Eylül ayı ilk kitabımı nihayet bitirebildim Sevgili misafirlerimle Ayvalık ve çevresi turlarımız devam ederken - hava epey serinlese de- arada kitap okuyabildim , çok az olsa da sonunda ilk kitabımı bitirip ikinciye başlamaya hazırım. Önce arka kapak tanıtımına bakalım; William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Hırçın Kız adlı komedyasında daha yazarlığının ilk dönemlerinde bile karakter oluşturma konusunda tartışılmaz bir ustalığa sahip olduğunu göstermiştir. Shakespeare'in birçok açıdan İtalyan komedyasından esinlendiği Hırçın Kız, birbirini geliştiren iki önoyunla başlayarak, entrikalar, farklı kimliğe bürünmeler ve bir aşk hikâyesi ile "oyun içinde oyun" halinde sürer. Aksi bir kadının uysal bir eşe dönüşmesini anlatan komedya, o dönemde erkek gözüyle kadına nasıl bakıldığını da açıkça sergilemektedir. Shakespeare'nin oyun içinde oyun olan bu kitabını oldukça merakla okudum,sevdim ama aslında arka kapak tanıtımında dediği gibi kadına bakış açısına içten içe sinir oldum.Roman ve öyküden sonra Oyun okumayı da sevdiğime karar verdim , şimdilik şiir son sırada :)
Çok severek okumuştum ben de, ayrıca filmi gelmişti uzun yıllar önce televizyona (o yıllarda televizyon o kadar iyiydi ki, böyle BBC'nin mini dizi (ünlü klasik romanların dizi şekli ama bozulmadan aslına birebir sadık) gelirdi bolbol, Shakespeare'in hayatını anlatan dizi film tadında belgesel, yine Leonardo da Vinci'nin hayatını anlatan dizi film tadında belgeseller olurdu hiç kaçırmazdım. 70'li yıllardı, tek kanallı, siyah-beyaz günler ve TRT genel müdürü rahmetli İsmail Cem'di.. bir de şimdi bakıyorum nerede böyle güzel filmler? Belgeseller?:((( bu arada filmde hırçın kız Elizabeth Taylor, onu ehlileştiren kocası da gerçek hayattaki büyük aşkı, eşi Richard Burton'du...
umarım şiiri de seversiniz, şiirin ben de yeri ayrıdır, sevgiyle..
YanıtlaSilÇok severek okumuştum ben de, ayrıca filmi gelmişti uzun yıllar önce televizyona (o yıllarda televizyon o kadar iyiydi ki, böyle BBC'nin mini dizi (ünlü klasik romanların dizi şekli ama bozulmadan aslına birebir sadık) gelirdi bolbol, Shakespeare'in hayatını anlatan dizi film tadında belgesel, yine Leonardo da Vinci'nin hayatını anlatan dizi film tadında belgeseller olurdu hiç kaçırmazdım. 70'li yıllardı, tek kanallı, siyah-beyaz günler ve TRT genel müdürü rahmetli İsmail Cem'di.. bir de şimdi bakıyorum nerede böyle güzel filmler? Belgeseller?:((( bu arada filmde hırçın kız Elizabeth Taylor, onu ehlileştiren kocası da gerçek hayattaki büyük aşkı, eşi Richard Burton'du...
YanıtlaSilAnnem de çok sever.
YanıtlaSilçok güzel bir paylaşım ...okumam lazım...sevgiler
YanıtlaSil