#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 111 : Çürük ve Harabe - Jonathan Maberry

1 Aralık 2013 Pazar

Okudum Bitti - 111 : Çürük ve Harabe - Jonathan Maberry



                                           Zombilere değişik bir bakış açısıyla yaklaşan Çürük ve Harabe ' yi severek okudum. Serinin ilk kitabı , devamını bekliyorum. Parodi Yayınları 'nın okuduğum ilk kitabı , zaten tanıtım yazımda da belirtiğim gibi yeni bir yayınevi. Kapağı , sayfa düzeni, iri puntolarıyla kalbimi fethettiler bile. Severek okuyacağım kitapları var ve umarım olmaya devam eder.



                                       Kısaca bahsedecek olursam ;


                             Yürüyen Ölülerin dünyayı ele geçirdiği milattan yani ilk geceden sonra başlıyor her şey. Artık dikenli tellerle ayrılmış , korunaklı kasabada yaşayan insanların, en büyük korkularındandır Çürük ve Harabe ve oradaki zombiler. 

                              Japon asıllı  Tom ve yarı İrlandalı üvey kardeşi Benny 'nin etrafında zombilerle amansız bir mücadele sizi bekliyor. Benny 15 yaşında , anne ve babasını kaybetmiş , abisiyle mesafeli bir genç adayı. Charlie ve Çekiç adında iki zombi avcısına hayran , ama tanıdıkça fikri değişecek.

                              Zombileri pek sevmeme rağmen bu kitabı çok severek okudum. Savaş , mücadele , aşk ,gizem yok yok.  Nix ile Benny 'nin ilişkileri çok sevimliydi , ah ilk aşk ;)  Kayıp kızın gizemi  sayesinde merakla , bırakamadan okuyacaksınız. Daha fazla ayrıntı verip , heyecanını kaçırmayayıM , ufak alıntılarımla baş başa bırakıyorum sizi  :)






...  Kadaverin, hayvansal dokuların çürümesi sırasında protein hidrolizi ile üretilen berbat kokulu bir moleküldü. Bunu fen dersinden hatırlıyordu ama gerçekten çürümüş etten imal edildiğini bilmiyordu. Avcılar ve iz sürücüler, zombiler arkalarından gelmesin diye elbiselerine bu maddeden sürüyordu. Çünkü ölüler çürümüş etle ilgilenmezdi.



... '' Söyleyebileceğin hiçbir şey gerçeği değiştirmeyecek.''
'' Hayır.Gerçekler elbette değişmez. Değişen şey , gerçek hakkında ne bildiğimiz veya neye inanmak istediğimizdir.''




... '' Burası Çürük ve Harabe, Benny. Burada kural yok. İlk Gece'den beri yok. Burada zombi öldürmek insanların yaptığı sıradan bir şey.''




... '' Bizim yıllarımız var. Aslında zamandan başka hiçbir şeyimiz yok. Yıllar ve yıllar. Sonsuza kadar. Çünkü elimizde kalan tek şey bu.''



... Hayır , heykel değil...Mezar taşları gibiydiler. Nerede  öldüklerini ve ebediyete kadar nerede kalacaklarını göstermek için kendi vücutlarını kullanıyor gibiydiler. Bir tabuta gömülmemiş, onun yerine hareket eden, avlanan ve saldıran, bozulmuş birer vücuda hapsolmuşlardı.



... Bir insanın tüm hayatını belirleyen, nasıl biri olduğunu veya olabileceğini hissettiren, hassas dengeli kararlara varılan kimi anlar vardır. Yaşam ya da ölüm, umut ya da hayal kırıklığı, zafer ya da mağlubiyet; o an verilecek karar üzerinde tehlikeli bir şekilde tıngırdar. Bu anlar ne tesadüfle çözülür ne de şansla. Bunlar öyle anlardır ki insan yaşam hakkını ya kazanır ya da kaybeder.






                                                               PARODİ YAYINLARI
                                                           ÇEVİREN : FATİH SERT
                                                                         EKİM 2013
                                                                         473 SAYFA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder