Bir Kadının Hikayesi , aslında her kadının benzer hikayelerinden kesitler içeriyor. Elime alır almaz , önce kapak detayını çok , sevdim. Baskısı , puntosu da yerli yerinde olunca , kolay okunan bir kitap oldu. Sevgili Gökçe Dölek' in ilk kitabı , severek okudum , umarım bol bol yazar ve bizler de okuruz.
Kitabımız , Funda'nın 20' li ve 30 'lu yaşlarda ,aşka , ilişkiye, evliliğe değişen bakışıyla başlıyor ki bu konuda yaşı uygun olan herkesin çok keskin olmasa da elbette değişen fikirleri vardır , değil mi?
Funda bir gece rüyasında , kendisini üzen , çok derinden yaralayan eski sevgilisi Tarık'ı görüyor ve bundan sonra kader ağlarını ilginç şekilde örmeye başlıyor. Bu arada Tarık hüsranından sonra Cenk'le tanışan ve evlenen Funda , mutluluğunu, evliliğini sorgulamaya başlıyor. Aslında bu çok gecikmiş bir iç hesaplaşma. Funda'nın iç hesaplaşmasını okurken , kadınlar ne ister , evlilikten ne bekler , sevmek mi sevilmek mi tercih edilir gibi sorulara cevaplar bulabilirsiniz.
... Sevmek mi sevilmek mi? İkisini de yaşamaya hakkımız vardı; kimi zaman sevilip karşılık bulamayacak, kimi zaman karşılık veremeyecektik belki.
... Evlenmek neden bu kadar önemli bu insanlar için, diye düşünürken birden sol tatafımda annem bir şeytan gibş belirdi. ''Herkes sizin gibi mi kızım? Siz çalışıyorsunuz, para kazanıyorsunuz, erkeğe ihtiyacınız olmadığını iddia ediyorsunuz, iyice feminist kesildiniz başıma,'' diyerek aynı şeyleri söylemeye başladı. Evlendiğimde annem yuva kurduğuma değil, feminist olmadığıma sevinmişti sanki.
...Birini affetmek ya da yaptıklarını unutmak, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmek değildi. O affediş, çok derinde bir yerde küçücük bir kurtçuk gibi hiç çaktırmadan kemiriyordu içini ve o kemirilen yeri de hiç bir şeyle tıkayamıyordun. Ne durumu görmezden gelmen ne de yeni bir hayat kurman durdurmuyordu o deliğin büyümesini. Benimki de o hesaptı işte, deliğe tıkadığımı sandığım her şey tek bir rüya ile kusmuştu kendini.
... Evlilik , insanın yalnızlığını, tek başınalığını elinden alıyordu. Yalnızlık ile tek başınalık arasında büyük bir fark vardı. Yalnızlıkta hissettiğimiz, başka birinin yokluğuydu, tek başınalıkta ise kendi varlığımıza duyduğumuz minnet vardı.
... Mutluluk, sana yapılanların sebebini bildiklerinle bilmediklerin arasında incecik bir köprüydü sanki. Bizim köprü yıkılmıştı ama bu defa bilmek canımı yakmıyordu.
Bu arada kitapta çok sevdiğim şarkılar da vardı.
BUTİK YAYINCILIK
277 SAYFA
2013
Bol kitaplı günler...
ben de bugün bitirdim ve postladım canım :)Senin yazını da görünce çok mutlu oldum , aynı zamanlarda okumamıza:)
YanıtlaSilben de yeni bitirdim.. paylaşacağım yakında inşallah..
YanıtlaSil