24 Ocak 2016 Pazar
Okudum Bitti -14 : Anne Frank'in Hatıra Defteri || Derleyen : Otto Frank& Mirjam Pressler
Herkese merhaba. Günün kitabı okuma şenliği listemden Anne Frank 'in Hatıra Defteri. Bir süredir blogger arkadaşlarımda görüp, merak ediyordum. Birkaç kere sepete atıp, çıkardım. En sonunda alınca, hazır listemende yeri de olunca başladım ama epey, epey zor bitirdim.
Kitabımız ; Amsterdam / Hollanda 'da babaları Otto Frank 'in ofisinin gizli bölümünde yaşayıp, Nazi faşizminden korunmaya çalışan Anne Frank 'in yazdığı hatıra defteri. Defterine de Kitty diye hitap etmeyi seçiyor. Bir nevi sırdaşı, dert ortağı oluyor. ' Arka Ev' olarak adlandırdığı bu yerde annesi,babası, ablası ve diğer dört insanla yaşayan 13 yaşındaki Anne 'nin kendi iç dünyasını, ergenlik sorunları, aile meseleleri de okuyabileceğiniz, bunun yanı sıra bir Yahudi olarak ne zor günler geçirdiğine tanık olacağınız , günlük şeklinde kaleme alınmış bir kitap.
Bu da orijinal günlük. Google sağ olsun. :)
12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arası yazılan günlüğü okurken, benim beklediğim gibi Hitler etkisinden çok, hapsedilmiş olmasalar da tutsak hayatı yaşayan insanların değişken psikolojilerine, Anne 'nin büyüme , olgunlaşma sürecine tanık olacaksınız. Zor günler yaşamış olsalar da, dönemi yaşayan çoğu Yahudi 'ye göre çok, çok şanslılarmış bence. Baba Otto Frank ve yazar Mirjam Pressler tarafından derlenmiş kitap. Belki ben daha önce, mesela o yaşlarda okusaydım kitabı, daha etkileyici bulabilirdim. Bana epeyce sıkıcı geldi ama yaşananları düşününce de etkiliyeci elbette. Kendini çok tekrarlaması okumamı zorlaştırmış olabilir. Sonunda okumuş olmaktan memnunum, merakım giderildi. :)
...1940 Mayıs'ından sonra iyi günler tepeteklak oldu: Önce savaş, ardından teslimiyet, Almanların egemenliği ve biz Yahudiler için sıkıntılar başladı.
... Margot ve ben en gerekli eşyalarımızı okul çantalarımıza doldurmaya başladık. İlk koyduğum şey bu ciltli defterdi, sonra bigudi, mendiller, okul kitapları, bir tarak, eski mektuplar... Aklım saklanma düşüncesiyle meşgul bir halde en çılgınca şeyleri çantaya koymuştum, ama pişman değilim, anılarıma kıyafetlerimden daha fazla değer veriyorum.
... Masum ve saygıdeğer vatandaşlar öldürülmeyi beklemek üzere cezaevine konuluyorlar.
... Tıpkı zavallı, hasta ve bakımsız bir hayvan sürüsü gibi, zavallı insanları iğrenç kesimhanelere götürüyorlar.
... Neden bütün insanların gerçek benliklerini gizlemek için bu kadar uğraştıklarını söyleyebilir misin? Neden ben başkalarının yanında sürekli olduğumdan başka türlü davranıyorum, neden kendim gibi olamıyorum? Neden herkes birbirine bu kadar az güveniyor? Biliyorum, bunun bir sebebi olmalı ama bazen insanın hiçbir yerde, en önemlisi de kendisine çok yakın olan insanlar arasında bile kendini güvende hissedememesinin çok kötü bir şey olduğunu düşünüyorum.
... Sevgi, sevgi nedir? Sanıyorum sevgi sözcüklere sığmayan bir şey. Sevgi, birini anlamak, onun varlığından mutlu olmak.
EPSİLON YAYINLARI
Çeviren:Hakan Kuyucu
6. Baskı Ağustos 2015
341 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
daha evvel anı günlüğü türevi bir kitap okuduğumu anımsamıyorum. belki de bu nedenle içeriği tarihsel dokusundan mütevellit ilgimi çekti. kitaptan yaptığın alıntılar oldukça etkileyiciydi Mehtap, açıkçası farklı türler okumayı severim, ama biraz da tereddütle başlarım yeni bir türe. sayende içimde ki tereddüt bir nebzede olsa rafa kalktı, şimdi tek yapmam gereken iyi bir kafayla okumak. :) teşekkürler.
YanıtlaSilaa, ben çok etkilenmiştim bu kitabı okuduğumda. kendimi onun yerine koyunca epey de sarmıştı beni. hele bir de sonradan olanları düşününce :(
YanıtlaSilBende iki sene önce okumuş dönemin ruhundan daha ziyade erken ruhunun öne çıktığını düşünmüştüm. Aradan yıllar geçti düşünüyorum. Aklımda kalan bir şey yok. Aslında varda kayda değer yok.
YanıtlaSil