abidesiydi Duygu. Üç yoldaşı vardı onu taşıyan. “Develerim” derdi onlara. O develer ki İstanbul’un
en arızalı tipleriydi. Her ne kadar bela makinesi olsalar da Duygu için tek bir gerçek vardı;
“Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı.”
Güçlü olmayı en zorlu yollarda öğrenmiş dev bir çınardı Sedat. Hayatta yorulmuş, aşktan çoktan vazgeçmişti. Yüreğini ördüğü çelik duvarlar arasına saklamış acımasız bir adamdı o.
Acılarla atılmış düğümlerin arasında filiz verebilir miydi aşk?
Meleği şeytana döndürüp, şeytanın ruhunu ele geçirebilir miydi aşk?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder