Herkese merhaba. Gecenin kitabı şeker mi şeker tipiyle her görenin hayran olduğu Bir Tutam Mutluluk. En az ilk kitap Bir Tutam Aşk kadar tatlı bir kapağı var. Yazısı burada.
Zeynep ve Kerem 'in aşkı kaldığı yerden tam gaz devam ediyor Bir Tutam Mutluluk'ta. Zaten Bir Tutam Aşk öyle bir yerde bitmişti ki devamını okumak şart olmuştu. Zeynep 'in ilgisi, sevgisi sayesinde sağlığına çabucak kavuşan Kerem'i mücadele dolu günler beklemektedir. Bu arada Alp 'in yokluğunda Derya'nın tüm nazını çekmek Zeynep'e ve dolayısıyla Kerem 'e kalır. Derya'yı da zaten çok sevmiştim. Bu kitap da ona da doydum sayılır.
Kerem 'in dövüş sporlarına olan sevdası haklı olarak Zeynep 'i çok üzer. Epey üstüne gitse de vazgeçiremez, kendince haklı sebepleri var ama Zeynep 'in yerinde kim olsa korkardı. Kişisel hayatlarındaki bu sorunlar, Zeynep'in ailesinin sert tavrı yetmezmiş gibi iş ile ilgili de büyük bir sıkıntı olur ve Kerem'in içindeki canavar meydana çıkar. Aşk bütün zorlukları yener mi acaba?
Sıkılmadan, severek okudum. Zaten meşhur şefleri özlemiştim bile. Bu arada kitaba şöyle bir uyarı eklenmeliydi: Dikkat! Bu kitabı okurken en azından balkabağı tatlısı olsun yanınızda. :) Ufak bir de serzenişim olacak: Kerem 'in bölümlerini okurken kör olacaktım. Tamam birazcık abarttım ama farklı yazı tipiyle, punto alışılmışın dışında küçük geldi bana. :) Öyle koca koca puntolara siz alıştırdınız bizi. :)
... ''Şuramda hâlâ bir ağrı var,'' diyor başını işaret ederek. Ona gözlerimi kısarak baktığımda, ''Numaracı,'' diyorum.
''Valla ağrıyor. Bak sen gidersen buram da ağrır,'' diyor elini kalbinin üzerine koyarak. Cevap vermek yerine onu uzun uzun öpmeyi tercih ediyorum. Ellerini belime dolayıp beni kendine çekiyor. ''Benim ilacım sensin, biliyorsun.''
...''Konuşmak için illa kelimelere ihtiyacın yok. Senin gözlerin geveze. Her bakışın bıcır bıcır bir şeyler anlatıyor.''
... ''İkimiz de birbirimizin hayatına çok şey kattık sevgilim.Mesela sen, kalbime çok iyi bakıp onu iyileştirdin. Bende yeşeren ne varsa hep senin sevgin sayesinde,'' diyor ve dudaklarımızı birleştiriyor.
Dudaklarından dökülenler kalbimin daha güçlü atmasına sebep oluyor. Sanki yeterince âşık değilmişim gibi söylediği her cümle ona bir kez daha âşık olmamı sağlıyor. Kalbimde sevgiye ayırdığım alan Zeynep sayesinde her geçen gün daha da büyüyor.
... ''Bir gün ayrı kaldık ama benim ömrümden on yıl gitti be Zeynep.''
... Farkında değil ama sadece bugünüm değil onunla geçen her günüm masal tadında.
... Huzurlu nefes alış verişlerini dinlerken kolumu sevgilimin omzuna dolayıp iyice kendime çekiyorum. Mis kokulu saçlarına uzun bir öpücük bırakıyorum.
''Sevdiği kadını ve sevdiği işi bilen erkek dünyada cenneti bulmuştur derler. Benim cennetim de burası.''
... ''Beni her zaman sevecek misin?'' diye soruyorum Kerem'e.
Hiç tereddüt etmeden, ''Eveti her zaman,'' diyor.
''Ne kadar çok?'' diye soruyorum bu sefer de.
Birkaç saniye yüzüme gülümseyerek bakıyor. Sonra eli boynumda asılı duran kolyeye gidiyor. Parmağı bana İtalya'dan aldığı kolyenin üzerinde gezerken, ''Deniz fenerinin, denizi sevdiği kadar çok,''diyor.
Aldığım cevapla yüzümü aydınlatan bir gülümseme gelip yerleşiyor suratıma. Aynı şekilde Kerem de bana gülümsüyor. Ardından o da bana aynı soruyu soruyor.
''Beni her zaman sevecek misin?''
''Sonsuza kadar,'' diyorum aşk dolu bir sesle.
''Peki ne kadar çok seveceksin?'' diyor meraklı gözlerle beni süzerken.
Ellerine uzanıp sıkıca tuttuktan sonra, ''Yolunu kaybeden bir ruhun deniz fenerlerini sevdiği kadar çok,'' diyorum.
MARTI YAYINLARI
Ağustos 2016
432 Sayfa
İsminden dolayı Debbie Macomber kitabı olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş :)
YanıtlaSilBana da çağrıştırmıştı. :)
SilBir tutam mutluluk kitabındada koku var mı
YanıtlaSilBen bu kitaba aşık oldum şu an 300 sayfadayım ve 3 gündür arasız okuyorum inanılmaz birşey bu kitap 25.06.2019
YanıtlaSil