#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti -11: Kupa Valesi || Andrew Gross

28 Ocak 2014 Salı

Okudum Bitti -11: Kupa Valesi || Andrew Gross




          

                                Yine bir kitabı severek okuyup bitirmenin sevincini yaşıyorum. Çok dolu dizgin heyecanlı , tahmin edilemez bir kitap değildi ama bana oldukça farklı geldi. Zaten yakışıklı yazarımızın yaşadığı bir olaydan esinlenerek yazdığını görünce daha merakla okudum. 


                           Cerrah Jay Erlich  eşiyle romantik bir kutlama yapmaya çalışırken üvey abisi ve eşinden kötü bir haber alır ve apar topar yanlarına gitmek zorunda kalır. Sorunlu yeğeni Evan 'ın intihar ettiğini duyunca tüm aile çok üzülür . Jay 'in abisi Charlie meslek sahibi olamamış  , devletin yardımıyla geçinen , kendi geçmişinde de psikolojik sorunları olan , hala  çeşitli ilaçlar kullanan , zor biridir.  

                             Charlie ve eşi Gabby oğullarının intihar ettiğine inanmamaktadırlar , zaten şüpheli durumlar da onları destekler niteliktedir ve Jay 'den yardım isterler. Macera böylece başlar.  Jay , polisin , hastanenin tepkisini çekecek hareketler de bulunsa da konular ilerledikçe olaylar Charlie 'nin  geçmişine dayanır. İşin içine  sapkın bir tarikat lideri de dahil olunca merak uyandırdı , bazı yerlerde ufak kopukluklar hissetsem de yine de sevdim anlatımı. Sanki devamı çekilecek filmler gibi geldi bana sonu.  






...  '' En kötüsü de ne biliyor musun ? '' diyerek Gabby 'nin başını omzuna dayadı Charlie. '' O sabah haberleri izliyorduk. Cuma günüydü sanırım ya da cumartesi. Artık zaman kavramını tamamen yitirdim. Haberlerde kimliği belirlemeyen birinin Morro Körfezi 'ndeki uçurumdan atladığını söylediler. Üzerinden kimlik çıkmamış. Biz de, 'Tanrım, sana şükürler olsun , bu Evan değil.  Neyse ki Evan güvenli bir yerde gözetim altında,' diye düşündük. Meğer bizim oğlumuzmuş, Jay. Haberini verdikleri kişi Evan 'mış. Kendi oğlumuzun haberini dinliyormuşuz... ''



... Burada var olan tek şey kederdi. Bir de cevapları asla bulunamayacak olan sorular. Hiç kimsenin cevabını bilmek istemediği sorular.



... Dedektif bana uzun uzun baktıktan sonra, elindeki kalemi masanın üzerine fırlatarak kafasını iki yana salladı. '' Sana hiç seni sevmenin ne kadar zor olduğunu söyleyen olmuş muydu ,doktor?''



... Sevildiğini biliyordu. Yanındakiler, coşup eğlenerek müziğe kendilerini kaptırırken hep yanındalardı. 
      Tıpkı şimdi, işler kötüye gidip çirkinleşirken de yanında oldukları gibi.
      O, müritlerine her zaman aşkla yapılan hiçbir şey özünde kötü olamaz, derdi.



... '' Kupa  valesini bilir misin, doktor ? Bilsen iyi edersin. ''
    Başımı evet anlamında salladım.
    '' Güzel. O kart sana yardımcı olur. Geleceğin belki de o kartta gizlidir.''





                                             ARKADYA YAYINLARI

                                           Çeviren : Bahar Yaldız Çelik
                                               1. Baskı Kasım 2012
                                                      440 Sayfa

                                           

                                     Satın Almak İçin : Kitap Sihirbazi
                           

6 yorum:

  1. Aldım fakat bir türlü okumaya başlayamadım.Bu yorumdan sonra elimde ki bitsin hemen başlamayı düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay okunan bir kitap. Hem Arkadya 'nın puntosu da şahane :) Şimdiden keyifli okumalar.

      Sil
  2. valla canım çok güzel yazmışsın.ama ben hala kitabın sonuyla ilgili çelişkideyim babasında kupa valesini bulduğunda ne anladı ne öğrendi bende orası gidik..eğer anladıysan lütfen bana da açıkla canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu kitabın devamı niteliğinde bir kitap var mı?

      Sil
  3. Kupa valesi ile babası arasındaki bağlantıyı ve neden reisin kendisi olduğu kanaatine vardığını bir türlü anlamadım

    YanıtlaSil
  4. Bu kitabın devamı gelmeli. Max'e ne olacak? Jay neden evin reisi olarak kendini nitelendirdi? Russell'ın sonu ne oldu? Jay'ın babası bu işlerle nasıl bir alakaya sahip? Max'e gitar öğretmek isteyen kim ve ona ne yapacask? Bence yazar max üzerine dönen bir devam kitabı yazıyor olmalı

    YanıtlaSil