27 Şubat 2019 Çarşamba

Okudum Bitti-9 : Aşk-ı Memnu || Halit Ziya Uşaklıgil





                Kitap seven herkese yeniden merhaba. Türk klasiklerini okuma yılı ilan ettim kendi kendime bu yılı. Okumadıklarımı da gençken okuyup unuttuklarımı da okuyacağım, inşallah yani. :) 

          Beyaz Balina klasiklerinden  ikinci Halit Ziya kitabım. Mai ve Siyah'ı da çok severek okudum. Hakkındaki yazım burada. Aşk-ı Memnu'yu daha önce okumuştum. İki dizi uyarlamasını da izledim. Yine de her detayını bilmeme rağmen severek okudum. Dilin anlaşılır olması, özenle hazırlanması çok güzel, doyurucu bir sunuş kısmı var, daha ne olsun ? :) 



        Konusunu anlatmama gerek yok sanırım, kitap okuyan okumayan herkes dizi sayesinde bile olsa ucundan kıyısından konuyu biliyordur sanırım. Eski versiyon dizi kitaptaki ruhu daha iyi yansıtıyor. İzlemediyseniz ona da bir bakın bence. Behlül'ü Salih Güney, Bihter'i Müjde Ar olarak görün bir de. Hem mekan tasvirleri, hem karakterlerin iç dünyaları o kadar iyi anlatılmış ki okurken kendimi olaylara şahit olan bir tanıdık gibi hissettim. İhanetin sebebi ne olursa olsun affedilmez bir şey. O yüzden ben diziyi izlerken de üzülüyordum, kimse kimseyi aldatmasa keşke... Kitabı ben yazmış olsaydım Behlül'e de kaçarken bir fayton çarptırır öldürürdüm. :)





''Firdevs Hanım'ın bir omuz silkintisiyle, 'Oh! Halka bakarsanız hiçbir şey yapmamak gerekir. Bence insan halk için değil, kendisi için yaşamalıdır!' deyişi vsrdır ki bütün ailenin ruh felsefesini özetlerdi.''


''Sevmek, sevmek istiyordu. Hayatında yalnız bu eksikti...''


''Kendi kendisini bazen öyle düşünürken fark ettikçe silkinir, düşünmemek isterdi. Aşkta kalp susmaya başlayıp da zihin yetilerini kullanmaya başlarsa o aşk öyle bir hasta çocuğa benzer ki damarlarında taze bir kan yerine zehirli ilaçlar dolaşsın. O, bu değerli hasta çocuğun damarlarına zehirli ilaçlardan koymamak için kendisini düşünmekten alıkoyardı.''


''Demek bütün bir hayat işte bir hatanın kurbanı oluyordu...''


'' Anlasanıza, ölüyorum. Onların gözümün önünde seviştiklerinden, gözümün önünde... Ben işkenceler içinde kıvranırken, onların saadetlerinden ölüyorum...''







BEYAZ BALİNA YAYINLARI

1. Baskı 2018
428 Sayfa


25 Şubat 2019 Pazartesi

Okudum Bitti-8: Uyanış Zamanı || Şebnem Tacigut





                   Kitap seven herkese merhaba. Yine çok tembelim. Epey kitap okudum ama daha yılın sekizinci kitabını paylaşıyorum. Kişisel gelişim sıkça söylediğim gibi en en zor okuduğum, okurken kendi kendime sinirlendiğim bir tür. Ya kişisel olarak gelişemiyorum ya da akıl verilmesinden hoşlanmıyorum. İşte ön yargılarımla ben herkese bol kitaplı günler diliyoruz. Ama tüm bunlara rağmen senede bir, iki kişisel gelişim kitabı da okuyor gibiyim.  

        Bu kitabı sevmemin nedeni Şebnem Hanım danışanlarıyla yaşadıklarından hareketle aktarımlar yapmış. Bazen satır aralarında ah işte tam benim gibi diyebileceğiniz yaşanmışlıklar bulmanız olası. Türü seviyorsanız çok daha fazla sevebilirsiniz gibi. Bölüm aralarında da kısa aforizmalar vardı. Yavaş yavaş, bölüm bölüm okudum. Arada durup bir düşündüm. Benim gibi depresif ruhluysanız -umarım değilsinizdir- kişisel gelişim kitapları belki daha zor geliyordur size de yine de şükredilecek çok şey var diye kapattım kitabı.





''İnsana en çok kendisi zarar verir. Diğerleri biz izin verdiğimiz  kadar varlardır.''


''BEN bilincine geçmek en büyük görevimiz. Dünyaya başkaları için görevli gelmediğimizi fark ederek, kendimizi bulma bilincine geçerek yaşamın içinde var oluruz.''


''Yaşam yolunda yürürken tek amacımız uyanıp hayata 'EVET' demek, diyebilmek, kendimiz olmaktır.''



''Her zor gördüğün şey, aslında geçmek için kendi önüne koyduğun bir hendektir.''




FLORA KİTAP

1. Baskı Kasım 2018
224 Sayfa




22 Şubat 2019 Cuma

Dede Korkut Hikayeleri || Kitab-ı Dedem Korkut


   



     Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı Dede Korkut Hikayeleri. Okuyalı biraz zaman oldu. Çok severek okudum ve yine sesli okuma yaptığım kitaplardan biri olduğu için daha da keyifliydi.

      Kitabın başında 'Kitab-ı Dedem Korkut Üzerine...' başlıklı bir giriş bölümü bulunuyor. Kitabın çevirmeni Ayşegül Çakan tarafından yazılan bu girişte kitap hakkında çok güzel bilgiler veriliyor, mesela:

- Dede Korkut'un, Oğuzların İslamı kabul etmelerinden önceki dönemlerde görülen bir kâhin (kam, baskı) olduğu, İslamlaşma süreciyle keramet sahibi bir evliya kimliği kazandığı söylenebilir.

- Dede Korkut Kitabı ülkemizde ilk kez Kilisli Rıfat tarafından Arap harfleriyle 1916'da yayımlanmış, Latin alfabesiyle ilk çalışmayı Orhan Şaik Gökyay 1938'de yapmıştır. Muharrem Ergin'in asıl metne dayanarak yaptığı bilimsel incelemesi ise 1958'de yayımlanmış.


    Dede Korkut Hikayeleri'nde Oğuzların geleneklerini, yaşantılarını okuyoruz. 15.  yüzyılda yazıya geçirilmiş ve değişime uğrayarak da olsa günümüze kadar ulaşmış. Değişmeden kalabilse çok daha güzel olurdu. On iki hikayeden ilk defa okuduklarım da vardı, çocukluktan hatırladıklarım da vardı. Çok güzeldi, eğlenceli bir okuma oldu kısaca.






''Dedem Korkut söylemiş, görelim hanım ne söylemiş...''





TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

Çeviren: Ayşegül Çakan
2. Baskı Ekim 2018
198 Sayfa

21 Şubat 2019 Perşembe

Okudum Bitti- 7: Vatan Yahut Silistre || Namık Kemal





                Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı Namık Kemal'den kısacık bir oyun : Vatan Yahut Silistre. 

              Namık Kemal'in ilk tiyatro oyunu olan kitabı yıllar önce okumuştum. Beyaz Balina Türk Klasikleri'ni sevince, güzel kapağı da raftan göz kırpıp durunca daha fazla  bekletmeden yeniden okudum. Vatan, millet sevgisini işlerken aşkı da misafir eden çok güzel bir kitaptı. Sade, anlaşılır bir dili olması da tiyatro metni okumanın -bence- zorluğunu ortadan kaldırmış.

            Vatan aşığı İslam Bey ve onun aşkı uğruna çok büyük bir maceraya atılan Zekiye'nin hikayesi, bir oturuşta bitecek , hem hüzün hem garip bir mutluluk veren bir okuma oldu benim için. Zekiye çok güzel seviyor. :) Türk klasikleri okumaya devam edeceğim.





ZEKİYE : ''İnsan sevincinden ölmüyor, lakin çıldıracak! Mektup sözünü işittiğim gibi ondan geldiğini bildim...''



ZEKİYE : ''Ben kendi hâlimle uğraşıp duruyordum. Birdenbire peri gibi önüme çıktın, beni kendimden aldın. Uyusam rüyamda sen, uyansam hayalimde sen! İnsan içinde olsam gönlümde sen, yalnız kalsam karşımda sen! Daima sen, daima sen!''



İSLAM BEY: '' Sensiz ölmek de istemem, yaşamak da..''


SITKI BEY: ''İnsan zayıf, insan âciz! Bir türlü kendini yenemiyor. Bir türlü yaradılışına galip gelemiyor...''






BEYAZ BALİNA YAYINLARI 


1. Baskı 2018 
86 Sayfa



17 Şubat 2019 Pazar

İskandinav Mitolojisi || Neil Gaiman




                    Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı çok severek okuduğum kitaplardan biri : İskandinav Mitolojisi. Yazara olan sevgimden aldım, hatta bu kadar seveceğimi tahmin etmiyordum. Başlar başlamaz benim gibi çok sevecek birinin varlığını hatırladım ve bence çok daha keyifli bir okuma oldu. Uzun süredir Neil Gaiman okumamıştım, hala almadığım kitapları da var okuduklarım şunlar:

Odd ve Ayaz Devleri yazısı burada  , 

Yıldız Tozu yazısı burada ,

Mezarlık Kitabı yazısı burada ,

Yokyer yazısı burada ,

Ara Dünya yazısı burada  ,

Anansi Çocukları yazısı burada ,

Kıyamet Gösterisi yazısı burada  ,

Doctor Who: 11 Doktor 11 Öykü yazısı burada. 





            Bence bu kitabı benim gibi yazarını sevenler de okumalı, mitoloji sevenler de ve yine benim gibi İskandinav Mitolojisi hakkında ufacık bir şeyler bilenler de. Her türlü seveceğinizi düşünüyorum. Anlatımı eğlenceli, anlaşılır ve çok güzel.  Neil Gaiman çocukluğundan kalma mit sevgisini besleyip büyütüp bizler için yeniden yazmış. Notlar kısmında hikayelerin yazılma süreçlerini de özetlemiş yazar, nereden alındığı nasıl düzenlediğini falan. Bir de çok kıymetli 'Sözlükçe' bölümü var. Kim kimdir benim gibi unutmaya meyilliyseniz çok güzel gelecek. 

       


               
               Odin, Thor ve Loki başroldeler. :) Loki'ye kızsam da bir yanım seviyor da onu. Keşke daha uzun olsaydı kitap. Bittiğine üzüldüklerimden oldu. Başlangıçtan Önce Ve Sonra 'dan başlayıp Ragnarök: Tanrıların Nihai Kaderi'ne kadar devam ediyor. Başlamadan da Odin, Thor ve Loki hakkında bilgi verdiği Karakterler bölümü var.

          Neil Gaiman şöyle demiş: '' Bu kitaptaki öyküleri okuyun, ardından 
sahiplenin ve karanlık, ayazlı bir kış akşamında ya da güneşin batmayacağı bir yaz gecesinde Thor'un çekici çalındığında neler  olduğunu veya Odin'in, tanrıların bal şarabını nasıl geri aldığını arkadaşlarınıza anlatın...'' Ben de sözünü dinledim, (en) çok sevdiğim birine okudum. ♥ Bu arada kitabın hem ciltli hem ciltsizi var. Ciltli olan çok güzel bence. :) 



İTHAKİ YAYINLARI 


Çeviren: Alican Saygı Ortanca

1. Baskı Eylül 2018
310 sayfa



11 Şubat 2019 Pazartesi

Okudum Bitti-6: Sonsuz Unutuş || Kadir Aydemir






   
       Kitap seven herkese merhaba. Uzun bir tembellik sürecinden sonra yeni kitapla geldim. Aslında arada bir şeyler okuyorum ama buraya yazmaya üşeniyorum sanırım. :) 

       Öykü okumayı sevdiğimi her fırsatta söylüyorum. Kadir Aydemir'in öykülerini de ilk defa okudum. İncecik bir kitap ve çoğu epey kısa öykülerden oluşuyor. İlginç bir anlatımı vardı. Tam da arka kapakta denildiği gibiydi: '' Rüyayla gerçeğin, uykuyla uyanışın, yalnızlıkla aşkın birbirine karıştığı büyülü, fantastik kısa öyküler...'' Aşk, özlem, ayrılık, kaybediş yani derin mevzuların öyküleri. Hem kısa hem etkili, hem sade hem karışık. Öyle işte. Bir de bazı öykülerin son cümleleri çok etkileyiciydi. 

''Uyanmak istemiyorum bu uykudan. Bu koku çıldırtıyor beni.''

''Kavuşmak ölümdür!''  

''Aşk buydu, uzaklara doğru bakıp bir şarkı mırıldanmaktı. İnciten bir şarkı.''





''KE KE ME BİR ÖY KÜ

   Ay rı lık mı de din o da ne şa ka mı bu ah bir uy ku ol sa u yan sam yan sam a teş te kar ya ğar ken sen gi der ken dü şen taş la ke ke le se göl sus sa rüz gâr o ra da kal sam öy le ce u yan sam ve baş la sa ye ni den uç ma ya kal bim.''


''Burada güneş gözlükleri yok, siyah şallar yok, lüks arabalar yok. Çelenk yok, temiz parlak ayakkabılar yok. Belediyenin ücretsiz verdiği bir minibüs, ölü evinde akrabaların kavurduğu helva ve pişirilen fasulye... Bir marketten alınan ucuz kapalı ayran. Sessizce yenen son yemek. Ve herkes dudakları çizgi halinde, ölümle bir kez daha karşılaşmış olarak evlerine yol alıyor. Böyledir bir gecekondu mahallesinde ölüm töreni. Ölümle uzaklaşmak yoksul insan için çok daha zordur. Çileyle dolu hayat sürerken bir de kayıp vermek, kabul edilemeyecek, kaldırması güç bir şey...''


''Ölen anneyse, ev de yarım kalmış demektir. Ve annelerin ölümü oğulun kalbinde derin bir yara açar. Yerde oluşan küçük göl, gözyaşının açtığı kuyu neyse o da onun içinde boğulur gider. Ne haykırabilir ne de sesli sesli ağlayabilir. Kendi ölümünde bile annesinin yüzü gözünün önünden geçip gider.''
*Yoksul Ölüler İçin Bir Şarkı




YİTİK ÜLKE YAYINLARI

2. Baskı Aralık 2015
78 Sayfa