#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 71 : Ağla Sevgili Yurdum - Alan Paton

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Okudum Bitti- 71 : Ağla Sevgili Yurdum - Alan Paton





                                                  Güney Afrika 'da yaşanan yoksulluk , zorluklar ve en önemlisi ırk problemlerine çok anlamlı değinen , etkileyici ve dokunaklı bir kitaptı. Biraz ağır  okudum , emin değilim ama sanırım çevirideki bazı tutukluklar buna sebep oldu. Kısaca bahsedecek olursam ;

                                  
                                               Fakir, küçük bir kilisenin rahibi Kumalo , bir gün Johannesburg' dan bir mektup alır , kocasını bulmaya giden kız kardeşinin kötü durumda olduğunu öğrenir ve gidip bakmak için yola çıkar. Bizim filmlerde de sık sık olduğu gibi büyük şehre gelen gariban , daha şehre ayak basar basmaz , yol tarifi almak isterken tokatlanır . Kardeşinin kötü yola düştüğünü öğrenir. Onu dönmeye ikna eder , daha sonra kayıp oğlunun peşine düşer. Türlü uğraşlardan sonra polisin de oğlunu cinayet suçundan aradığını öğrenir.  Hırsızlık için girdiği evde ev sahibi beyazı ( ki Rahibin köyüne yakın bir yerde yaşayan zengin birinin oğlu ve siyahların haklı mücadelesinin destekçisidir ) istemeden öldürür ve yargılanma süreci başlar. Bu süreç devam ederken öldürülen adamın babasıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. 


                                             Zamları protesto edip otobüslere binmeyen , kilometrelerce yürümek zorunda kalan siyahların , beyazlar tarafından arabalarına alınmalarının bile polis tarafından yasaklanmasını okumak , ırkçılıkla ilgili her iğrenç detay gibi beni hüzne boğdu.


                                      1930'lu yıllarda yaşadığı toprakların kendi ülkeleri olduğu bilincine varan siyahi toplumun mücadelesi , bu mücadelenin öncesinde ezilen, aşağılanan, kullanılan bir toplumun uyanışı . Tüm bu çirkinlikleri yapan insanların da kendilerini üstün görmeleri aslında her zaman iğrenilecek bir durum . Maalesef dünyada değişmeden kalan kötülükler var.




... ' Transkei 'den geliyoruz, Basutoland 'dan geliyoruz, Bechuanaland' dan geliyoruz ,karımızı, ailemizi geride bırakıyoruz. Yeni altın madenleri bulunduğu zaman da, bütün bu çalışmamıza karşın daha fazla bir şey alan biz değiliz. Gazetelerde okursunuz, yükselen yine de beyazların hisse senetleridir. Yeni maden bulunca deliye dönerler. Daha çoğumuzu getirirler , kamplarda yaşamak,toprak altında üç şiline çalıştırmak için....'


... ' Altın bulunması çok önemlidir derler, çünkü bütün Güney Afrika , madenlerin üzerine kurulmuştur, derler. Fakat madenler üzerine kurulmamıştır,  bizim sırtlarımız üzerine, terimiz,emeğimiz üzerine kurulmuştur. ... '



                             
                        Yine okumakta çok geç kaldığım bir kitaptı. Okumadıysanız tavsiye ederim.





                                         BİLGİ YAYINEVİ
                                                  2. BASIM
                                             HAZİRAN 2003
                                                  294 SAYFA
                            TÜRKÇESİ : MEHMET HARMANCI
 
 

                                                               

                                     

                   Herkese bol kitaplı günler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder