Uzun uzun yıllar önce yazılmış , Charles Dickens isteğiyle Margaret Hale olan adı içerdiği zıtlıklar sebebiyle Kuzey ve Güney olarak değiştirilmiş bu klasiği okuduğum için çok mutluyum. Başlarda epey durağandı , okudukça esir aldı beni , hemen bitmesin diye yavaş yavaş bir haftada okudum.
Margaret , annesi ve rahip olan babasıyla beraber Güney 'de Hampshire 'da Helstone isimli kasabada yaşamaktadır. Kısa bir süre önce teyzesi Bayan Shaw ve kuzeni Edith ile Londra 'dayken , kuzeni evlenince babaevine döner. Babası kilisenin bazı kurallarıyla kendince çelişince bir nevi istifa eder ve artık Helstone 'da yaşayamazlar. Bu yüzden Kuzey 'e taşınmaya karar verirler. Daha doğrusu Bay Hale karar verir , eşine son anda söyler ve apar topar taşınırlar. Helstone ' un yeşil doğasından sonra bir sanayi bölgesi olan Milton 'a taşınırlar. Gürültü , kirlilik ve yeni bir çevre hiç iç acıcı gelmiyor kulağa değil mi?
Üstelik tam da sanayi devriminin , grevlerin göbeğine düşerler. İşçiler uzun saatler ,az ücretle geçinmeye çalışmaktan şikayetçilerdir ve sendika ile grev görüşmeleri yaparlar. Bu arada civarın en bilindik fabrika sahiplerinden biri de John Thorton 'dır. Bay Hale 'den ders almaktadır ve böylece Margaret ile sık sık karşılaşırlar. Birbirlerine soğuk ve önyargılı yaklaşsalar da tanımaya başladıkça fikirleri değişmeye başlar ama yaşanan bazı olaylar ve yanlış anlaşılmalar aralarında başlayacak aşka gölge düşürür. Karanlığa mahkum olmuş , başlayamadan bitmiş gibi görünen bu aşkın etrafında , dönemin sosyal yapısını , insan ilişkilerini ,zorluklarını bu kadar gerçekçi okumak çok keyifliydi. Margaret yaşından beklenmeyecek kadar güçlü ve olgun bir karakter , önceleri biraz saf belki kibirli diye düşünsem de bu fikirlerimi çok geçmeden değiştirdi. Sıradan bir aşk hikayesi asla değil , çok derin , anlamlı bir kitap.
Kapakta BBC dizisinin görsellerinden kullanılmış , diziyi izlemedim ama en kısa sürede izleyeceğim. İyi ki önce kitabı okuma şansım oldu :)
... Margaret oldukça üzgün bir sesle , bir aydan fazladır bitmek bilmeyen telaşenin gürültüsünü hatırladı: '' Merak ediyorum evlilik öncesinde dediğiniz gibi hep bir rüzgar esmek zorunda mı böyle, kimi işlerden evvel sakin ve huzurlu zaman geçirebilme şansımız hiç mi yok acaba.''
'' Sindirella ' ya yardım eden peri çeyizi , düğün yemeğini , davetiyeleri hazırlayabilirdi mesela '' dedi. Bay Lennox gülerek.
... '' Grev zamanlarında bir adamı alaşağı edecek çok şey yaşanıyor o kadar umutla işe girişmelerine rağmen. Nasıl rahatlayacaklar ? Babam öfkeden deliriyor , hepsi öfkeden deliriyor. Sonra da hiç hatırlamayı istemeyecekleri şeyler yapıyorlar. Tanrı güzel yüzünüzü korusun ! Grevin ne olduğunu daha bilmiyorsunuz. ''
'' Gel Bessy ,'' dedi Margaret , '' Abartıyorsun demeyeceğim , gerçekten olayla ilgili geniş bir bilgim yok. Belki kendini çok iyi hissetmediğinden olaya tek taralı bakıyor olabilirsin. Bardağın dolu tarafını da görmen lazım. ''
... Bay Thornton pencerelerden birinin önünde , arkasını kapıya dönmüş sokaktaki bir şeyleri izliyordu belli ki. Aslında içinde bulunduğu halet-i ruhiye kendisini korkutuyordu. Margaret' ın içeri gelişini düşündükçe kalbi hızla çarpıyordu. Kollarını boynuna sardığı o anı , o dokunuşu unutamıyordu. Hatta şu an bile aynı dokunuşu hissetmekteydi.
... Durduğu yerden bir yere kıpırdamamıştı Margaret , Bay Thornton onu nerede bıraktıysa hala orada duruyordu. Dışarıdan gelen hiçbir uyaran onu duyduğu o son sözlerin ve o ihtiraslı gözlerdeki derin mananın içine saldığı düşünce selinden koparıp alamamıştı.
... Kitabın arasında siyah bir saç demeti vardı ki bu demeti görünce Frederick 'in gözleri mutluluktan parladı.
'' Saç demetine bakmak istiyorsun , değil mi ? '' diye sordu Frederick. '' Hayır önce kendisi ile tanışmalısın. Ona ait parçalar üzerinden fikir sahibi edinemeyeceğin kadar mükemmel biri o. Sarayımın hiçbir tuğlası bütünsel olarak ne kadar güzel olduğu hakkında tek başına sana tam bir fikir veremez. ''
ALTIN BİLEK YAYINLARI
Çeviren : Derman Kızılay
1. Basım Şubat 2014
649 Sayfa