#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti : 21 - Şahbaba || Murat Bardakçı

28 Şubat 2014 Cuma

Okudum Bitti : 21 - Şahbaba || Murat Bardakçı







                                           Uzun süredir okumayı düşünüp , kalınlığından ve kitap hakkında okuduklarımdan dolayı gözümü korkutan bir kitaptı. Daha fazla bekletmeden başlamak istedim ve hemencecik bitti. Şaka şaka , dört , dört buçuk aydır okuyorum ,ancak bitirebildim.

                                         

      Son hükümdar Vahideddin 'i n babası Sultan Abdülmecid dair ufak çaplı bilgiler vererek başlıyor . Torunları kendisine Şahbaba dediği için bu ismi almış kitap. Vahideddin 'in tahta geçtiği zemini daha iyi anlamak için , yetiştirilmesi , yaşadığı gençlik, çocukluk vs... Bu arada yer yer Osmanlı Devlet işlerinin işleyişiyle ilgili tarihi ve kronolojik bilgilerde içeriyor. Bizim zannettiğimizin aksine o dönemlerde Şehzadelerin çektiği maddi sıkıntılar , aldıkları eğitimler , sahip oldukları yetenekler gözler önüne seriliyor.  Bizim bildiğimiz tarihi gerçeklerle çelişen bazı bilgiler de içeriyor. Mustafa Kemal 'in ve Vahideddin'in hatıratlarından birbirleriyle çelişen kısımlar da peş peşe verilmiş. 


                                       Yazar kendi şahsi yorumundan çok çeşitli kaynaklardan alıntılara , bazı belgelere,  Sabiha Sultan ile olan yazışma ve bazı günümüze ulaşabilen mektuplara yer vermiş. Çeşitli fotoğraf ve görsellerin olması ise güzel bir detaydı. 



                                        Anlatacak çok detay var ama ilginize çekiyorsa okuyun derim. Altını çizme huyum olmadığı için bol miktarda notlar aldığım bir kitap oldu. Ara ara açıp , arraştırp üzerinde düşünülecek bir kitap. Önsöz ve Arka kapak 'a göz atmak isterseniz ;




Şahbaba, yapayalnız bir insanın öyküsüdür.
Şartların doğru karar vermesine imkan bırakmadığı, hatta olup bitenleri değerlendirmesine bile izin vermediği çaresiz bir insanın öyküsü… Huzuruna el-pençe girildiği günlerin hemen ertesinde hain ilan ediliveren sarayın yalnız adamının, Osmanoğulları'nın son hükümdarı Mehmed Vahideddin'in, torunları arasındaki ismiyle Şahbaba'nın hikayesi...
Tac sahiplerinin gerçi hemen hepsi yalnızdır ve yalnız olmayan belki tek bir hükümdar bile yoktur ama aralarında derin bir mesafe de bulunsa, içlerini dökebilecekleri tek-tük dostlara sahiptirler.
Peki, Sultan Vahideddin'in hiç dostu olmadı mı?
Cevabı hükümdarın bizzat kendi kızı veriyor; Sabiha Sultan yayınlanmamış hatıralarında "… Babam, yaradılış itibariyle çekingen, çok mütevazi, muhiti çok dar, dostu, arkadaşı yok denecek kadar az bir insandı" diyor.
Vahideddin iktidar yıllarında da yalnızdı… Bu yüzdendir ki hep tek başına kaldı ve nihayet bir zamanlar sureta da olsa kendisinden yana görünenler tarafından bile terkedildi
O, bütün bu olup bitenlerin galiba en başından beri farkındaydı… Bu idrak ediş, sürgünde yazdıklarında apaçık görünüyor… Mektuplarında tahtından ve memleketinden olmuş bir hükümdardan ziyade küskün, yalnızlığın darbesi altında ezilmiş, dönüş ümitleri yavaş yavaş erirken vatan ve aile hasretini alaturka şarkılar besteleyerek terennüm eden, herşeyiyle kadere teslim olmuş bir insan konuşmaktadır…






                    Torunları, Sultan Vahideddin'e "Şahbaba" derlerdi... 

                   Son padişahın tarihteki rolü yıllarca tartışıldı ama, o hiç katılmadı bu tartışmaya... Şimdi, ölümünün üzerinden geçen 70 küsur yıl boyunca ailesinin titizlikle sakladığı özel arşivi ilk kez bu kitapla gün ışığına çıkıyor ve Sultan Vahideddin, hakkındaki tartışmalara belgeleriyle, mektuplarıyla, yarım bıraktığı anılarıyla, yani kendi kalemiyle katılıyor... Murat Bardakçı'nın titiz bir araştırmayla topladığı ve bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmamış belgelere dayanarak kaleme aldığı "Şahbaba" sadece Sultan Vahideddin'in değil, ailesinin ve yakın çevresinin de hikayesi... Hükümdarın kızı Sabiha Sultan'ın ifadesiyle, "Masalı andıran bir hayat yaşayıp başdöndürücü iniş-çıkışlar ve taşkın fırtınalar atlattıktan sonra pek de kolay olmayan bir şekilde ayakta kalabilen insanların" öyküsü..




                                                
                                                        PAN YAYINCILIK
                                                            7. BASIM
                                                          KASIM 1999 
                                                           679 SAYFA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder