#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 171: Eradikasyon || Yunus Bektaşoğlu

21 Aralık 2017 Perşembe

Okudum Bitti- 171: Eradikasyon || Yunus Bektaşoğlu





             Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı doğum günü hediyelerimden. Benim seçip ablamın aldıklarından.  Yitik Ülke'nin sade ama güzel kapaklarını çok seviyorum. Kitabı hakkında çok bir şey bilmeden attım sepete. Sürpriz bir okuma oldu benim için. 

            
              Çok farklı bir okuma oldu benim için. Birçok cümleyi işaretledim, bol bol düşündüm. Hatta kendime not düştüm, sakın bu kitabı kimseye emanet bile verme, ilerde bir daha okursun diye. Anlatım farklı, kurgu daha da farklı. Derin bir kitap oldu benim için, hani yer yer belki boyumu da aşmış olabilir. Ama sevdim. İşaretlediğim cümlelerin bir kısmını paylaşacağım, hepsi çooook uzun olur. :)  Bu da arka kapak yazısı:




Bir gece kapına gelecekler ve ellerinde tuttuklarını sana uzatacaklar, ‘Bu senin suçun.’ Hakkın varmış gibi korkacaksın. Bir anlamın varmış gibi titreyeceksin ve kurabildiğin tek cümleyle olabildiğin tek şey olan reddedilmişliğinle itiraz edeceksin, ‘O bir suç değil, ceset.’ İşte o zaman sabırsızlıkla bekledikleri an gelmiş olacak ve seni kelepçeleyecekler.
Sonra da haykıracaklar yüzüne ve bu hakaret senin özün olacak, ‘O zaman neden ölmedin şimdiye kadar?’ Orada duran şey elbette bir ceset değil, o senin geleceğin. Ve sana ne olduğunu unutturmamak için ellerinden geleni yapacaklar. Anlamadın mı hâlâ insan? Bu kadar mı aciz, bu kadar mı güçsüzsün? O zaman sana hepsinin özünü anlatayım: gün gelecek seni yaşadığın için suçlayacaklar.




''İnsan kendine  saplanan, kendine batan bir dikenden öte nedir?''



''Bir suçun Tanrı'sı olmakla, bir gerçeğin günahkarı olmak arasında hiçbir fark yoktu.''



''Hatırlıyordu, çocuktu. Hatırlıyordu, çünkü çocuk olmak dışında bir oyuncağı yoktu.''



''İnsan kendiyle cezalandırılan bir suçtu biraz da!''


''Bir cesetten geliyorum; etim, ruhum ölümden yaratılmış. Duyuyorum olmak denilen kanıksamayı, fark ediyorum doğmak denilen maruz kalışı İtilmişim bir ete, canım boşluk çeker. Düşmek kadar bir şeyim; ben efendim, kendimin cehennemiyim!''


''Olmak biraz da olmadığın her şeye biat etmektir!''


''İnsan doğduğu kişide öldürülen bir umuttu biraz da.''



''Sanki birinin kalbine bıçağı saplamışım da neden öldü diye ona öfke duyuyormuşum gibi hissediyorum...''



''İnsan hayata inanıyor gibi davranan bir yalancıdır. Söyler misiniz neden onca yıllık ömürlerimizde tek başarımız sadece ölümdür? Emin olunuz doğmak adım adım gerçekleşen bir intihardır.''



''Her devlet kendi suç olarak belirlediğinden korkar.''


''İnsan kendi kendinin cinayetidir. Çünkü olduğu ne varsa hepsinde azar azar öldürür kendini. İnsan reddedilmiş hiçliktir!''



''Ne büyük bir acımasızlıktır kendi acısından sürgün edilmek.''


''İnsanlar kendi acılarıyla herkesi cezalandırmayı çok seviyor.''




YİTİK ÜLKE YAYINLARI

1. Baskı Kasım 2017
196 Sayfa



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder