlığıydı. O da uyumsuzun tekiydi benim gibi...''


''Porsche'u geri vitese takıp garajdan çıkarırken yanağımda ölü bir boşluk hissettim, Harriet'in bana güle güle öpücüğü kondurmadığı yerde. Çeyrek yüzyıldır hayatımızın bir parçası olmuştu güle güle öpücüğü. Bir kesişin dua tespihinin tanelerinden birinin eksikliğini hissettiği gibi hissediyordum o öpücüğün eksikliğini.''


''Bazen en iyisi gerçeği olduğu gibi söylemektir. Yüreğindekini açık sözlülükle ortaya koymak bir erkeği hiçbir zaman alçaltmaz.''


''Geldiğimi bilmeleri gerekiyordu. Adil olmalıydı, bu kadarını hak ediyorlardı.
   'Kutsal su!' diye bağırdım
Bir yandan koşuyor, bir yandan da 'Kutsal su!' diye bağırıyordum.
'Kutsal su geliyor!'
'Kutsal su yolda!'  ''
.
.
.

'' 'Kutsal suya dikkat! Kutsal su geldi! Güçlüdür bu su!'
Serptim suyu, o beyaz ölü bedenlerini ıslattım. 'Kutsal su bu, millet! Çok güçlüdür!' '' 




PARANTEZ YAYINLARI

Çeviren: Avi Pardo
İkinci Baskı Mart 2016
184 Sayfa



1 yorum: