#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 95 : Eş || Jenny Offill

7 Eylül 2016 Çarşamba

Okudum Bitti - 95 : Eş || Jenny Offill





                      Herkese merhaba. Gecenin konuğu tanıtım yazılarını görür görmez merak ettiğim, okumak için sabırsızlandığım kitap : Eş. Severek okudum, hatta umduğumdan çok daha fazla sevdim. 


                 Bir evlilik güzellemesi olmuş adeta. Ama sadece başlangıçta güzelleme. Daha çok sorgulama. Aşkın doğumu, evlilikle çoğalması, ikiyken üç olup , zamanla tekrar can çekişen duruma düşmesi... Yoğundu, güzeldi. Geldiği noktada kendini artık sadece bir 'eş' olarak gören kadının, geçmişe dönüp , adım adım ellerinde kalanı sorgulaması... 


             İlla kendinizden bir şeyler bulacağınızı düşünüyorum. Eş ile o kadar yakın duygularım vardı ki evlenmiş olsaydım benim hayatım da böyle olurdu diye dehşete kapıldım. :)) Aslında dramatik olması gereken bir konu ama anlatım o kadar hoş ki tebessüm ettiğim yerler oldu. Kısacık , paragraf paragraf anlatılmış. Konsantre kitap olmuş. Güzel alıntılar, göz kırpmalar da vardı. Daha ne olsun, değil mi ama ?


            Benim için kısaca bu kitap şiirsel güzellikte, hem güldürüp hem ağlatabilen bir iç döküştü. Derin, etkileyici, eğlenceli de... Özellikle kadınlar daha çok seveceklerdir. Okuyun derim. :)






...  Anılar mikroskobik şeyler. Bir araya toplaşıp ayrılıveren minicik parçacıklar. Küçül insancıklar, demişti Edison onlara. Varlıklar. Nereden geldikleri hakkında bir teorisi vardı ve teoriye göre o yer, uzayın derinlikleriydi.




...Budistler 121 tane bilinç durumu olduğunu söylüyorlar. Bunlardan sadece üçü ıstırap ya da acı içeriyor. Çoğumuz vaktimizi bu üçü arasında gidip gelerek geçiriyoruz.




...Ben kapı zilini duymaktan hiçbir zaman haz etmedim. Sevdiğim insanların hiçbiri o şekilde çıkagelmezdi.




... Ben sıkça ve kolaylıkla nefret ederim. Bacaklarını iki yana açarak oturanlardan nefret ederim mesela. Yüzde 110 verdiğini iddia edenlerden. Arsızca zengin oldukları halde ''yuvarlanıp gidiyoruz'' diyenlerden.




... Evliliğin nesi punk rock, biliyor musun?

Hiçbir şeyi.

Evliliğin nesi punk rock, biliyor musun?

Bütün o kusmuğu, boku, sidiği.



... Bazen geceleri kendimle söyleşi yapıyorum.

Ne istiyorsun?
Bilmem.

Ne istiyorsun?
Bilmiyorum.

Sorun ne sence?
Rahat bıraksana beni.



... Alkatraz hapishanesindeki bir mahkûmla ilgili bir hikâye var. adam hücre hapsiyle geçen gecelerinde yere bir düğme düşürür, karanlıkta onu bulmaya çalışırmış. Her gece bu uğraşla şafağa kadar vakit geçirirmiş. Benim düğmem yok. Diğer tüm açılardan gecelerim aynı.



...Stoacılardan bir düşünce deneyi. Sahip olduğunuz şeylerden bıktıysanız hepsini kaybettiğinizi hayal edin.



... Makarna Verir Dördümüze Muhteşem Japon'un Sevimli Uçuk Ninesi. Gezegenlerin sırasını baş harfe göre hatırlaması için bu cümleyi vermişler kızıma.







DOMİNGO YAYINLARI

Çeviren: Duygu Akın
178 Sayfa
2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder