Herkese merhaba. Son günlerde çalışkan bir blogger olmaya başladım sanki , değil mi ama? :) Eskort 'un ilk kitabını Mart ayında okuyup, blogumda paylaşmıştım. Yazısı burada. İlk kitapta olduğu gibi ikincisinde de kapağı çok sevdim. Hem iç hem dış kapak, çok uyumlu kitapla. Aynı tema kullanılmış, farklı renklerle. Sevdim ben. :) İlk kitapta Amber'ın sokakta kalmasıyla, gizemli bir şekilde eskortluğa başlamasını okumuştuk. İlk müşterisi de Maximillion Black idi. Kurallar basitti : Müşterilerle birlikte olunmayacak. Bunları ve çok daha fazlasını zaten ilk kitabı okuduysanız biliyorsunuzdur. :) İkinci kitabın başları ikilinin yaşadıklarını anlatıyor. Haliyle tempolu değil ama sıkıcı da değil. İlk kitabın üzerinden beş, altı ay geçtiği için bu kısımlar karakterleri iyice hatırlamamı sağladı. Sonra birden işler karışıyor. Hatta tam uyumak üzereyken o kısımlara gelince bırakamadım. Tahmin de edemedim epey ilerleyene kadar. Böylece daha da keyifli oldu. İlk kitaptan daha çok sevdim. Aşkın yanında bolca da gerilim var bu defa sahnede. Hızlı bir okuma oldu. :)
... Yoksa bu kız gerçekten de kendi cehennemimden bana ben yaşarken işkence etsin diye gönderilmiş bir şeytan mıydı? Kendime özel uyuşturucum gibiydi, bana tattırdığı her yeni duyguda ona biraz daha bağımlı hale geliyordum. ... Beni sevmesine ihtiyacım vardı.Ve daha da garibi, onu sevmeye ihtiyacım vardı. O, beni iyileştiriyordu. O, beni tamamlıyordu. ... Uykunun ilginç bir bağlayıcılığı vardı, insan bir kez gereğinden fazla uyumaya alıştı mı, daha fazlasını ve daha fazlasını istiyordu. Bu yönüyle ne kadar da Amber'a benziyordu. ... Dudaklarımın ucuna kadar gelen küfürleri yuttum, şifreyle açılan ev kapısından sonra tavandan inen televizyon, aslında zenginler ışınlanmayı da keşfetmişlerdi de biz fakirlerden mi saklıyorlardı?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil