29 Kasım 2014 Cumartesi

Okudum Bitti -143 : Sirk Bölgesi || Jachym Topol





                                           Okuma şenliği kitaplarımı yavaş yavaş okumaya devam ediyorum. İçinde bir ülke/ şehir adı geçen kitap kategorisi için Prag Mezarlığı 'nı seçmiştim , Çek bir yazar olarak da kitaplığımda bekleyen Jachym Topol 'un bu kitabını seçmiş oldum. Prag Mezarlığı epey zorlayarak ilerliyor , yakında yorumum burada olur.


                                             Sirk Bölgesi  ise oldukça hüzünlü başladı , çok yoğun devam etti. Prag 'ın bir köyünde terk edilmiş bir malikane yetimhaneye dönüştürülmüştür , rahibelerin kontrolünde olan yetimhanede çeşitli ülkelerden gelmiş, kiminin annesi , babası ölmüş , kimi terkedilmiş , çeşitli yaşlarda çocuklar vardır. Ilja da terkedilmiş çocuklardan biridir , on iki yaşında , özürlü kardeşiyle yetimhanede yaşamaya çalışmaktadır. Kardeşinin bakımıyla , altının temizlenmesiyle bile o ilgilendiği için eğitimden uzak kalmıştır.  Özellikle bu yetimhane kısımları çok üzücüydü ....



                                            Daha sonra , çete gibi hareket eden milisler yurdu basıp , rahibi öldürüp , rahibeleri sürgüne gönderirler ve bundan sonra çocuklar askeri eğitim almaya başlayıp , ağır işlerde çalıştırırlar. Bazı çocuklar kaçmak , bazıları kahraman olmak , bazıları da isyancı olmak isterler. Devamı bolca tarihler bilgi ve bolca kurgu ile devam ediyor , dediğim gibi ilk kısımları daha güzeldi.
                                   





... Bol miktarda bitimiz vardı. Isırılmış derilerimizden çıkartılmış ya da öldürülmüş bir avuç bit için bir karamel alıyorduk. 




... İhmal edilmiş, kötü bakılmış, sokağa atılmış erkek çocuklarının bulunduğu bir Çek yurduyduk, kimi aile oğlundan vazgeçmişti, kimi çocuk ise ailesini ölmüş sayıyordu. Ailelerinin hapisanelerde çürüdüğü ya da sırra kadem bastığı yabancı uyruklu vatandaşlarının çocuklarıydık !




... '' Çocuklar saat geç oldu ve zor bir gün geçirdiğinizi biliyorum , '' dedi kumandan, '' Ama inanın bana, buraya, serserilerle dolu yozlaşmış bu kuruma, mükemmeli oluşturma inancıyla geldim. Peçeli baykuşlar kafalarınızı saçmalıklarla doldurdular...''







                                  
                                                                                ÖNCE KİTAP
                                                                        Çeviren: Münire Turan
                                                                                         2011
                                                                                      293 Sayfa

27 Kasım 2014 Perşembe

Kitap Günleri : Aşkı Seçtim || Meral Kır || Alıntılar






                                       Aylardan Aşk 'tan sonra Aşkı Seçtim 'de geldi. Aylardan Aşk 'ı severek okumuştum. Alıntılarım için tıktık , yorumum için tıktık . 




                                      Aşkı Seçtim 'i merak edenler için ufak alıntılarla sizlerleyim . Bakalım bizi neler bekliyor ...








“Ya olmazsa… Ya gözlerine bakarken ölümü unuttuğu kadın, doğru soruyu sormazsa”
“ Asya, sevdiği adamı hikâyesini tamamlaması için uzaklara göndermişti. Ancak sayfalara bölünmüş, asla toparlanamayacak kendi hikâyesiyle ne yapacaktı, onu bilmiyordu.”
“ dilersen aşkını yerin onlarca metre altına göm, ben bizi oradan çıkaracağım sen ise uğraştığınla kalacaksın.”

“Ne yaparsan yap ne söylersen söyle bizim hikayemiz, Doruk ve Asya sonsuza dek mutlu yaşadılar finaliyle son bulacak.”


“ Ya sonsuza kadar mutlu yaşayacaklardı ya da sonsuza kadar yaşayıp, hayal kırıklıkları arasında kendilerine yeni doğrular bulacaklardı.”



“Ben her hücreme kadar üşürken sensizlikte cayır cayır yanarak küle döndüm. Şimdi de o küllerin arasından yeniden doğmak için çabalıyorum. Yeniden yaşamak ve yeniden sevmek için…”




“Bakışları beni süründürüyor gülüşü ise öldürüyor...”



“Kendiyle çelişen Doruk, kalbiyle aklının tutuştuğu kavganın tam ortasında kalmıştı.  Hangisine kulak verirse versin kaybeden yine o olacaktı."



“Lütfen normal insanlar gibi dudağının iki ucunu uza­tarak gül!” diyen kadın iki parmağını dudak uçlarına gö­türerek yanağına doğru uzattı. “İşte böyle!”

“Benim gülüşümün nesi varmış?”

“Nesi olduğunu gayet iyi biliyorsun. ...... uzun yaşamak istiyorum ama sen gülünce benim kalbim duracakmış gibi oluyor.”



'' Hep böyle olmak zorunda mıydı? Anlamak ve affetmek için ille de kaybetmek mi gerekirdi? Giden geride kalana keşkeler bırakarak mı gitmek zorundaydı?''



"Ne var ki gidenin bıraktığı güzel şeyler çabuk unutulur, geride kalanın aklında ve kalbinde hüküm sürense sadece acı veren anılar olur. Iste o zaman ne pişmanlık ne bir özür ne de verilen vaatler kırıp dökülenleri yeniden bir araya getirmek için yeterli olmaz."




Karakter Tanıtımı için Kitap Soluğu 'na tıktık

Önokuma için tıktık .

26 Kasım 2014 Çarşamba

Okudum Bitti - 142 : Bir Sirk Geçiyor || Patrick Modiano





                                                Okuma Şenliği için Nobel ödüllü bir yazar okumak için düşünürken , son anda 2014 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Patrick Modiano 'ya torpil yaptım . 


                                                 Oldukça ince ve eski bir baskı olan kitabı aldım ama ince olmasına rağmen hemencecik bitmedi. Belki içinde yer alan Fransızca yer adlarından vs. kaynaklanmış olabilir. Büyük bir kısmı birkaç gün içerisinde geçiyor kitap ama epey uzun bir süre gibi geldi bana.



                                               Bir polis sorgusu sebebiyle tanışan genç bir erkek ve kızın  , kızın etkisiyle bir entrikaya kapılıp gitmesinin kısa ama yoğun hikayesiydi. Karakterlerin isimleri ,kim oldukları önemli değil , o geçen sirke giden oldu mu muamma , zaten kimse sirklere gitmesin bence... Kitapta en sevdiğim şey sevimli köpekti. Yani kısaca kitap bir polisiye gibi ama kişiler de olaylar da ucu acık , boşlukta , her şey parça parça . Kısa ,dağınık , ağır ilerleyen ama dediğim gibi garip bir şekilde hareketli de olan bir kitap . Yazarın başka kitabını da okumam lazım.






... Hayatımda ilk kez, kendimden emindim. Çekingenliğim, kaygılarım, en ufak hareketlerim için o özür dileme, sık sık bana karşı çıkanlara hak verme alışkanlığım, bunların hepsi ölü bir deri gibi üzerimden sıyrılıp kaybolmuştu. Şu düşlerden birindeydim; hani şimdiki zamana ait tehlike ve sıkıntılarla karşılaşır, ama geleceği şimdiden bildiğiniz ve kendinizi yenilmez hissettiğiniz için her seferinde onları atlatırsınız.













                                                                                    VARLIK YAYINLARI

                                                                             Çeviren : Filiz Nayır Deniztekin
                                                                                                    1993
                                                                                                    128 Sayfa

Tek Renk Kitap Mimi : Pembe Kitaplarım




                                           İnstagram üzerinden texasnrsna (Nora'nın Kitaplığı) tek renk kitap etkinliği için beni de etiketlemişti , çok bekletmeden yaptım. 


                                           İnstagram paylaşmışken burada da olsun. İnstagram 'ı olup da beni takip etmeyene küserim :) Mehtapvekitap adıyla oralardayım , beklerim. tık tık  



                                         Bu pembe şekerlerin çoğu okunmayı bekliyor , var mı öncelik vermem gerektiğini düşündüğünüz? 



                                          Bol kitaplı , şeker gibi günler dilerim. 




Kitap Tanıtımı : Gündüzsefası || Sarah Jio || Arkadya Yayınları



arkadya


                       Acı ne kadar derinde olsa da zamanla tüm çiçekler güneşe döner yüzünü…



                           Kalbin anahtarıdır gündüzsefası. Ruhlarında en derin izleri taşıyanları bile çiçekleriyle sarmalar, filizleriyle umut taşır. İşte böyle gündüzsefasının süslediği bir yüzen evde yaşayan Penny Wentworth, 1950’li yıllarda ünlü bir ressamla evlidir. Her şeye sahip olan Penny’nin tek eksiği ise küçük evlerini taçlandıracak bir bebektir. Ancak gün geçtikçe tek eksiğinin bu
olmadığını anlayacaktır çünkü sevgiyi yürekten hissetmek gerekiyordur. Onun hissettiği tek şey ise içini kemiren acıdır…



                           Ada Santorini New York’ta yaşadığı trajediden sonra ağır depresyondadır. Kendini toparlamak için Seattle’a Tekneler
Caddesi’ne gelir. Burada kiraladığı bir yüzen evde eski bir sandık bulur. Sandıkta Penny Wentworth adında bir kadına ait eski eşyalar vardır. Gariptir ki Tekneler Caddesi’ndeki hiç kimse bu kadınla ilgili konuşmak istememektedir. Merakına yenik düşen Ada, Penny’nin gizemli geçmişine adım atarken kendi geleceğini de örmeye başlayacaktır.




Okuyucuları kalemiyle büyüleyen Sarah Jio’dan bir başyapıt daha. Gündüzsefası’nı okurken, ne kadar imkânsız görünse deher şeyin bir umuda açılacağını göreceksiniz.





“Kitabı okuyup rafa kaldırdığınızda bile etkisinden kurtulamayacaksınız.”
Romantic Times

24 Kasım 2014 Pazartesi

Güz Okuma Şenliği || İkinci Ay Durum Güncellemesi






2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Erken Rüya Zamanlar - Fatma Erdek
Ephesus Yayınları
448 Sayfa
Yazısı burada

3. Kategori (10 puan): Bir deneme veya inceleme veya gezi kitabı.
Evim Her Yer Evim - Lynne Martin
Yabancı Yayınları 
384 Sayfa
Yazıları burada

5. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
Bir Sirk Geçiyor - Patrick Modiano
Varlık Yayınları
128 Sayfa
Yazısı henüz yayınlanmadı.


6. Kategori (10 puan): İngiliz edebiyatından bir kitap.
Tünel - Tim Weaver
Ephesus Yayınları
464 Sayfa
Yazısı burada


7. Kategori (10 puan): Türk bir yazardan bir öykü kitabı.
Mevlana ve Şemsten Yüreğinizi Isıtacak Hikayeler - Ender Haluk Derince 
Yakamoz Yayınları 
408 Sayfa
Yazısı burada

8. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
The 100 - Kass Morgan
GO! Kitap
300 Sayfa
Yazısı burada

9. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Hayvan Çiftliği - George Orwell
Can Yayınları
152 Sayfa
Yazısı burada

10. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.
Otomatik Portakal - Anthony Burgess
T. İş Bankası Kültür Yayınları
176 sayfa
Yazısı burada 


14. Kategori (10 puan): 700 sayfadan uzun bir kitap.
İri Memeler ve Geniş Kalçalar - Mo Yan
Can Yayınları
1040 Sayfa
Yazısı burada

15. Kategori (10 puan):Artık aramızda olmayan bir yazardan bir kitap.
Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov
Ötüken Neşriyat
426 Sayfa
Yazısı henüz yayınlanmadı

16. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku vb. türde bir kitap.
Sende Tanrıyı Gördüm -  Grace Tugend
Optimum Kitap
312 Sayfa
Yazısı burada

17. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
Aşkın Müziği - Kylie Scott
Yabancı Yayınları
320 Sayfa
Yazısı burada

18. Kategori (10 puan): 2014 yılında çıkmış bir kitap (Yabancı kitaplar için Türkiye’de ilk baskısını 2014’te yapması da kabulümüzdür).
Gecenin Ardından Gün Doğar - Anna Mcpartlin
Martı Yayınları
431 Sayfa
Yazısı burada

20. Aynı Yazardan Üç Kitap
Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov
Ötüken Neşriyat
174 Sayfa
Yazısı henüz yayınlanmadı


21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.

Aşk Kanatları - Güneş Demirel
Ephesus Yayınları 
464 Sayfa
Yazısı burada

Güz Sonrası - Servet Saygınoğlu
Müptela Yayınları
288 Sayfa
Yazısı burada

Hiçliğin Kıyısında - J. A. Redmerski
Ephesus Yayınları
472 Sayfa
Yazısı burada

Son Kurtadam - Glen Duncan
İthaki Yayınları
424 Sayfa
Yazısı burada



22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 70 puan): İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap.

Beni  Aşka İnandır - Julianne MacLean
Ephesus Yayınları
364 Sayfa
Yazısı burada

Beni Bulun - Michelle Knight & Michelle Burford 
Martı Yayınları
288 sayfa
Yazısı burada

Beni  Orada Bulacaksın -  Jenny B. Jones
Optimum Kitap
392 Sayfa
Yazısı burada





İki ayda toplam 21 kitap okumuşum.
21*10 = 210 puan

21. ve 22. kategorileri tamamladığım için + 60 puan

Toplam 7857 sayfa okuduğum için + 78 puan 


ve toplam =  348 puan

İlk ay puanım 214 'tü.  134 puan artırabilmişim. Kendi adıma bu ay pek istediğim gibi  verimli olmadı. Umarım tamamlayabilirim. 


Okudum Bitti -141 : Aşık Kim? || Vefa Enver





                                               Bu yıl bol bol Vefa Enver 'in şeker , aşk dolu kitaplarından okudum. Özellikle şu son günlerde yine migren ataklarıyla boğuşurken , kafamı kısmen dağıtmamı sağladı.
Okuduğum diğer Vefa Enver kitapları için tık tık. 




                                                 Aşık Kim ? 'in ise başrollerinde esmer güzeli Nehir ve kötü şöhretli yakışıklımız  Mert var. Nehir , yirmi iki yaşında , saf, tecrübesiz , kendine güveni olmayan ,daha doğrusu güzelliğinin farkında olmayan bir kız. Ona göre bütün hayatı ikizi Irmak 'ın gölgesinde geçmiş. Çift yumurta ikizi olan kızlarımız hem fiziksel hem de karakteristik olarak çok farklılar. Nehir evin erkek çocuğu gibi büyütülmüş , erkeklere çok uzak. Beğenilmediğini düşünüyor. Hep platonik aşklar yaşamış. Irmak ise çılgın , onların tabiriyle biraz da flörtöz. 


                                                Nehir 'in hikayesini okurken , Irmak 'ın da aşk hayatına göz atıp,  Nehir 'in güzel ve çöpçatan ruhlu arkadaşı Sezin 'in de gizemli aşığının kim olduğunu öğreneceğiniz , keyifli bir maskeli baloya katılacaksınız. Yani sizi birçok cephede aşk savaşları bekliyor. Keyifle okudum . Vefa Enver 'in kitaplarını okudukça , hangisi daha güzeldi diye düşünüyorum ve kararsız kalıyorum. 








...  Tek isteği , Nehir 'in kendisi ile dünya arasına koyduğu kalın duvarı aşmak, çevresini saran sert kabuğun gerisinde ne olduğunu keşfetmekti. Tanıdığı hiç kimseye benzemiyordu. Zaten şimdiye kadar hiçbir kadını gerçek anlamda tanımak için uğraşmamıştı. Nehir farklıydı. Tecrübesizliği, utangaçlığı, ansızın yanaklarının kızarması ve olaylar karşısında gösterdiği aşırı tepki ile o denli kırılgan bir görünüm sergiliyordu ki... Ama Mert hissediyordu; o kırılgan görüntünün ardında, doğruları için sonuna kadar mücadele etmeye hazır savaşçı bir ruh vardı.




... Ona sahip olma arzusu ... Bembeyaz karla kaplı bir yolda ilk yürüyen olmak kadar cezbedici bir fikirdi.



... '' Sen... Sen! Allah 'ım , tanımlayacak sıfat bile bulamıyorum! Hayatımda  gördüğüm... ''
    '' En âşık erkek mi?'' diye sırıttı Mert.
    '' Yüzsüz! Hayırdan anlamayan!''
    ''  Ben kararlı olarak nitelendirirdim aslında.''
    '' Saygısızsın da... Beni dinlemiyorsun bile, hep kendi bildiğini okuyorsun!''
           Mert , Nehir 'in gittikçe artan öfkesini görmezden gelerek açıklamaya devam ederken göz kırptı. '' Haklısın. Söz konusu hedeflerim olunca içgüdülerime güvenirim. Bazen hiç olmayacak gibi görünen bir işi oldurabilirim.''




... '' Sen harikasın ve ben sana layık olduğun her şeyi sunmak istiyorum. ''
    '' Kalbin de dâhil mi? ''
    '' Özellikle de o ! Kalbimin seni tanıyana kadar bakir olduğunu unutma. Kalbime sahip olan ilk kadın olarak, ona iyi bakacağını umuyorum. ''









                                                                                                   EPHESUS YAYINLARI

                                                                                                                    2014
                                                                                                                552 SAYFA

18 Kasım 2014 Salı

Okudum Bitti - 140 : Hiçliğin Kıyısında || J. A. Redmerski





                                   Hiçliğin Kıyısında çıkacağını ilk öğrendiğimden beri ve özellikle bekleyenlerin de etkisiyle merak ettiğim bir kitaptı. Konusunu okuyunca az çok tahmin ettim sevip sevmeyeceğimi, Pinuccia 'nın da yorumunu okuyunca , okuma sırasında biraz öne çektim. 



                                    Akıcı , hızlı okunan bir kitaptı, çok çok farklı bir konuya sahip olmasa da güzel detaylar vardı , sık sık tebessüm ettim okurken , gözlerimin de dolu dolu olduğu yerler oldu. Bu sene okuduğum benzer, popüler bazı aşk kitaplarından daha güzel geldi bana.


                                    Yirmi yaşındaki esas kızımız Camryn , erkek arkadaşını trafik kazasında kaybetmiştir , abisi hapistedir , annesi ile babası da boşanmıştır. Yani kısaca berbat bir ruh durumu içerisindedir. Hayattan beklentileri çok farklıdır. Her şeyi bırakıp , gitmek ister. En samimi arkadaşıyla da sorun yaşayınca , alır başını yollara düşer , nereye gittiğini bilmeden. Ve şanslıdır ki yolu harika ötesi erkek karakterimiz Andrew ile kesişir. İşte bunlar hep kitaplar da oluyor diyeceğiniz türden bir şans . :) Hani biz yapsak başımıza ne korkunç şeyler gelirdi , aman aman... ;) Gerçi Camryn de Andrew yerine Ted Bundy benzeri biriyle ile karşılaşmadığı için de çok , çok şanslı.



                                       İkisinin de sırları ,sıkıntıları vardır. Birbirlerini yavaş yavaş tanıyacakları bir yolculuk oluyor böylece. Böyle keyifli , eğlenceli, maceralı bir yol arkadaşlığına tanık olup, Camryn 'in güzelim şarkılara burun kıvırmasına sinir olup , duygulanmadan bitiremeyeceğiniz bir kitap. 







... Gerçek şu ki, yetişkinler farklı farklı şekillerde severler, tek bir şekilde değil. Ben Ian 'ın bana bakışını , karnımda yarattığı kıpırtıları , bozuk bir yemek yüzünden kusarken saçımı tutuşunu sevdim...



... Andrew olabilecek en iyi yol arkadaşıydı. Kız olsa bazı açılardan daha iyi olurdu belki , ama en azından yaşı benimkine yakındı ve çirkin değildi. Hayır, Andrew Parrish çirkinliğin yanına bile yaklaşmıyordu. Hatta doğruyu söylemek gerekirse , seksiliğe oldukça yakın bir yerlerde duruyordu ve bu şartlar altında beni tek rahatsız eden şey de buydu.


... '' Geçmişte takılıp kalmak da , plan yapmak da saçmalık,'' dedi. '' Geçmişte yaşarsan ileri gidemezsin. Geleceğini planlamak için çok zaman harcarsan ya kendini geriye itersin ya da hayatın boyunca aynı noktada kalırsın.'' Bakışları benimkilere kilitlenmişti. '' Anı yaşa,'' derken önemli bir noktayı belirtecek gibiydi, '' acele etme , kötü anılarını sıfırla. O zaman gideceğin yere çok daha hızlı varırsın ve yolda çok daha az engelle karşılaşırsın. ''



... Gerçek, berbat bir şeydi...



... Rastlantı, kader yerine kullanılan, toplumun tercihlerine uygun bir ifadeydi sadece.



                                                                                                     ||  Camryn   ||







... Sevdiğiniz birinin ölümü mutlaka bir şeyleri değiştirirdi. Ne yaparsanız yapın, kendinizi bu değişikliklere önceden hazırlayamazdınız. 



... Dönüp ona baktım. Öyle sıcak bir gülümsemesi vardı ki, içimin eridiğini hissettim. Sarı saçları karışık bir örgü halinde sağ omzunun üzerinde uzanıyordu. Lastik tokadan kaçıp kurtulan birkaç tel yüzünün yanından dökülmüştü. Uzanıp  parmağımın yumuşak bir hareketiyle onları geriye atmak geldi içimden, ama yapmadım.



... Bana öyle bakınca resmen eridiğimi hissediyorum. Ona nasıl hayır diyebilirim ki? Onunla bir inek boku yığınının yanında, köprü altında sarhoş bir evsizin yanı başında, kısaca her nerede olsa uyurdum.



... '' Ben aşkın gerçekten biteceğini sanmıyorum,'' dedim ve gözlerinden bir düşünce kıvılcımının geçtiğini gördüm. '' Bence âşık olduğunda, eğer bu gerçek aşksa, ömür boyu sürer. Gerisi sadece yaşananlar ve yanılgılardan ibarettir.''




... Yürek daima akla galip gelir. Her ne kadar pervasız, intihara meyilli, mazoşist olsa da her zaman istediğini yaptırır. Aklın sözünü dinlemek çok daha iyi olabilir, ama bana ne dediği artık zerre kadar umurumda değildi. Artık tek isteğim, anı yaşamaktı.



                                                                                                      || Andrew ||








                                                                           EPHESUS YAYINLARI

                                                                   Çeviren:  Süreyya Çalıkoğlu
                                                                                         2014
                                                                                     472 Sayfa

16 Kasım 2014 Pazar

Okudum Bitti -139 : Son Kurtadam || Glen Duncan







                                   Son Kurtadam aynı isimli serinin ilk kitabı. Elime alır almaz kapağına bayıldım. Özellikle renk uyumu harika. Okuma Şenliği için de hiç okumadığım bir yazarın kitabını okumam lazımdı , güzel bir fırsat oldu , okudum , bitirdim. Başlarda biraz ağır aksak ilerledi ama okudukça güzelleşti. Umduğum gibi olmadı gelişmeler  ama güzeldi.



                                 Kurtadamları avlayan DOKET 'in   (Doğaüstü Olayları Kontrol Etme Teşkilatı )  son hedefi son kurtadam Jake Marlove 'dur. Jake , içkiye ,sigaraya , kadınlara düşkün bir kurtadamdır. Durumu öğrenince zaten kendisiyle  ilgili olan kafa karışıklığı iyice artar . Üstelik peşinde olan sadece Doket değildir. Vampirler de var , baş rolde olmasalar da varlar.  Arka kapak yazılarını genelde okumuyorum ama bu kitapta okumuştum , gizemli bir kadının olaya dahil olacağını biliyordum ama şaşırttı beni kitap . 



                              Bir yere kadar kitap Jake 'in anlatımıyla ilerliyor. Zaten Jake 'in yazdığı günlük sayesinde olayları öğreniyoruz. Bütün seri kitaplarda olduğu gibi merak uyandıracak bir yerde bitti , bakalım yeni gelişmeleri ne zaman  öğreneceğiz.  











... Bütün paradigma kaymaları, yeniliğe karşı duyulan ahlakdışı bir arzunun karşılığıdır. Obama 'nın seçim zaferi bunlardan biriydi.



... İnsanların  seksen yaş civarında tahtalıköyü boylamasının bir nedeni var.: yavan konuşmalardan duydukları bıkkınlık. Organ yetmezliği, kanser ya da kalp krizi gibi görünebilir ama asıl nedeni yalnızca günlük  sebep ve sonuçların savaş alanında daha fazla ilerleyecek gücü bulamamalarıdır.



... Bir süre sonra yalnızlığınızla başa çıkabilmek için yapabileceğiniz tek şey ona gülüp geçmek oluyor.



... Birini sevmekten vazgeçtiğiniz zaman , onun kalbini kırmak sadece hoş olmayan , arkanızda bırakmanız gereken bir angaryadan ibarettir. Tanrım , artık gerçekten de beni sevmiyorsun , değil mi? Ne kadar anlayışlı davranırsanız davranın kurbanınızın şüpheciliği gülünç olma potansiyeline sahiptir. Gülmemeye başarırsınız ama hala sevdiğiniz birinin kalbini kırmak benzersiz bir dehşettir, hiç kimseye komik gelmez , belki Şeytan hariç ....



...  Müzmin kararsızlığın güzelliği , detaylardaki en küçük değişikliğin bile terazinin dengesini bozabilme gücüne sahip olmasıdır.




... Bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini bilmiyorum... ama yaşaması gerektiğini biliyorum , eğer buna katlanması mümkünse elbette. Yaşamayı seviyorsun , çünkü ondan ötesi yok. Ve bunu bilmemin tek sebebi - yine- aşık olmam. Adalet diye bir şey yoktur ; işte bunu biliyorum. İki yüz bir yıllık bir hayatı düşünürsek gösterebilecek pek az kıymetli şey var. 



... Öğrendiğiniz ilk şeylerden biri kaybetmektir. Ondan sonra hayatınızın geri kalanını bunu unutmaya çalışarak geçirirsiniz...









                                                                            İTHAKİ YAYINLARI
                                                                          Çeviren : İlbay Kurtoğlu
                                                                                  Ekim 2014
                                                                                    424 Sayfa

15 Kasım 2014 Cumartesi

Cildimiz.com Sponsorluğundaki Çekilişimizin Kazananları






                   Cildimiz.com sponsorluğundaki çekilişimiz 20:00 'da sonlandı ve hızlı bir şekilde kazananları  belirledim. Kazanamayanlar üzülmesin yeni çekilişlerim olacak .




                       Kazananlar: 

Sesumi A

Songül Artuk

hasret1907

HASİBE CENGİZ



                    Maillerinizden ya da sosyal medya hesaplarınızdan ulaşmaya çalışacağım. İsterseniz beni Facebook 'tan ekleyebilirsiniz. (Mehtap AB ismiyle oralardayım.) Mailimi almadıysanız bana asabibakire@hotmail.com 'dan ya da Kitaplarım ve Ben Facebook sayfamdan da  ulaşabilirsiniz. Adres ve telefon bilgilerinizi bekliyorum. 




                     İndirimler , kampanyalar ve fazlası için üye olmadıysanız Cildimiz.com 'u  incelemenizi tavsiye ederim. 



                  48 saat içerisinde geri dönüş olmazsa yeni kazananlar belirlemek zorunda kalacağım.