#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 19 : Anlatmak İçin Yaşamak || Gabriel Garcia Marquez

24 Şubat 2014 Pazartesi

Okudum Bitti - 19 : Anlatmak İçin Yaşamak || Gabriel Garcia Marquez





                                    Büyük Usta 'nın aynı romanlarındaki etkiyi yaşatacak anı kitabını okumam epey uzun sürdü. Biraz ağır tempolu olmasının yanı sıra sindire sindire okuyayım dedim. Kendi kaleminden , kendi hayatına film tadında bazen gri bazen pastel tonlarda dokunuşlar bulacağınız kitabı , okumadıysanız ve yazarı seviyorsanız mutlaka okuyun. Ben çok severim anı , biyografi tarzı kitapları. Keşke bütün sevdiğim yazarların anı kitapları olsa... 



                                     Yaşamı boyunca biriktirdiği anıları , yazmak için vermek zorunda kaldığı mücadeleleri , aile içi yaşantısı , dönemin Latin Amerika 'sı ... Neler yok ki. Üstelik yazarın kimleri okuduğu , kimlerden etkilendiği , eserlerini oluştururken nelerden ilham aldığı gibi birçok detay bulunuyor. Yani Marquez 'in geçmişine sızıyorsunuz. Marquez 'in hastalandığını ilk duyduğumdan beri okumak istediğim bir kitaptı , annemin kitaplığından ele geçirdiklerimdendi  ama bir arkadaşım okumak için aldı iki senedir gelmedi , o yüzden okumam gecikti , okumadıysanız siz de benim gibi gecikmeyin... Her türlü duyguyu Marquez 'le beraber yaşayacaksınız.




                                           




...  İnsanın yaşadığı değildir hayat , aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.



...  Ben o gün altıma yaptığım için duyduğum tiksintiden yaygarayı basmadığımı , yeni tulumumu kirletmekten duyduğum korku yüzünden ağladığımı söyledikçe  daha da eğlenirlerdi. Yani söz konusu olan hijyenik bir önyargı değil, estetik bir kaygıydı, aklımda kalış biçiminden, bunun benim ilk yazarlık deneyimim olduğunu düşünüyorum.



... Annemle babam 11 Temmuz 1926 'da Santa Marta Katedrali 'nde , annem düğün tarihini unutup da saat sekizi geçe ancak birilerinin uyandırmasıyla kalkabildiği için kırk dakika gecikmeli evlenmişler. Aynı gece babamın  Riohacha ' daki görev teslimine yetişmek için bir kez daha ürkütücü gulete binerek , geceyi deniz tutmasının bozgunuyla son derece iffetli geçirmişler.




...  Bebekleri bir leyleğin Paris 'ten getirdiğini söylediklerinde beni bir gülmedir tutmuştu. Ama şunu da eklemeliyim ki , doğumu hiçbir zaman seksle ilişkilendirmeyi başaramadım.



...  Kore Savaşı 'ndan hayatta kalanlarsa, komünizme karşı , ABD 'nin emperyalist kaygıları uğruna savaşmışlardı. Ama dönüşlerinde toplum sayfalarında değil suç duyurularında yer almışlardı. İki masumu silahla öldüren bir gazi mahkemesinde yargıca şunu sormuştu : '' Kore' de yüz kişiyi öldürebiliyorsam , neden Bogota 'da on kişiyi öldüremeyeyim ki ? ''








                                                   CAN YAYINLARI

                                               ÇEVİREN: PINAR SAVAŞ
                                                      550 SAYFA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder