#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti-13 : Koku || Patrick Süskind

30 Ocak 2015 Cuma

Okudum Bitti-13 : Koku || Patrick Süskind






                                   Herkese tekrar merhaba. Biriken kitapların yazılarını yazmaya devam edeyim , kaldığım yerden. Koku 'yu çok yakında okumayı planlamıyordum ama sevgili Kontes ile beraber başlayayım diye konuştuk , böylece okudum , bitti. Filmi daha önce izlemiştim , keşke izlemeseydim. Kitap boyunca Ben Whishaw gözümün önünden gitmek bilmedi. Normalde kitapları okumadan filmlerini izlemem ama arada dayanamadığım oluyor. 



                                  Kahramanımız Jean Baptiste Grenouille, binlerce kokunun birbirine karıştığı bir sokakta , balıkçı tezgahının arkasında dünyaya gelir , ondan kurtulmak isteyen annesi idama mahkum edilir. Babası belli olmayan , annesi ölen bebek , bir Papaz tarafından ücretli süt anneye verilir ama hem çok iştahlı hem tuhaf olduğu için istenmez. Küçüklüğünden beri hep dışlanan , yalnızlığa mahkum edilen Jean Babtiste 'in kendi kokusu olmamasına rağmen , benzersiz bir koku alma yeteneği vardır. Yaşadıklarının da etkisiyle bu özelliğini insanlardan intikam almak için kullanmaya başlar. Böylece doğumuyla ölüme sebebiyet veren kahramanımız , ölüme dolaylı yoldan değil birinci elden sebep olmaya başlar. 




                                    18. yy Fransa 'sının tüm kasvetini , kokuların tüm çekiciliğini hissettiren , yaşadıkları yüzünden bir seri katile sempati duymanıza olmasa da acımanıza sebep olacak ,  etkileyici bir kitaptı. Ah keşke filmi önceden izlemeseydim.






... Paris her yıl on binin üstünde bulunmuş çocuk, piç, yetim üretiyordu. Nice yetimin yeri doldurulabiliyordu böylece.




... Yaşamaya sırf inat, sırf kötülük olsun diye karar vermişti.




... Dünyaya dışkısından başka bir şey verdiği yoktu; ne bir gülümseme, ne bir bağırış, ne bir göz ışıldaması, ne de kendi kokusunu koklatıyordu.




...Ömründe bir kere öbür insanlar gibi olup içindekini dışa vurmak istiyordu:Nasıl onlar sevgilerini,aptalca hayranlıklarını dışa vuruyorlarsa o da nefretini dışa vurmak istiyordu şimdi.Bir kere,sadece bir kere kendi gerçek benliğiyle anlaşılıp başka bir insandan kendi tek gerçek duygusuna,nefretine bir yanıt almak istiyordu



... Bir insanın kokusunu çalma tekniklerini artık avucunun içi gibi öğrendiği anlamıştı, kendi kendine bir daha kanıtlaması gerekmezdi. Zaten genel olarak insanın kokusu da umurunda değildi. İnsan kokusunu, yerine maddeler kullanarak da yeterince taklit edebiliyordu. Onun istediği, belirli insanların kokusuydu ; o çok seyren olan, aşk uyandıran insanların kokusu. Böyleleriydi onun kurbanları.










   

                                                                   ♥ CAN YAYINLARI 
                                                                            260 Sayfa






                                 

8 yorum:

  1. bu kitabı çok merak ediyordum, filmi daha önce seyretmiştim ama yıllar oldu, bir çok şeyi unuttum, o yüzden kendimi şanslı sayıyorum:))
    ben de önce kitabı okumayı tercih ediyorum, filmi izlediysem kitabı okurken bi hevesim kaçıyor. sırf bu yüzden kitabı olduğunu duyunca kayıp kız' ı izlemedim. şimdi onu okuyorum, bitince filmini de izleyeceğim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de genelde öyle yapıyorum ama arada dayanamayıp izlediklerim oluyor işte , şimdiden keyifli okumalar.

      Sil
    2. Şimdiden keyifli izlemeler olacaktı ama ikisi de keyifli olsun :)

      Sil
  2. Ah ben de yorumlayayım haftaya. Gerçekten filmdeki ile hiç uyuşmayan bir karakterdi. Filmdeki baya yakışıklıydı yahu :D Sevmiştim onu ben.

    YanıtlaSil
  3. Ben de çok merak ediyorum kitabı ve sabredip filmi izlemedim. En kısa zamanda okumak istiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa zamanda önce okuyup , sonra izlersin umarım.

      Sil
  4. merak ettim cok. baska bir arkadasim daha onermisti ^^

    YanıtlaSil