Türk tarihinin en önemli karakterlerinden biri olan ve çizdiği dünya haritası ile ünlenen Piri Reis’in yaşamının son yıllarında, dönemin padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle büyük bir hazinenin peşine düştüğü ortaya çıkar. Öte yandan da gizemli bir tarikat bu keşfin üzerine harekete geçer ve konuyla yakından ilgili olan ünlü bir tarih profesörünü kaçırır.
Piri Reis, 1513 tarihli ünlü haritasının ortaya çıkan parçasında bu hazine ile ilgili ipuçları bırakmıştır ve tarihin seyrini değiştirecek bir keşfin yapılması işten bile değildir. Hakan Geda, elindeki ipuçlarını birleştirmeyi başardığında, tarihin derinliklerine uzanan tehlikeli bir maceranın tam ortasına düştüğünü fark eder.
Peki ya hazinenin peşinde olan tarikat üyelerinin gücü, Hakan’ın önüne geçecek ve bu keşfi engellemeye yetecek mi?
Önce İstanbul’dan Antalya’ya, oradan da Hint Okyanusu’na kadar uzanan soluk kesici bir macera daha sizi bekliyor. Cenk Kayakuş, bu dördüncü romanında yine tarihin tozlu sayfalarına saklanmış derin bir sırra dikkat çekiyor ve okurlarını gizemle sarmalanmış muhteşem bir maceraya davet ediyor.
“Umut, kimilerinde ters çevrilmiş kırık bir kum saatinden dökülüp giden tanelerden bile hızlı tükenir. İnançlar yerini endişeye bıraktığında tüm mücadele ortadan kalkar, zihnin içinde tek yönlü bir savaş başlar. Aklın cepheleri teker teker istila edildiğinde, delirmek gerçeklikten sıyrılmanın en kolay yoluna dönüşür.”
Kitaptan
“Cenk Kayakuş, Türkiye'nin Dan Brown'lığına
soyunuyor adeta.”
Sabah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder