#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti-38: Kâhya ve Klara || Patrick Dewitt

23 Mart 2017 Perşembe

Okudum Bitti-38: Kâhya ve Klara || Patrick Dewitt




        Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı  bol ödüllü , henüz okumadığım Sisters Kardeşler kitabının yazarı Patrick Dewitt 'in son kitabı Kâhya ve Klara. 

       Öncelikle kapağına bayıldığımı söyleyerek başlamak istiyorum. Kadife gibi dokulu. Okşama isteği uyandırıyor. :) Yazarı ilk defa okuyacak olmanın heyecanıyla başladım ve yine çok kısa sürede severek okuyup bitirdim. 

       Bury köyünde annesiyle yaşayan Lucien papazın yardımıyla epey uzaklardan bir iş teklifi alır. Von Aux Şatosu 'nda kahya yardımcılığı yapmak üzere yola çıkar. Yolculuğuna başlamadan ona üzülmeme, hatta sevmeme sebep olacak bir talihsizlik yaşar. Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmaz. Hoş yalan söylediği için kızmak mümkün değil ona.  Yani kısaca kitap daha başlar başlamaz Lucy'i çok sevdim. 


        Yeni hayatına adım atmak için çıktığı yolculukta önce hırsızlarla, sonra garip silahlı birliklerle ve en nihayetinde Kâhya olan Bay Olderglough ile tanışır. Şato deseniz tam bir gotik harabe. Baron ortalarda yok, Barones zaten terk-i diyar eylemiş. Aşçı olarak çalışan Agnes 'in yemekleri berbat. Kendinden önce aynı işi yapan adam gizemli bir şekilde ölmüştür. Koca Delik 'e atlayarak intihar ettiği söyleniyor ama muamma. Koca Delik de neyin nesi mi ? O kadarını okuyunca görün, absürd gelişmelere hazır olun. 


 '' Büyük Budapeşte Oteli ve Alice Harikalar Diyarı'nda yı düşünün, kabaca doğru yoldasınız. Yetişkinler için Kafkaesk bir peri masalı... tuhaf biçimde komik.'' * TIMES

    İşte tam da arka kapak da dediği gibi.

    Ve en önemlisi Lucy Klara ile tanışır. Hırsız Memel 'in kızı Klara. Çetrefilli bir aşk, neredeyse ölümüne bir aşk bekliyor sizi. 

    İlk iş tecrübesinde tanık olduğu ilginç ötesi eğlenceler, gizemli intihar, cinayetler, hırsızlıklar... Dolu dolu şaşırtıcı bir kitap yazmış. Bazı sahneleriyle aklıma kazınan bir kitap oldu. :)







... ''Keşke'ler hayal kırıklığının geçmiş zamanıdır...''



... Bir insanın, bir başkasının utancıyla ilgili yorum yapmasından daha acımasızca bir şey olabilir miydi?



...''Nasıl gidiyor Myron?''
    ''Eh, yuvarlanıp gidiyorum işte efendim.''
    ''Hep aynı mı?''
    ''Hayatın hengamesi.''
    ''Melankoli ne durumda, sorabilir miyim?''
    ''İnatçı ve ısrarcı, maalesef.''
    ''Keşke mütevazı saadet de böyle azimli olsaydı ha?''
    ''Çok doğru dediniz efendim.''





DOMİNGO YAYINLARI

Çeviren: Kıvanç Güney
1. Baskı Mart 2017
386 Sayfa


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder