Herkese merhaba. Ve Sen Kuş Olur Gidersin , Tarık Tufan 'ın okuduğum ilk, bloga yazdığım ikinci kitabı. Diğer kitap : Şanzelize Düğün Salonu yazısı burada.
Bir önceki Tarık Tufan yazımda da bahsettiğim gibi kitapları set olarak aldım ve çok memnunum. Diğer kitapları da en kısa zamanda okuyacağım. O kadar hoş ve etkili cümlelerle dolu ki kitaplar okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Benim gibi tanışmakla geç kalanlara tavsiye ederim.
25 ayrı bölümden oluşuyor kitap. Her bölümün birbirinden hoş başlıkları var. Birkaç örnek:
İnsan tamamlanmamış bir cümledir.
İnsan, sakladıklarıyla insandır.
İnsan bazen karmakarışıktır...
İnsan canhıraş bir suskunluktur...
İnsana dair, duygulara dair dolu dolu bir okuma oldu benim için. Duygulandığım yerler oldu sıkça. Arkasından okuduğum Şanzelize Düğün Salonu kadar ağlatmasa da, duygulandım...
Kitaptaki kahramanın duygularını, yalnızlığını, kederini okurken, sık sık ne kadar da doğru, güzel bir anlatım diye düşündüm. Kahramanız genç, üniversite mezunu, iyi bir işi olan biridir ama tüm bunların yanında olabildiğine yalnızdır. Yalnızlığı onu derin düşüncelere iter. Böyle düşünceli gecelerin birinde dolaşırken bir adamla karşılaşır. Bu karşılaşmalarında daha önce de karşılaştıklarını hatırlar. Perişan halini görüp, para vermeye çalışmış ama reddedilmiştir. Kısıtlı da olsa sohbetlerinin de etkisiyle hayatı farklı bir şekil alır. Etkileyici bir sonla kitabı bitirip kapağını kapatınca, rastgele bölümler açıp duygu cilası yaptım.
Tüm bu etkileşim, değişim sürecinden daha çok etkileyici olan kitapta o kadar çok içi dolu cümle vardı ki, hepsini not almaya çalışsam kitabın yarısını yazmam gerekirdi.
... Geçmişi anlatmakla ne umar insan? Her şeyin yaşanmış ve bitmiş olmasının verdiği rahatlıkla, tüm olup bitenlerden bir şeyler öğrenebildiğini göstermek çabası mıdır bu? Kendisiyle, olaylarla yüzleşebilmek cesaretini kaybetmediğini ispatlamak mıdır başkalarına karrşı?
Belki de içini boşaltmak...
... Her yalnızın aradığı bir fırsattır anlatabilmek.
...İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak buharlı bir cama yazı yazmaya benziyor. Özenle yazıyorsun, apaçık belli oluyor anlattıkların. Sonra silinip gidiyor.
... Hevesleri, beklentileri, erteledikleri, kursağında kalmış kelimeleri, kaçırılmış bakışları, gizledikleri, bitirilmemiş mektupları, susuşları ve istemsiz veda edişleriyle tamamlanmamış bir cümledir insan.
... O kadar çok şey biriktiriyor ki insan!
...Münkesif bir kalbin iç burkan acziyetini kimselere söylememek de başka bir acı veriyor insana.
... Bir hayata şahitlik etmek bazen insanın soluğunu kesecek kadar ağır bir gösterime dönüşüyor.
... Bir sevgili gittiğinde, ona baktığınız gözlerinizi de alıp gitmiştir.
Bir sevgili gittiğinde, altında onunla dolaştığınız gökyüzünü de alıp gitmiştir.
Bir kuş, bir sevgili...
İnsan kaybettikleriyle insandır.
... İnsan garip bir varlık bazen sakladıklarıyla mutlu oluyor. Bazen de açığa vurduklarıyla.
... Yarın kelimesi bende büyülü çağrışımlar uyandırdı hayatım boyunca.
Yaşadığım her günün acısını ve umudunu yarına erteledim. Ertesi gün olduğunda her şeyin yerli yerine oturacağına ilişkin bitimsiz beklentiler büyüttüm içimde.
... İnsan canhıraş bir suskunkuktur...
''19. yüzyıl boyunca birçok cerrah, bir hayvan üzerinde operasyon yapmadan önce alışılmış bir biçimde ses tellerini kestiler. Bunu, deney sırasında hayvanlar ses çıkarmasın diye yaptılar.
Deneyi yapanlar ses tellerini keserek aynı zamanda gerçeği yadsıdılar- sessiz bir hayvanın acı çekmediğini varsaydılar- ve bunu kendileri doğruluğunu kabul ettikleri bilgileriyle doğruladılar. Hayvanın çığlıkları onlara zaten bildikleri bir şeyi, karşılarındaki yaratığın bilinçli, hisseden ve operasyon sırasında eziyet edilmiş bir varlık olduğunu anlatacaktı.''
Kelimelerden eski dil
Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez...
PROFİL KİTAP
16. Baskı Nisan 2016
126 Sayfa