1 Şubat 2018 Perşembe
Okudum Bitti- 9: Rüyalar Anlatılmaz || Nermin Yıldırım
Kitap seven herkese yeniden merhaba. Günün kitabı daha önce Dokunmadan kitabını okuyup çok beğendiğim Nermin Yıldırım'ın Rüyalar Anlatılmaz kitabı.
Dokunmadan hakkındaki yazım burada.
Rüyalar Anlatılmaz hem Nermin Yıldırım'dan okuduğum ikinci kitap hem de Hep Kitap'tan okuduğum ikinci kitap.
Barselona'da kocası Eyüp ile iyi bir hayatı olan Pilar 'ın dünyası Eyüp'ün birden ortadan kaybolmasıyla sarsılır. Ufak bir araştırma sonucu kocasının memleketine, yani İstanbul'a gittiğini öğrenir. Hiç tanışmadığı halde, mecbur kocasının ailesiyle görüşür ve İstanbul'a doğru yola çıkar. Hiç tanımadığı insanların yanına, yabancı bir ülkeye hiçbir şey bilmeden Eyüp için yollara düşer. Üstelik kocasının da ailesiyle yıllardır görüşmediğini bildiği halde, bir umut diye kolları sıvar. Yanına da kocasının eşyaları arasında bulduğu 'Rüya Günlüğü' nü alır.
Pilar 'ın yaşadıklarını okurken aralarda da Eyüp'ün günlüğünü kurcalama şansı buluyoruz böylece.
Eyüp'ün ablası Müesser, abisi Veysel, Veysel'in eşi Perihan'a ait bölümler sayesinde onları da çok yakından tanıyıp yavaş yavaş bütün sırlarına vakıf oluyoruz.
Çok ama çok sevdim. Çok acıttı, çok dokundu ama o kadar güzel ki Nermin Yıldırım cümleleri... Umarım diğer kitaplarını da okuma şansım olur. Çünkü gerçekten Nermin Yıldırım okumuş olmak bir şans.
''Oysa gece ve gündüz birbirine mesafeli durmalıydı, karıştılar mı bir kere, artık sadece gece vardı.''
''Birini arayıp beklemek, onun varlığından başka her şeye kapatıyordu insanı. Beklenenin sesinden başkasına sağır, arananın suretinden ötesine kör ediyordu. Beklenen bekleyene ne denli yakın olursa olsun, zamanla üçüncü tekil şahsa, uzaklaştıkça daha beter saplanılan bir bataklığa dönüşüyordu. Derken, varsa yoksa o oluyordu. Varsa o, yoksa hiç kimse!''
''Oysa Müesser iyi biliyordu ki insan söyledikleri kadar değil, söylemedikleri kadardı...''
''Geride kalmak, özlenenin ayağına takılmayı bekleyen yapayalnız bir taştı. Acısına, düşüp üzerine kapaklanandan çok üzülecek olsa bile, nihayet vuslata erip kucaklaşmanın kırık dökük hayalini kurardı.''
''Evlat olmaktan memnun kalmamış olanlar, babalıktan medet umarlardı. Babasından görmediğini evladına göstermek, kendi yapamadıklarını onda görmek, yaşanmamış bir çocukluğu temize çekebilmek için...''
''Belki de keder sadece, sevmenin yan etkisiydi...''
''Sevginin mizanı öyle uluortaydı ki istense bile kolay saklanamıyordu. Ve insan nedense en çok sevgisine kıymet vermeyenleri seviyordu.''
''Dünya öyle bir yerdi ki acının da, mutluluğun da dahası, daha fazlası hep vardı. Tarih talihle ve başkalarının kırık dökük hikâyeleriyle sınarken insanı, bu gerçek de kendini sık sık hatırlatıyordu. Hem de en umulmadık biçimlerde...''
''İnsan rüyasında çocukluğunu görüyorsa, büyürken bir şeyleri yanlış yapmış demektir bence. 'Yetişkin bir insan ölü bir çocuk değil, yaşamayı başarmış bir çocuktur' diyor ya Ursula K. Le Guin. Ölmeyeceksek bari efendi gibi büyüyelim. Ama nerede? Başımızı kuma göme göme... Biz büyüdük ve bütün kahramanlar öldü işte! Temiz defterler karalandı, saatler hep ileri ayarlandı. Bu yüzden insan geçmişin sırlı perdesine baktıkça, çocukluğunu değil, kaybolan masumiyeti özlüyor belki de...''
''Herkes neden her şeyi bilmek istiyor ki? Halbuki bildiğinin ağırlığıyla ezilir insan. Bildiğine ya teslim olur ya kurban...''
''Hayat böyle bir şey olmamalı diye düşündü Pilar, kimse bu kadar ölmemeli...''
HEP KİTAP
1. Baskı Haziran 2017
332 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
o zamann Unutma Dersleri'ni de öneririm. Ben de ara ara özlüyorum Nermin Yıldırım'ı. bu kitabını da merak ediyordum en kısa zamanda okunacak ;)
YanıtlaSil♥ Mırk maşallah ♥ Bu ne güzelliktir ♥
YanıtlaSilNermin Yıldırım 'Dokunmadan' kitabını yazın Ebru hediye etmişti, hala okuyamadım ama aklımda:) Seveceğimi hissediyorum yazarı.
Alıntıları okuyunca 'Rüyalar Anlatılmaz' kitabının da alınması gerektiğini düşündüm:)))
Çokça öperim patililerini ve seni:)