30 Kasım 2018 Cuma

Okudum Bitti- 143: ''Gülün Günlüğü'' Rüzgar Gülü || Ursula K. Le Guin





                  Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı hediye olduğu için daha da değerli olan Rüzgârgülü. Daha önce Yerdeniz serisinin ilk kitabı Yerdeniz Büyücüsü'nü, Yaban Kızlar'i ve Mülksüzler'i okudum. Yakın gelecekte Yerdeniz'i okumayı planlıyorum ve çok seveceğime şimdiden çok eminim. 

          Rüzgârgülü, Gülün Günlüğü olarak bilinen kitaba yeni öyküler eklenerek hazırlanmış. Ben Gülün Günlüğü'nü okumamıştım. Öyküleri ilk defa okudum. Öykü okumayı zaten severim, o yüzden severek okudum ama içlerinde anlamadığım, belki de bu yüzden sevmediğim öyküler oldu. Ama çok güzelleri de vardı. Genel olarak çok severek okudum. Çok farklı hisler uyandırdı kitap bende, sanki tek bir yazarın elinden çıkma değil de farklı farklı yazarların öyküleri gibi geldi.




          En çok sevdiklerim: SQ, Arzunun Patikaları ve Gülün Günlüğü oldu. Bu kısalı uzunlu öykülerden güzel romanlar bile çıkardı. Kitaba başlamadan önce gözüm korkmuştu, hala Ursula ufaktan gözümü korkutmuyor değil. Ama seviyorum da.


(Bu da burada dursun kitabı sarıp sarmalayıp saklayacağım için özledikçe bakarım :) ) Bu arada evet kapağın dokusu da kendisi de çok güzeldi.


''Düşlerin çoğu unutulur, sen ne kadar hatırlamaya çalışsan da. Ama sonra bir müzik notası duyulur ve zihnin mandolin tellerinde armoniler dolanır ve birden gözlerimizde yaşlar olduğunu fark ederiz...''

''İnsan ne kadar çok korkarsa o kadar insan olur.''
*Schrödinger'in Kedisi


''Beklenene, alışılmışa o kadar ihtiyaç duyuyordu ki bunu elde etmek için alışılmamış şeyler yapıyordu.''
*Kuzey Hattında İki Rötar


''Güvenemediğimiz insanlardan söz vermelerini istemezsiniz.''
*Gülün Günlüğü


'' 'Düşlerin etnolojisi.'
'Düşlerin mi? Ah, hayır. Gerçek bu... Olmasını dileğimden çok daha gerçek.'
'Bütün düşler böyledir.' '' 
*Arzunun Patikaları


''Otuz yılı birlikte, kavga gürültüden uzak geçirdiler desek yalan olur elbette. Yan yana duran iki kaya bile otuz yılda birbirinden bıkar ve arada bir, kimse dinlemiyorken neler diyorlardır kim bilir...''
*Gwilan'ın Arpı


''Bana öyle geliyor ki bizi asıl yok edenler hüzünlenmeyen insanlar.''
*Su Geniş


''Ama zaten kahramanlığın arka tarafı çoğu zaman üzücüdür; kadınlar ve hizmetçiler bilir bunu.''
*Zaman Azlığı Sorununa İlişkin Bazı Yaklaşımlar



AYRINTI YAYINLARI

Çeviren: Ümit Altuğ
Dördüncü Basım 2017
288 Sayfa



23 Kasım 2018 Cuma

Okudum Bitti- 142: Şşşşt! || Leyla Serpil





                 Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı oldukça ince olmasına rağmen zor okuduğum kitaplardan biri: Şşşt!. Zor okudum çünkü çok üzücüydü.

           Kadın olmanın sadece zorluklarını yaşayan, ezilmiş, aşağılanmış, dövülmüş, tacize, tecavüze uğramış, susturulmuş kadınların hikayesi Şşşşt! Küçük yaşlarından beri zorluklarla mücadele eden farklı yaş gruplarındaki kadınların bir sığınma evinde birleşen hayatlarını içim sızlayarak okudum.



             Üzücü olan yanı bir kurgu olarak okuyunca bile kalbimi acıtan şeyleri, bir yerlerde bir sürü kadının, çocuğun yaşıyor olması ne yazık ki! 




''Bu ev istasyon gibiydi. Zorlu bir yerden gelip bilinmeyen bir yere gidecekken arada duraklanan, soluklanılan. Trenin buraya nereden geldiği belliydi de nereye gideceği meçhul.''



BİLGİ YAYINEVİ

Birinci Basım
Mayıs 2017
184 Sayfa



22 Kasım 2018 Perşembe

Okudum Bitti- 141: Naftalin Kokulu Yıllar 90'lar





              Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı adıyla kalbimi çalanlardan. 90'lar ne güzeldi, değil mi? İşte bu kitapta da 65 ayrı kişinin 90'lı yıllarına konuk olma fırsatı buldum. 

          Severek okudum, bazıları tebessüm ettirse de çoğu hüzün verdi. Belki eskiye duyulan özlemden, belki de benzer yaşanmışlıkların varlığındandır. 

           Her yazının sonunda, yazarın 90'larla ilgili;

En sevdiği şarkı/türkü,
En sevdiği dizi/film,
En sevdiği Tv programı,
En sevdiği nesne 
   sorularına verdikleri cevaplar da vardı.

En sevdiğim şarkı diye düşününce zor gelmişti okurken ama sanırım Haluk Levent Yollarda Bulurum Seni olabilir. Onun dışında (sanırım en uzun süre ve kesintisiz sevdiğim şarkıcı Haluk Levent, lisede bile Beşiktaş posterlerimin yanında hep bir Haluk Levent olurdu) 90'larda pop da güzeldi. Neyse gidip Haluk Levent dinleyeyim. Haluk Levent'le büyüyüp, yaşlanmışım. :D Şu ara en sevdiğim Haluk Levent şarkısı 'Hadi Gül' ama başkası söylüyor.

En sevdiğim film yine zor. Kolaya kaçayım dizi seçeyim: Bizimkiler. Rahmetli dedemle beraber izlerdik. :( 

En sevdiğim Tv programı ne olacak canım çizgi filmlerdir: Tsubasa, Şeker Kız Candy falan. :) Alf'i de severdim kediciği yemeye çalıştığı zamanlar harici.

En sevdiğim nesne de gazoz kapakları ya da taso ya da kemik bilyeler(biz öyle diyorduk sanırım) olabilir. Ya da küçük metal arabalar. Birkaçı hala duruyor olabilir. Erkek çocuğuymuşum, haberim yokmuş. :) Bir de ne kararsızım ya. :) 

          


'' Bende mi bir gariplik var, yoksa sizin için de öyle mi? Hüznü hatırlamaz mısınız? Unutur musunuz size yapılanları? Çaresizliklerinizi yaşanmamış mı sayarsınız yoksa?''


''Bırakın beni sobanın isli sıcağının yanına; üzerindeki ıslak çamaşırların çıkardığı su sesi ile uyuyakalayım oracıkta. Özgürce top oynayayım sokaklarda. Komşunun camını kırayım yanlışlıkla! En büyük günahım bu olsun...''


''Bir kasetçalar gibi şu hayatın da keşke başa sarma ya da silme tuşu olsa...''
*Tülay OĞUZVEREN/ Komşu Ev




SIFIR YAYINLARI

1. Baskı Temmuz 2018
304 Sayfa



20 Kasım 2018 Salı

Okudum Bitti- 140: Guguk || Doruk Kirezci







               Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine ilk defa okuduğum bir yazara ait. Daha önceki kitabını da görmüştüm yazarın ama okumadım. Guguk ile tanışmış oldum, tatlı bir kitap olmuş. Severek, arada hüzünlenerek okudum.


           Bildiğimiz ve bence çoğumuzun sevmediği evlilik programlarına tatlı tatlı eleştiriler yapan bir kitaptı. Üstelik bunları da kurgunun içinde çok eğlenceli şekilde yapmış yazarımız. Cengiz de  işte, sorsanız kimsenin izlemediği ama izlenme oranları hiç düşmeyen o evlilik programlarına seyirci olan katılıp para kazanan, işsiz bir Su Ürünleri Mühendisi. Bir gün programın gediklilerinden birine şaşırtıcı bir talip gelmesiyle hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. Hem de ne değişim. :) 





         Bir ara Cengiz'in babası ile ilgili düşünceleri o kadar tanıdık geldi ki bana. Hayat nefret etmek için çok kısa olsa da bence herkes affedilmeyi hak etmiyor yine de.  


        Eğlenceli, sürpriz gelişmelerle dolu bir kitaptı. Bu aralar pek kitap okumak gelmiyordu içimden, iyi geldi.





   '' Bir anda Voldemort'u gören Harry Potter'a döndüm.''


''Babam geçmişte, 'Sigara almaya gidiyorum,' diyerek evden çıksaydı ve yıllar sonra da bir köprünün altında cesedi bulunsaydı- evet, biliyorum, bu acı bir olay- en azından benim için 'babam' olarak kalırdı. Onu güzel anılarla hatırlar, arkasından ağlar ve onu hiç unutmazdım. Anısını da hayatımın sonuna kadar yaşatmak için çabalar ve 'dedeniz' ile başlayan cümlelerle çocuklarıma aktarırdım.''


''Ben de dâhil olmak üzere, insanlar böyledir işte. Kesin cümleler ve büyük büyük laflarla kanuşurlar ama hayat, insana o büyük lafları her zaman yedirir.''  



''Milattan önce 2737 yılında çayı tesadüfen keşfeden Çin İmparatoru Shen Nung ne büyük adammış. 4754 yıl sonra bile insanlar onun sayesinde izdivaç ediyorlar.''



''Uğursuz tek canlı insandır.''





MÜPTELA YAYINLARI


1. Baskı Ekim 2018

220 Sayfa


     


     


18 Kasım 2018 Pazar

Okudum Bitti- 139: Değirmenimden Mektuplar || Alphonse Daudet





         Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı uzun zamandır okumak isteyip hep ertelediklerimden biri: Değirmenimden Mektuplar. İlk baskısı 1869 yılında yapılmış.




           Paris'in karmaşasından kaçıp Provence'te , kırsalda bir değirmende yaşayan bir adamın yazdığı mektuplardaki hikayeleri okumuş oldum. İlginç olanlar da vardı, çok güzel olanlar da. Keşke ben de sessiz, huzurlu bir yerlerde yaşasaydım. İnsandan uzak, doğayla iç içe ve hayvanlarla dolu. Yalnız, hiç insansız olmaz. :) Mektup yazmayı da çok seviyorum. Ben de müstakil bir evden mektuplar yazabilseydim güzel olurdu. Neyse buna da şükür. Kitabı okumadıysanız okuyun. Kolay okunuyor zaten.





''Kin, zayıfların hiddeti...''



ANTİK BATI KlASİKLERİ

Çeviren: Necati Kaplan
128 Sayfa



16 Kasım 2018 Cuma

Okudum Bitti- 138: Andersen Masalları || Hans Christian Andersen



          Kitap seven herkese merhaba. Masal sevenlere fazladan bir merhaba daha. :) 
Andersen'i hepimiz duymuşuzdur, en az bir masalını ezbere biliriz bence. Hiç Andersen masalı okumayan yoktur çocukluğunda bence. 

       İşte bizim çocukluk geçeli uzun uzuuun yıllar olunca hemen hemen hepsini unutmuşum. Hiç duymadığım masallar da vardı elbette. Bilip de aaa bu da mı Andersen'in dediklerim de vardı : Çirkin Ördek Palazı, Kibritçi Kız, Prenses ile Bezelye Tanesi gibi. Kibritçi Kız beni en çok güzel masaldı çocukken. Hain Andersen çok ağlatmıştı beni. 




         Danca'dan, kısaltılmadan çevrilmiş. Severek okudum ben. Çocuk kitaplarını zaten daha da çok sever oldum son zamanlarda, hep dediğim gibi. Her gece en az bir tane okumalık. Yanlış saymadıysam elli tane tatlı masal vardı. Yalnız söylemeden geçemeyeceğim Andersen'in içinde çocuğunun mürüvvetini görmek isteyen bir Türk anası var sanırım. Hep bir şeyleri evlendirme çabası vardı. Canlı cansız bütün karakterlerini... :) 



TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

Çeviren: Murat Alpar
12. Basım Nisan 2016
255 Sayfa


14 Kasım 2018 Çarşamba

Okudum Bitti- 137: Gece | Yoldaki Büyük Serüven || Fulya Yılmaz



              Kitap seven herkese yeniden merhaba. Bu ara bolca çocuk kitabına maruz kalacaksınız. (Hem zaten Dünya Çocuk Kitapları Haftası bu haftaymış.) Bence ne mutlu. :) Hepsini yakın geçmişte okudum ama bloga yazmaya üşendim. Okurken çok keyif aldığım için hatıra kalsın diye buraya da ufak notlar yazayım dedim. Çocuk kitabı seviyorsanız ya da çocuğunuz varsa çok tatlı hediye olur bence.

          Çok tatlı bir kitap olmuş. Sokakta yaşam mücadelesi veren hayvanların yaşadıklarını az da olsa anlamanızı da sağlayabilir. Hem hayvan sevgisi diğer tüm güzellikler gibi küçük yaşta öğrenilir. O yüzden böyle kitaplar daha çok olsun. Bütün çocuklar hayvanları sevsin. :) Onlara hayvanlardan korkmayı değil, onları sevip kollamayı öğreten ebeveynlere sonsuz saygılarımla.

            Kahramanımız Gece tatlı mı tatlı bir köpek. Kardeşlerinden, annesinden ayrı düşmesine rağmen küçük bir çocuğun dünyasına ışık oluyor, mutlu ediyor onu. Bu uzun serüveninde Gece'nin peşine takılmak çok güzeldi. Sevin lütfen hayvanları. En azından bir sokak köpeğini, kedisini okşayın. Sevgi çok güzel bir şey.






''İnsanları tanımak ne kadar zormuş. Biri bize zarar vermeye çalışırken diğeri bizi koruyor. Biri yemek artıklarını bile bize vermek yerine çöpe atarken biri elindeki yiyeceği bizimle paylaşıyor. Tüm bunlar çok karışık...''




FİNAL KÜLTÜR SANAT YAYINLARI

1. Baskı Mayıs 2018
136 Sayfa


8 Kasım 2018 Perşembe

Okudum Bitti- 136: Dilek Ağacı || William Faulkner





              Kitap seven herkese yeniden merhaba. Yine çok tatlı bir çocuk kitabıyla geldim. 

             1949 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan William Faulkner 'ı daha önce okumadım ne yazık ki. Madem okumadım neden bir çocuk kitabıyla başlamayayım ki dedim. Ve okudum. Çok da güzeldi. Yazarın bilinen tek çocuk kitabıymış.




            Yazar kitabı 1927 yılında yazmış ama 1964  yılında basılabilmiş. Ben 2018 okuyabildim. :) Daha önce Can Yayınları'ndan çıkmış. Çocuk kitabı ararken gözüme çarpıp aldım, isabet olmuş. İzinde ufak çizimler de var.

            Doğum günü sabahı Maurice isimli daha önce görmediği, ilginç bir çocuk tarafından uyandırılan Dulcie ve arkadaşları Dilek Ağacı'nı aramak için tatlı bir yolculuğa çıkarlar. Oz Büyücüsü ile Alice Harikalar Diyarı'nda tadında, keyifli bir maceraydı. Çok severek okudum, çocuk kitabı diye es geçmeyin okuyun bence. 



''Şimdiye kadar savaştan bir şey kazanmış bir asker görmedim ben.''


''Savunmasız varlıklara iyi davranırsanız düşlerinizin gerçekleşmesi için Dilek Ağacı'na gerek yoktur.''



KIRMIZI KEDİ YAYINLARI

Çeviren:  Ülker İnce
1. Baskı Ekim 2016
70 Sayfa



Okudum Bitti- 135: Cesur Tohum Pino || Serap Şahin





               Yine tatlı bir çocuk kitabıyla merhaba. Serap Şahin tarafından yazılan, Hüseyin Sönmezay tarafından resimlenen Cesur Tohum Pino çok güzel bir kitap olmuş.



         Minicik bir tohum olan Pino'nun yuvası bildiği seradan ayrılıp toprak anaya kavuşma macerasını okumak çok güzeldi. Resimleri de çok şekerdi, minicik feneri, çantası falan bayıldım.  Bu cesur, tatlı, küçüklüğüne rağmen kocaman hayalleri olan minik tohumun peşinden heyecanlı bir yolculuğa çıkmaya sadece çocuklar bayılmayacak, içindeki çocuğu canlı tutanlar da bayılacak.  Hayalleriniz ölmesin. :) 



   Çocuklara özel bir yol hikayesi olmuş, daha ne olsun ? :) Üstelik dostluk, cesaret, azim gibi destekleyici unsurları da var. Biz çok sevdik, bence siz de seversiniz.




FİNAL KÜLTÜR SANAT YAYINLARI

Resimleyen:  Hüseyin Sönmezay
1. Baskı Nisan 2018
104 Sayfa





Rudyard Kipling'den Çocuk Kitapları: Kim & Korkusuz Kaptanlar





            Kitap seven herkese merhaba, çocuk kitabı sevenlere fazladan bir merhaba daha. :) 

Kipling'in daha önce Dilek Evi isimli kitabını okumuştum. Hakkındaki yazım burada. Adam Olmak isimli şiirini de çok severim. Malum çocuk kitaplarına olan aşkımı sık sık söylüyorum bu aralar. Görünce hemen aldım, araya başka bir çocuk kitabı alarak okudum ikisini de.

     Korkusuz Kaptanlar'ı daha çok sevdim. Kim de fena değildi.


Kim, Hindistan'da sokaklarda yaşayan küçük bir çocuk. Sevgi dolu, herkesi tanıyan, herkesle samimi... Bir gün şehrine gelen yabancı bir adamla karşılaşır. Lama arayış içinde olan bir gezgin. Kim ile birlikte yolculuğa çıkarlar ve başlarından türlü maceralar geçer. 

Korkusuz Kaptanlar da ise Harvey isimli zengin ve şımartılmış bir çocuk var. Deniz yolculuğu sırasında uçsuz bucaksız denizde kaybolur. Kendisini kurtaran gemide zorunlu bir yolculuk yapmaya başlar ve bu yolculuk 15 yaşındaki Harvey için gerçekten de hayatının deneyimi olur. Çok severek okudum ben. Kısaltılmış metin olduğu için zaten incecik kitaplar. Çocuklara çok güzel hediye olur bence. Çocuk kitaplarını sevin. :)





TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

Kim
Uyarlayan: Bülent O. Doğan
1. Basım Temmuz 2018
74 Sayfa


Korkusuz Kaptanlar
Uyarlayan: Bülent O. Doğan
1. Basım Temmuz 2018
84 Sayfa


6 Kasım 2018 Salı

Okudum Bitti- 132: Hastalık || Onur Gürleyen





                Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine ilk defa okuduğum bir Türk yazarlardan biri olan Onur Gürleyen'in kaleme aldığı distopik bir eser olan Hastalık. Hem yeni yazarlar keşfetmeyi sevdiğim için hem de bu yeni yazarlar Türk olunca çok sevindiğim için çok keyifli bir okuma oldu benim için.


               Herkesin mükemmel bir hayat yaşadığı (olmayan) bir ülkede, ne olduğu bulunamayan 'Hastalık'ın ortaya çıkmasıyla bir anda tüm düzen bozulmaya başlar. Bu hastalık kısa sürede salgına dönüşür. Ve tüm o kusursuz düzen bozulur. Tam bir kaos ortamı oluşur. Ve hastalığa yakalananlar garip bir şeye dönüşürler. Yeni ortaya çıkan bu türle var olan insan ırkı arasında kıyasıya bir savaş başlar. 

          Anlatımı çok güzeldi. Merakla, güzel bir film izler gibi okudum. Düzen eleştirileri, yarattığı dünya çok güzeldi yazarın. Başlarda okuduğum bir cümle  bana Ursula K. Le Guin'in yakın geçmişte okuduğum bir öyküsünü hatırlattı. Sonra Mülksüzler kitabı konuk olarak sahneye çıkınca, yazarın da bir sevgisi olabileceğini düşündüm. Çok tatlı oluyor böyle daha önce okuduğum kitaplarla, karşılaşınca. Kısaca okursanız ve türü seviyorsanız beğeneceğinizi düşünüyorum.





''Herkes birbirini görmezden geliyordu, artık kural buydu. Bela istemiyorsan konuşmamalıydın.''


''İnsan korkmalı, sizi büyük işler yapmaya sevk eden şey budur.''


''Alışmak, genellikle kaybetmekten önce yapılan son hataydı.''


''Acının bitmeyeceğini kabul et, yalnız bu şekilde daha az mutsuz olabilirsin.''


''İnsan ölümü tam bir ölüm değil gibi, diye düşündü. Ölüm dediğin geride kalanlarda bırakılan bir intiba sadece, kalbi kan pompalamayı ve beyni düşünmeyi bırakan için endişelenecek bir şey yok.''



''Unutmak istediklerinizi asla unutamazdınız.''         





NOTABENE YAYINLARI


1. Baskı 2018

228 Sayfa 

4 Kasım 2018 Pazar

Okudum Bitti- 131: Yaşlı Kadın ve Papağan || Virginia Woolf




               Kitap seven herkese merhaba günün ilk kitabı tatlı bir çocuk kitabı. Virgina Woolf'un daha önce Kendine Ait Bir Oda kitabını okumuştum. Okuyalı epey zaman oldu. Hakkındaki yazım burada. Başka kitaplarını da okumak istiyordum. 

       Bu aralar çocuk kitapları okumayı daha da bir sever olduğum için, gözüme çarpınca almıştım. Keyifle okudum. Ben çocuk kitaplarını sesli okumayı da seviyorum. Canım öyle istediği için. :) Hem sesli okumanın birçok faydası da varmış, vardır. Dinleyen olmasa da siz de deneyin bence. :) 



               Fulya Hocaoğlu tarafından çizilip Çağdaş Irkad tarafından renklendirilen çok güzel çizimlerle süslü tatlı bir kitap. 

               Maddi olarak zor günler geçiren Bayan Gage, abisinin öldüğünü ve her şeyini ona bıraktığını öğrenir. Bu mirasın için de geveze bir papağan (James) da vardır. Miras konusunda ilk önce hayal kırıklığı yaşayan Bayan Gage'i çok büyük bir sürpriz beklemektedir. Zaten kısacık bir kitap daha ne anlatayım. Okuyun bence. Büyük bir yazar çocuklar için ne yazmış diye merak ettim, iyi ki etmişim. :) 


              Hayvanları sevin kısaca, faydası çok zararı yok. :)  




KIRMIZI KEDİ YAYINEVİ

Çeviren: İlknur Özdemir
Birinci Basım Ekim 2012
44 Sayfa



2 Kasım 2018 Cuma

Okudum Bitti- 130: Ölüm Çemberi || M. W. Craven





                    Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı Arkadya Polisiye'nin son çıkan güzeli Ölüm Çemberi. Severek okudum, özellikle punto ve satır aralığının genişliği çok konforlu bir okuma sağladı. Bazı kitaplar kör edecek kadar küçük puntolu oluyor ne yazık ki.:) Yaşasın göz yormayan kitaplar.


                 Yaptığı bir hatadan dolayı görevden alınan Komiser Washington Poe, sessiz sakin hayatına tam da alışmaya başlamışken eski iş arkadaşı olan Flynn tarafından ziyaret edilir. Çünkü korkunç cinayetler işlemeye başlayan bir seri katil vardır ve ardında bıraktığı tek iz cesetlerden birinin göğsüne kazınmış isimdir: Washington Poe. Acaba sıradaki kurban Poe mu, ya da katil Poe'dan ne istiyor olabilir ? Bu sorulara cevap bulmak için geçici olarak görev başına dönen Poe'nun en büyük yardımcısı çok sevdiğim Tilly olur.

         Olaylar ilerledikçe, tüyler ürperten detaylar, gerçekler ortaya çıkıyor. Merakla okudum, üzüldüm, kızdım ve kitabı bitirdiğimde mutluydum. Bu arada Washington Poe 'nun köpeğinin adı Edgar sırf bu yüzden bile sevebilirdim onu. :) Çünkü ben hayvanlarıma soy adlarıyla da hitap ederim Elvin Erdoğan, Apaçi Belli, Hayko Belli gibi. :)) 




''Poe kesik izlerini tekrardan inceledi. Özensizce kazınmış beş rakamı hariç, kırk iki tane saydı. 'Washington Poe' yazmak için açılan kırk yara. Çekilen ıstırabın kırk iki işareti.''


''Terk edilmekten korkmuyordu, onun bildiği tek şey buydu...''


''Gerçekler artık önemini yitirmişti. Popülizm ve sahte haberler nüfusun yarısını her duyduğuna veya okuduğuna atlayan akılsız sazanlara çevirmişti.''


''Edmund Burke şöyle demişti: 'Kötülüğün zaferi için gereken tek şey, iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır.' ''



ARKADYA YAYINLARI

Çeviren: Ali Kemal Yakar
1. Baskı Eylül 2018
470 Sayfa