Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı çok severek, hüzünle okuduğum İpeği İşleyen Kız. Kelli Estes 'in ilk kitabıymış, gayet başarılı bir iş çıkarmış. Kıyaslamak için söylemiyorum ama Sarah Jio, Kimberley Freeman okumayı seviyorsanız, bu kitaba bayılacaksınız.
Yazar , 2002 yılında San Juan Adalar'ı hakkında yaptığı bir araştırma sayesinde, teknesindeki Çinli mültecilerle yakalanmaktansa, onları başlarına sopalarla vurup, denize atan bir kaçakçıdan bahsedildiğini öğrenmiş. Daha sonra, şu an yaşadığı Seattle'da zamanında Çinlilerden arınmak için çıkan isyanları öğrenmiş ve böylece kitabın genel iskeletini kafasında oluşturmuş.
1800'lü yılların sonunda yaşanan acıklı olaylar zincirini , çok hoş bir şekilde günümüzde yaşanan olaylarla bağlamış. Aracı olarak da işlemeli bir kaftanın kesilmiş kolunu kullanmış. Böyle hem geçmişte hem günümüzde ilerleyen kitapları okumayı çok seviyorum.
1800'lü yılların Seattle 'ında büyükannesi ve babasıyla yaşayan Mei Lien 'in hayatı çok zordur. Sırf Çinli olduğu için, 'öteki' olduğu için acımasız beyazların dünyasında var olabilmek için erkek kılığında yaşamak zorunda kalır. Ve bir gün tüm soydaşlarıyla beraber acımasızca evlerinden barklarından sürgün edilirler. Tekme tokat, yanlarına alabildikleri az bir eşyayla bir gemiye bindirilirler. Üstelik yolculuk için gerekli olan ücreti de ödemek zorunda bırakılırlar. Bu gemi yolculuğunu Mei Lien' de hayatı boyunca iyileşmeyecek yaralar açar.
Günümüzde ise İnara ve ailesi ile tanışırız. İnara 'ya büyük teyzesinden Orcas Adası'nda miras kalan ev sayesinde aile sırları zamanla ortaya dökülmek zorunda kalır. İnara, teyzesinin vasiyetiyle bu evi bir butik otele çevirmek için çalışmalara başlar. Bulduğu gizemli kaftan kolunun sırrını çözmeye çalışırken de yoluna hem güzel hem sarsıcı şeyler çıkar.
Hem günümüz , hem geçmiş hikâyesini de okumak güzeldi. Bolca göz dolması eşlik etti okuma sürecime. Ama kitabın en güzel, en etkileyici kısımları Mei Lien 'in yaşadıklarıydı. Yazarın yeni kitaplarını da okumak isterim. Çok, çok güzeldi. Kitabın sonunda da hem yazarın notu hem de çok güzel bir röportaj var.
... Ülkenin her yerinde aynı şey oluyordu. Çinlilerin alın teri sayesinde bir kıyıdan diğerine uzanan demiryollarına ve ışıl ışıl kasabalara rağmen beyaz adamlar paralarını ve topraklarını artık onlarla paylaşmak istemiyorlardı.
... ''7 Şubat 1886 sabahı Seattle'da yaşayan bütün Çinliler, yaklaşık üç yüz elli kişi, evlerinden toplanarak o akşam San Francisco 'ya yol alacak olan Prince of the Pacific'e binmeye zorlandı.''
... O an onun yaraları yüzünden acı çektiğini sanmıştı. Şimdiyse o acının, birini bu kadar çok sevmenin acısı olduğunu anlamıştı.
ARKADYA YAYINLARI
Çeviren: Duygu Parsadan
1. Baskı Ocak 2017
456 sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder