Kitap seven herkese merhaba. Gecenin kitabı ilk defa okuduğum bir yazardan. Oldukça ilginç başlayan bir kitap. Sanırım bu ilginçlikten dolayı hayatım boyunca hep hatırlayacağım kitaplardan olacak.
Çok ilginç bir kitap. Absürt, fantastik, komik, feminist, düşündüren ve aynı zamanda da trajik. Çünkü tüm bunların yanı sıra gerçeklik payı da var, alt metinlerle ülkemizdeki kadınları mercek altına alıyor.
Bir apartmanın bodrum katına dolan penislerle başlıyor kitap. Böyle birden söyleyince daha da komik geldi. Etrafta dolaşan penisler, diller... Kapıcı Recep Eefendi ilk söylediğinde, onun kafayı yediğini düşündüm ama işin aslı çok farklı. Dediğim gibi kitap zaten çok ilginç. Apartman sakinlerinden bir kadının farklı yerinde çıkan dili... Sonra ona yapılan dil naklinin bir yabancıdan olması sebebiyle Türkçe konuşamaması... Böyle fantastiklik gördünüz mü canlarım?
Evliliklere, özellikle de toplumun farklı farklı kesimlerinden kadınların evlilikteki durumlarına ayna tutan bir kitap. Apartman hayatını anlatan diziler ya da mahalle filmleri gibiydi. Herkesin bir derdi var. Kitaptaki karakterlerden en az bir tanesine benzer birini çevremizde görmüşüzdür. Tabi bizimkilerin dilleri yerlerinde duruyordur. Umarım. :)
Yazarın anlatımını sevdim, umarım başka kitaplarını da okumak kısmet olur.
... Doğallık sonradan bozuldu. O kadar bozuldu ki nadir rastlanan bir durum olarak 'yüzde yüz doğal' etiketiyle satılmaya başlandı.
... Annesi daha basık, zayıf, kapalı, dar ve azdı. Galiba apartmandaki diğer komşu teyzeler gibi yarımdı, çeyrekti, birazdı. Çünkü onlar kocalarının gölgeleriydi, kendileri olmadıkları için gölgeleri de yoktu. Kadınlar genç kızlık ve çocukluk hayallerinin hayaleti olmuşlardı en fazla!
... Eğer inancını kaybetmezse insanoğlunun başaramayacağı hiçbir şey yoktu. (İnanarak boş konuşan, boş yazan, sonraları pozitif düşünerek evrene mesaj yollayan ve böylece yapamayacağı, çözemeyeceği mesele olmadığına inanan o kadar çok kadın var ki hayatta! Çok gelişmiş Pollyanna enfeksiyonuyla yerel ve global kuantum sıçma salgını en çok kadınları vururdu. Zaten çoğu erkeğin kendinde kusur görme yetisi yoktur, köpeklerin siyah beyaz görmesi gibi.
... Ulan zaten bütün kötüler kendilerinin iyi, vicdanlı, yardımsever olduğunu söyler.
... Baran'ın yaramazlıkları erkekliğindendi, saldırması erkekliğindendi, koşması, düşmesi, atması, tutması, bağırması, vurması erkekliğindendi. Kız gibi oturacak, susacak, sinecek, üzülecek, ağlayacak, tırsacak, yalvaracak, dinleyecek değildi. O ne isterse yemeliydi yoksa pipisi şişerdi.
MİNVAL YAYINLARI
oha falan oldum yani :D
YanıtlaSil