2 Temmuz 2014 Çarşamba
Okudum Bitti -79 : Zaman Makinesi || H. G. Wells
Az ama öz bir baş yapıtla sizlerleyim. Okumayan var mı ? Ben yıllar , yıllar önce okumuştum ama kitaplığım da yoktu , alınca okuyayım dedim. Bir oturuşta bitecek harika bir kitap.
Anlatıcının da katılımcısı olduğu bir toplantıyla başlıyor kitabımız. Zaman Gezgini Londra 'da evinde katılımcılara üç boyut , dört boyut üzerine fikirlerini anlatıyor. Zamanda yolculuğum mümkün olabileceğini savunuyor , inandırıcı bulunmayınca da hazırladığı deneme modeli zaman makinesini getiriyor ve bir cismi yok ediyor , olası bir zamanda seyahatte olduğunu söylüyor. Esas makineyi göstermek için bir hafta sonra toplanıyorlar ama Zaman Gezgini geç kalıyor, üstü başı berbat bir halde , yaralı bereli çıkageliyor ve başına gelenleri anlatmasıyla macera başlıyor.
Gittiği sekiz yüz iki bin yedi yüz bir yılında gördüklerini çok şaşırtıcı buluyor.Önce küçük insanlarla tanışıyor , insanoğlunun torunları olarak adlandırdığı bu naif insanlar Eloiler . Hiçbir üretimin olmadığı , doğru düzgün hayvan bile olmayan bir ortamda insanların ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını düşünürken , Zaman Makinesi çalınır ve ararken , Morlocklar ile karşılaşır.Onlar ise vahşi , tuhaf görünüşlü , korkutucu bir renge ve gözlere sahiptir. İnsan ırkının yaşananlar sonucu iki ayrı türe ayrıldığını anlar. Bir karanlık dünyada yer altında yaşayanlar ve bir de gün ışığında , yer yüzünde yaşayanlar. Toplum yapısına yaptığı eleştirilerle , yazar hem kendi dünya görüşünü yansıtıyor hem de yazıldığı döneme (1895) bakılınca hayranlık uyandıracak hayal gücünü konuşturuyor.
Daha önce filmleri de izlemiş , sevmiştim . Kitabı da okumak keyifliydi. Okumayan kaldıysa , filmi izlemiş bile olsanız mutlaka okuyun .
... Zaman Gezgini 'nin doğasında mantıksız arzular bulunduğundan , ona güvenemiyorduk. Ondan daha az yetenekli bir adamı meşhur edecek şeyler onun ellerinde birer hileydi sanki. Her şeyi kolaylıkla yapabilmek bir hatadır.
... '' Böyle bir deneyim için ne kadar da hazırlıksız olduğumu sık sık düşündüm o andan sonra. Zaman Makinesi'yle yola çıktığımda geleceğin insanlarının bütün aletleriyle, kesinlikle bizden sonsuzluk kadar ileride olduğu gibi saçma bir varsayımla yola çıkmıştım. Silahsız ,ilaçsız, tütünsüz- zaman zaman tütünü o kadar özlüyordum ki!- ve hatta yeterli kibritim olmadan gelmiştim. ''
...'' Bu insanların içinde yaşadıkları huzur ve güven ortamını görünce cinsiyetlerin bu yakın benzerliğinin ne de olsa beklenebilir olduğunu hissettim; çünkü erkeğin iktidarı ve kadının yumuşaklığı, aile kurumu ve mesleklerin ayrımı, bir fiziksel güç çağının saldırgan gereklilikleridir yalnızca. Nüfusun dengeli ve bereketli olduğu yerde çok çocuk doğurmak Devlet 'e lütuftan çok bela olur; şiddetin pek nadir uğradığı ve evlatların güvende olduğu yerde verimli bir aile kurma gerekliliği daha azdır- aslında hiç yoktur- ve cinslerin, çocuklarının ihtiyaçlarına bağlı olarak ihtisas kazanmalarına gerek kalmaz. ''
... '' Bir Morlock öldürmeyi ne kadar istiyordum, bilseniz! İnsanın gidip kendi torunlarını öldürmek istemesini çok gaddarca bulabilirsiniz! Ama onlarda bir insaniyet görmek, her nasılsa olanaksızdı.''
'' Zihinsel çok yönlülüğün değişim, tehlike ve belanın telafisi oluşu, gözden kaçırdığımız bir doğa yasasıdır. Çevresiyle kusursuz bir âhenk içinde yaşayan bir hayvan, mükemmel bir mekanizmadır. Alışkanlık ve içgüdü çaresiz kalmadıkça doğa zekâya asla başvurmaz. Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akıl da yoktur. Yalnızca çok çeşitli ihtiyaçları ve tehlikeleri karşılamak zorunda olan hayvanlar zekâdan paylarını alırlar. ''
İTHAKİ YAYINLARI
Çeviren : Volkan Gürses
3. Basım Kasım 2012
142 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder