Güneş Demirel 'in son kitabı Aşk Kanatları , benimse okuduğum ilk kitabı. Yeni bir yazarla keyifli bir kitapla tanışmak çok güzeldi.
Çetrefilli bir aşk hikayesi , tam mutlu oldular , oh be diyecekken , her şeyin sarpa sardığı , süründüren bir aşk. En güzel aşk zor olandır dedirtecek cinsten. Hem Kerem 'in gözüyle hem de Bade 'nin gözüyle tanık oluyoruz zamana meydan okuyan bu aşka. Her ikisini de sevsem de Kerem 'in kendine rağmen bitmeyen tutkusuna ,kıskançlığına daha bir sempati duydum. Bade 'ye de ise kızdığım yerler oldu , üzüldüğüm yerler oldu. Gizem ise bu aşkın en yakın tanığı. Kerem 'in kardeşi , Bade 'nin dert ortağı.
Bu fırtınalı aşkın duraklarında Gizem 'in ve Bade 'nin ablalarının dünyalarına da ufak dokunuşlar yapmış yazarımız. Hani onların da hikayelerini yazsa keşke . :) Anlatım sade ,akıcı , migrenime rağmen hemencecik okudum , bitirdim.
Kapağın güzeliğine de değinmeden geçemeyeceğim. Bizim Şeker kız bile kayıtsız kalamadı fotoğraf çekilirken arkaya kaynak oldu :)
... Ne tuhaf bir şey değil mi şu aşk denilen meret ? Yıllar geçse de tükenmek bilmiyor...
... Soğuk konuşup tersliyor , telefonu kapattıktan sonra da gizlice ağlıyordum. Ben böyle yaptıkça , Kerem de aynı gergin tepkiyi veriyordu. Uzaklaştığını hissediyordum. Her farkına varış, soğuk iklimler giydiriyordu sırtıma. Ayazı çok , alazı o olan...
... '' Bade ... Sana öyle âşığım ki, bazı günler her hücrem adını sayıklıyor. ''
... Belki bugün hıçkırarak ağlayacağım... Yarın sessizce... Ama unutacağım demiyorum ! Aksine hep seveceğim.
'' Unutursun , gerçer... '' diyorlar ya, bıraksınlar bu safsataları ! Kabul etsinler; aşk adını kalbe kazıdı mı bir kere, her sabah uyandığında aklına ilk o geliyor.
... İçinden taşan sıkıntıyı derin bir nefesle dışarıya solurken, Biz olmayı özledim Bade! diye geçirdi zihninden. Zaman geçip gidiyordu, evler değişiyor, yüzler değişiyordu. Ancak aşk hep aynı yerde bekliyordu. Bazen sessizce... Bazen hınca hınç... Ama hep aynı yerde bir olmayı bekliyordu.
... Son zamanlarda her gece aynı şey oluyordu. Onca nefreti koynuma alıp uyumaya çalışan ben değilmişim gibi... Günün ilk ışıkları yüzüme vurduğunda, o inatçı kadına ölesiye âşık olarak uyanmak beni deli ediyordu. Gözleri, güneşle yarışır gibi parlak bir şekilde dikiliveriyordu hayalime ve o an ateşe vermek istiyordum, güneş dâhil her şeyi...
EPHESUS YAYINLARI
2014
464 Sayfa
fazla yoğun bir aşk , hücreler adını sayıklıyor haa vay bee :)
YanıtlaSilama o kedicik çoook şekeeer yaa ;)
Bir rahat bırakmadı fotoğraf çekmeye çalışırken , mır mır mır :)
SilTeşekkür ederim ;)
YanıtlaSil