Ve beklenen gün geldi. Konuşan Kitaplar olarak 5. blog turumuzda sizler için Kiera Cass 'in Beni Seç romanını ele aldık. Çok da iyi yaptık , umarım siz de bizim kadar eğlenirsiniz .
İlk günümüzde işe şeker yazarımızı kendi cümleleriyle tanıyarak başlayalım ;
80’lerin gururlu bir çocuğu olarak Güney Carolina’da doğdum ve büyüdüm. Babam bir Puerto Ricolu annem ise ekstra açık tenli. Böyle olmasına rağmen nedendir bilmiyorum, ne bir güneyli ne de bir Hiispanik aksanım yok. Büyürken biraz gariptim, popüler olan hiçbir şey ilgimi çekmiyordu ve modadan da pek anlamıyordum (şimdi de çok anladığım söylenemez ve bu durumu hiç önemsemiyordum, çok iyi birkaç arkadaşım vardı ve harikalardı.
Lise yıllarında, koroda yer aldım, dans ettim ve tam bir tiyatro delisiydim. Okul bittikten sonra hala en büyük hayalim tiyatroydu. Bir oyuncu olmak istiyordum. Bir dönem eğitimime ara verip, yerel birkaç gösteride yer aldım, tiyatro kampında çalıştım ve daha sonra, Coastal Carolina Üniversitesinde Müzikal üzerine öğrenime başladım.
Harika bir hata yapıp, bir çocuğun peşinden giderek okul ve eyalet değiştirdim ve Radford Universitesinde önce müzik sonra iletişim ve sonra da Tarih bölümüne geçtim. Okula başladıktan bir yıl sonra tiyatroyu neredeyse unutmuştum - hala oyunculuğu seviyorum ayrı – ve kampus kilisesinde öğrencilere yardım etmeye başladım. Tarih bölümünde kalmaya karar verdim, çünkü o kadar bölüm değiştirdikten sonra zamanında bitirebileceğim tek bölüm gibi görünüyordu ve hikayeleri dinlemeye bayılıyordum.
Daha sonra bu planlarda değişti, çünkü sürekli reddettiğim ama gönlünün bende olduğunu bildiğim bir çocukla tanıştım. Bir şekilde beni Blacksburg’e taşınmaya ve onunla evlenerek çocuk sahibi olmaya ikna etti. Hala bunu nasıl yaptığından emin değilim… İyi bir hamleydi Bay Cass. Bundan sonra tek planım, iyi bir eş ve ev hanımı olmak ve çocuklarımız olduğunda onların yanında olacak bir anne olmaktı.
2007’de dünyamı sarsan bir trajedi yaşadım ve gerçekten üstesinden gelmek zor oldu. Takip eden yıl, üstesinden gelebilmek için birçok şey denedim ve en sonunda kendimi, karakterlerinin, benim yerime, benim sorunlarımla uğraştığı bir hikaye yazarken buldum. Aklım ile sayfa arasındaki mesafe, dışarıdan biri gibi bakabilmeme ve hissettiklerimle başa çıkabilmeme yardımcı oldu. Sonunda o hikayeyi bitirmedim, çünkü bir gün uykudan, The Siren adını verdiğim hikayemin fikri ile uyandım ve onu yazmalıydım. Yazma alışkanlığı kazandıktan sonra, Beni Seç’in de aralarında olduğu ve daha yazılmayı bekleyen bir sürü fikir geldi aklıma.
Yazmaya başladıktan sonra bunu ne kadar sevdiğimi daha önce nasıl farkedediğimi düşündüm. Gerçekten, dans, şarkı söyleme, oyunculuk, tarih… hepsi aslında hikaye anlatmaktı ve çok seviyordum.
2009 yılında Siren’i kendim yayımladım ve beş aylık hamileydim. Birçok takipçim vardı ve onların desteği devam etmeyi denememi ve hikayelerimi bu insanlarla paylaşmamı sağladı.
2010’un başlarında, oğlum henüz iki aylıkken, Beni Seç’i ajanslara yollamaya başladım ve Elana Roth adında harika birini bulacak kadar şanslıydım. Bazen hala bana nasıl inandığını ve risk aldığını merak ediyorum. Birkaç ay sonra Beni Seç’i HarperTeen’den Erica Sussman aldı ve 2012 ilkbaharında kitabım çıktı ve bu seferde kızıma altı aylık hamileydim. Şimdi NewYork Times’ın En Çok Satanlar Listesinde yer alan bir yazarım ve hikayemi tüm dünya ile paylaşabildiğim için çok heyecanlıyım.
Hala, iki çocuğum ve kocamla birlikte Blacksburg’da yaşıyorum ve tüm boş vaktimi YouTube’da ve twitter’da oynayarak ve kek yiyerek geçiriyorum.
Tüm detaylarıyla ,yazarımızı tanıdıktan sonra yolculuğumuz bugün ve yarım tüm hızıyla, tüm enerjisiyle devam edecek .Başka neler var derseniz buyrun
19 Şubat 2013
20 Şubat 2013
**Dex Kitap’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz!