Orhan Bahtiyar 'ın okuduğum ikinci kitabı. İlk okuduğum kitap , Gece Tayyarede Açıkta yorumum için tıklayınız. İlk kitabı da çok , çok severek okumuştum , bu kitabı da büyük bir zevkle okudum , bitirdim. kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim ki Orhan Bahtiyar bundan sonra ne yazarsa yazsın mutlaka okuyacağım . Yeni yazarlar keşfetmeyi , özellikle yerli yazarları keşfetmeyi çok seviyorum. İyi ki Orhan Bey 'in kitaplarıyla tanışmışım , çok mutluyum.
İkinci Dünya Savaşı zamanında Kaz Dağları 'nın eşsiz doğasına gidiyoruz İdeon 'la. Amerikan ve Alman ordusu mensubu asker ve bilim adamları ayrı ayrı geçirdikleri kaza sonucunda Kaz Dağları 'nda mahsur kalırlar . Tek tek bütün karakterlerin üzerinden , iki tarafında savaşa bakış açısını gözler önüne seriyor yazarımız. Kanlı savaşın göbeğinden , Kuşçular köyünün hoşgörülü ve barış dolu ortamına düşen yabancıların gözünden biz de bir çok şeyi sorguluyoruz okurken.
Bir tarafta Almanlar, bir tarafta Amerikalılar ve diğer tarafta Kuşçular köyü yerlileri ve en ilginci de arada köprü görevi gören İsviçreli bir arkeolog olan Jurgen halkın tabiriyle Yorgan Dede. Bol bol kültürel ,tarihi hatta dinlere dair detayla süslendirilmiş kitap , gerçekten dolu dolu. Keyifli bir savaş , macera kitabı okurum derken çok daha derin bir kitapla karşılaştım. Aşk da cabası oldu , gözlerim de doldu , daha ne olsun ? :)
... Birçoğu Adolf Hitler 'in muhteşem bir lider olduğunu düşünüyordu. Çünkü o lider tanımına son derece uyuyor ve bu unvanın gerektirdiği her özelliği kendinde barındırıyordu. Kitleleri peşinden sürüklüyordu. Müthiş bir hatipti ve insanları inanılmaz bir şekilde etkiliyordu. Zekiydi, karizmatikti ve son derece ateşliydi. Ancak Zimmermann 'a göre onda iyi bir liderde olması gereken en önemli özellik eksikti; vicdan.
... Her ne kadar önceki günlerden elde ettikleri tecrübeler gidecekleri yönde mutlaka karşılarına bir yerleşim yeri çıkacağını söylese de ,endişe adı altında ortaya çıkan vampir ; bilinmezlikle işbirliği yaparak zavallı insanların mantığını emiyordu.
... ''... 26 Şubat 1913 tarihinde , tam sekiz altın lira toplanarak bir uçak satın alınmış ve uçağın ismi ''Edremit'' konulmuş. Ardından da bu uçak İstanbul- Kahire seferini başarıyla gerçekleştirmiş. Daha sonra Tayyare Cemiyeti 1925 yılında kurulunca , Edremit cemiyete iki uçak daha hediye etmiş. Böylece Edremit Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ordusuna uçak hediye eden ilk şehir ünvanını almış. ''
... ''Bu dağlarda Aleviler ve Sünniler kardeşçe yaşarlar ama bizim köyde hem kardeşçe yaşarlar hem de mahalle ayrımı olmadan iç içedirler."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder