8 Nisan 2016 Cuma
Okudum Bitti - 39 : Ateş Kırmızısı || Orhan Bahtiyar
Herkese merhaba. Günün kitabı kalemini çok sevdiğim Orhan Bahtiyar 'ın son kitabı Ateş Kırmızısı. Bu yazarın dördüncü, benim okuduğum üçüncü kitabı. Okuduğum diğer kitaplarını da çok severek okumuştum. Okumadığım kitabını da emanet alan arkadaşım daha yeni gönderdiği için henüz okuyamadım ama en kısa zamanda okuyacağım.
Gece Tayyarede Açıkta yazım burada ,
İdeon Tanrıların Yolu yazım şurada .
Vezüv 'ün eteklerinden Osmanlı sarayına uzanan her anı keyifli ; dolu dolu bir kitap Ateş Kırmızısı. Ülkesinde hayallerine kavuşamayan ressam Fausto Zonaro , Osmanlı 'nın sanata ve sanatçıya verdiği değeri duyar ve sevgilisi Elisa ile beraber sonu belli olmayan bir macereya atılmaya karar verirler. Sevgilisinin ardından yola çıkan Fausto, daha gemi yolculuğunda sanatıyla ilgi görmeye başlar.
Yabancı bir ülkede, farklı geleneklere ayak uydurmaya çalışırken, yeteneğinin yanı sıra şansının da yardımıyla yavaş yavaş hak ettiği ilgiyi görmeye başlayan Zonaro 'yu İstanbul sokaklarında takip ederken, 2. Abdülhamit döneminde buldum kendimi. Akıcı bir dönem film gibiydi, bitmesin istedim.
Yaptığı eserlerle adı duyulan Zonaro 2. Abdülhamit'in saray ressamlığına yükselir. Bu arada kendisine biraz kızmama sebep olan kısa soluklu bir aşkında da pençesine düşer. Osman Hamdi Bey gibi dönemin önemli isimlerini de görüp, ayrı bir keyif aldım kitapta.
Kısaca sırlarla dolu, tarihi unsurlarla işlenmiş, bir sürü not alıp, inceleme yapmaya sevk eden, tulumbacıların yaşantılarına, adetlerine tanık olacağınız; Dömeke Şavaşı, Tulumbacılar ve Ertuğrul Alayı tablolarının yapım aşamasını orada olup izlemişsiniz gibi hissedeceğiniz bir kitap.İyi ki okumuşum diyeceğinizden hiç şüphem yok.
Hem kapağı hem de içindeki çizimler şahane. Kapak tasarımı Gökçen Yanlı'ya , harika çizimler Can Ersal 'a ait.
...Bulut beyazı saflığının ölene dek süreceğine inandığı sevgilerine paranın yoldan çıkartan yeşili bulaşmamalıydı.
...Yolculuğun neredeyse yarısı tamamlanmış, Adriyatik yerini onu Ege ile buluşturacak olan ''çöpçatan'' Akdeniz'e bırakmaya başlamıştı.
...''Güç, eğer kendisine neden verildiğini özümseyemez ve anlayamazsa sahibini esir alır...''
... ''Yol ayrımlarında yapılan seçimler kimi zaman sadece bir insanın, kimi zaman da dünyanın kaderini değiştirir.''
... ''Gâvur ne demek?'' diye sordu ardından Elisa'nın yüzüne bakmadan.
''Müslüman olmayanlara gâvur diyorlar. Ancak bir önceki sultan Abdülaziz aşağılayıcı olduğu gerekçesiyle bu kelimeyi yasaklamış. Fakat çocukların diline sultan fermanı dahi işlemiyor.''
...Pera'nın önceki dönemlerde İstanbul'un mezarlık alanı olduğunu keşfetmişti. Her dinin, hatta her milletin kendine has mezarlıklarının bulunduğu bir semtin adı bu yüzden '' karşı taraf '' anlamına gelen Pera 'ydı.
...Zonaro 'nun evlenmek için bu kiliseyi seçme sebebi Donizetti Paşa adıyla da bilinen Mızıka-yı Humayun 'un kurucusu Guiseppe Donizetti 'nin mezarının bu yeraltı mezarlığında oluşuydu. Donizetti Paşa , Osmanlı 'yı Batı müziğiyle tanıştıran kişiydi.
... Çok özel bir adamdı. Kadıköyü 'nün ilk belediye başkanıydı. Yaklaşık on yıl önce Sanayi-i Nefise 'yi kurmuş, imparatorluk sınırları içindeki sanatsever gençler için umut ışığı olmuştu. Türk arkeolojisinin de en önemli ismiydi Osman Hamdi. İskender'in lahitini bulmuş ve tüm zorluklara ve baskılara rağmen onu İstanbul 'a getirmeyi başarmıştı.
... Zonaro, padişahın sansür mekanizmasını iyi biliyordu. Tahtakurusu kelimesini ''Tahtın kurusun'' olarak anlaşılabilir diye yasaklatmıştı. Bir de burun vardı tabi. Burnuyla barışık olmayan sultan, burun kelimesinin de kullanımını yasaklatmış, hatta bu kelimeyi kullanan bir gazeteyi her ne kadar coğrafi anlamında kullanmış olsa da iki ay kapattırmıştı.
İNKILÂP KİTABEVİ
2016
384 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ne guzel yorumlamissin yine,ben henuz baslayamadim.sinavlardan sonra okumaya baslayacam kısmetse ama meraklandim simdi
YanıtlaSilGerçekten çok sevdim, annem de aynı şekilde. Şimdiden iyi okumalar.
SilGerçekten çok sevdim, annem de aynı şekilde. Şimdiden iyi okumalar.
Sil