#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 129: Kuyucaklı Yusuf || Sabahattin Ali

12 Ekim 2017 Perşembe

Okudum Bitti- 129: Kuyucaklı Yusuf || Sabahattin Ali




              Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı Sabahattin Ali'den Kuyucaklı Yusuf. Okumak için geç kaldım ama bu biraz da tercih edilmiş bir gecikmeydi benim için. Filmi izlemiş bulundum. Öyle olunca da filmin etkisi geçsin, biraz unutayım öyle okurum, dedim. Epey oldu elimde de olmayınca gecikti de gecikti. Sonra bir vesile ile özel baskısını aldım, daha da zevkli bir okuma oldu. Her şeyde bir hayır vardır, dedikleri bu olsa gerek. Filmin etkisi geçse de yine karakteri filmden bağımsız canlandıramadım aklımda. Bu konuda şikayetim yok zaten Talat Bulut'u da çok severim. 


            1903 yılında eşkıyaların köyü basması sonucu anne ve babasını kaybeden Yusuf 'un hikayesini, basımının 80. yılında ilk defa okumak nasip oldu. Küçük yaşına rağmen sakin, soğukkanlı, dirayetli bir çocuk Yusuf. Kaymakam Salahattin Bey, halinden etkilenip onu evlat edinir.  Salahattin Bey, Yusuf'u evladı gibi sevse de eşi Şahinde onu istemediğini ilk andan beri belli eder. Evin tek kızı Muazzaz ise Yusuf'a çok değer verir. Yusuf'un içine çok giremediği yeni hayatında yaşadıklarını, aşkını okumak güzel ama üzücüydü. Yusuf'u sevsem de kızmadım dersem yalan olur. 

       Karakterler, yaşananlar çok gerçekçiydi. Dönemin şartlarını da ekleyince harika tespitler ortaya çıkmış. Tasvirler de çok güzel olunca benim için güzel bir okuma oldu. Ara ara durağanlaştı ama elimden bırakamadan okudum. Keşke Sabahattin Ali uzun yaşayabilseydi de Kuyucaklı Yusuf'un hayatında bundan sonra neler olduğunu öğrenebilseydik...



      
"1903 senesinin sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler."


''Seneler birer birer, ağır ağır, fakat hiç durmadan geçiyordu.''


''Ömrünün bu en güzel gecesini, ömrünün bu en korkunç gününün takip etmesi mi mukadderdi? Neydi bu içinden çıkılmaz meseleler? Neydi bu mavi göğe veya sevgili bir yüze bakmayı zevk olmaktan çıkaran hisler ve üzüntüler?.. Yusuf bunlara alışık değildi. Vaziyeti onu o kadar sıkıyordu ki, bir arşın eninde ve boyunda bir kafesin içine kapatılmış gibi, çırpınmak arzusu duyuyordu.''


''Güneş sanki ışığını kova ile yeryüzüne döküyordu...''


"Bereket versin, Anadolu' nun bu yalnız kendisine mahsus dertleri yanında bunların gene yalnız kendisine mahsus çareleri vardır. Bunlardan en birincisi rakıdır.''


''Hayattan fazla şeyler bekleme. Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak, muhite uymak, hiç sivrilmemektir.''



"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var." 




''İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek  başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.''



YAPI KREDİ YAYINLARI 

Temmuz 2017
216 Sayfa


2 yorum: