#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 69 : Edebiyatın Aykırı Çocukları || Andrew Shaffer

30 Ağustos 2015 Pazar

Okudum Bitti - 69 : Edebiyatın Aykırı Çocukları || Andrew Shaffer





                  Bu kitapta kimler yok ki ? Başta benim çok değerlim olan Edgar Allan Poe, Oscar Wilde, F. Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway gibi. Edebiyat dehalarının, ilginç hayatlarına, tuhaf alışkanlıklarına, şaşırtıcı davranışlarına tanık olacağınız, keyifli bir kitaptı. 



                 Konsantre biyografik öyküler diyebiliriz. Çok severek okudum, daha önceden bildiğim şeyler olsa da çok şaşırdığım anlar da oldu. Mutlaka okuyun , birkaç  tadımlık örnek vereyim siz karar verin.




... Marquis de Sade 1768 yılının Paskalya' sında yaşanan olayda bir fahişeye ''kötü davranmak'' iddiasıyla bir kez daha tutuklanacaktı. Sade bu defa Paris'ten sürüldü; kayınvalidesinin perde arkasından verdiği destek olmasa idam edilmesi kaçınılmazdı. O dönemin meşhur bir kitabevi sahibi şöyle yazmıştı : '' Yüzyılımızda en iğrenç suçların bile cezasız kalabildiğine dair bir örnek daha. Yeter ki bu suçları işleyen kişiler yeterince asil, zengin veya iyi bağlantılara sahip olacak kadar şanslı olsun.''




... Marki 1814 'te hastanede eceliyle öldü. Ailesi yayınlanmamış bütün el yazmalarını yaktı. Marquis de Sade'ı silerek aile adını daha fazla lekelemesinin önüne geçmeye çalıştılarsa da başarısız oldular: Can acıtmaktan, acı çektirmekten, başkalarını küçük düşürmekten zevk almak, bilhassa cinsel haz duymak'' anlamına gelen ''sadisme'' kelimesi Fransızcaya girdi ve daha sonra ''sadizm'' ve benzeri şekillerde türlü dillere yerleşti.




... Lord Byron sürekli ' kasvetli bir ruh hali' nin pençesindeydi. En ufak şey için ağlamaya hazırdı. ''Bir hiç için ağlarım'' diye yazmıştı bir keresinde. ''Bugün tek başımayken, bir sarnıç dolusu süs balığı için ağladım- hiç de itici hayvanlar değildirler.'' Kapalı alanda silah ateşlemek ve atalarının kafataslarının içinden şarap içmek gibi dehşet uyandırıcı huyları depresyonunu pek az hafifletebiliyordu.




... '' İnsanlar benim için deli dedi; ama şu soru henüz yanıtlanmış değil : Delilik en yüce zeka mı, değil mi, görkemli olan ne varsa, çok derin olan ne varsa düşüncenin hastalığından fırlayıvermez mi? ''

                                                      - EDGAR ALLAN POE





... Bazı kaynaklar Poe'nun son sözlerinin '' zavallı ruhuma yardım et Tanrım!'' olduğunu iddia etse de ölümüyle ilgili ne bir tıbbi kayıt, ne de hayatta kalmış güvenilir bir tanık var. Mermer mezar taşında şöyle yazacaktı : '' HIC TANDEMI FELICIS CONDUNTUR RELIQUIAE EDGARI ALLAN POE ( Burada Edgar Allan Poe'nun naaşı yatmaktadır, nihayat mutlu bir şekilde.)'' Ama taş kırıldı. Naaş isimsiz bir mezara gömüldü.




... Balzac'ın zehir tercihi kahveydi. Günde 50 fincan sade kahve içtiği iddia edilir. 




... Flaubert'in saplantılı mükemmelliyetçiliği aşka zaman bırakmıyordu. Bundan seks yapmadığı anlamı çıkmasın. Flaubert'in cinsel iştahı yerindeydi. Yıllar içinde biriktirdiği zührevi hastalık koleksiyonu da bunun kanıtıdır.




... Ünlü erkeklerle kurduğu ilişkiler uzun bir liste oluşturacak kadar vardı. Şair Alfred de Musset ve besteci Frederic Chopin de sevgilileri arasındaydı. '' Hayatta tek bir mutluluk vardır: Sevmek ve sevilmek,'' diye yazdı Sand.




... Baudelaire, Poe'nun yapıtlarındaki karanlık hayal alemini dünyada gördüğü güzellikle harmanladı; içine lezbiyenliğe bir kaç övgü kattı, çalkaladı ve hazırladığı kokteyli hiç böyle bir şey beklemeyen edebiyat dünyasına ikram etti.




... Verlaine'nin mutsuz çocukluğu şu kısa hikayeyle  özetlenebilir: Ailesinin canlı dünyaya gelen tek çocuğu oydu, ama annesi düşük yaptığı ceninleri de saklıyordu. Bir keresinde öfke anında Verlaine ağabeylerinin ve ablalarının salamura edilmiş cesetlerinin bulunduğu kavanozları kırmıştı.



.... Wilde 16 Ekim 1854'te İrlanda'nın  Dublin kentinde sıradışı bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. Saygı gören bir cerrah olan babası adı çıkmış bir kadın avcısıydı ve evlilik dışı ilişkilerinden çok sayıda çocuğu vardıç Wilde 'ın annesi ise ''Speranza'' takma adıyla şiirler yazan bir kadın hakları savunucusuydu.




... Fitzgerald altıncı doğumgünü partisinde takım elbisesini giymiş ve tüm öğleden sonrayı arkadaşlarının gelmesini bekleyerek geçirmişti. Kimse gelmedi. Uysal parti sahibi yapabileceği tek onurlu şeyi yaptı. Japon Samuray savaşçılarının seppuku'sunun (harakiri olarak da bilinen ve karına kısa bir kılıç sokularak bağırsakların döküldüğü korkunç bir Samuray intihar töreni) altı yaş versiyonunu : '' Üzgün ve düşünceli bir şekilde bütün doğumgünü pastasını üstündeki mumlarla birlikte'' yemişti. Fitzgerald daha sonra ''partiler bir tür intihardır'' diye yazdı.





... Hemingway Chicago'nun sakin bir banliyösü olan Oak Park'ta sıradışı bi çocukluk geçirdi, en azından cinsiyet rolleri açısından. Annesi ilk iki yaşında Hemingway ve kız kardeşi Marceline'i bir hafta kız bir, bir hafta erkek gibi giydirirdi. Dahası, Hemingway'in annesi oğlunun saçını kız gibi kesip ona '' Ernestine'' diye sesleniyordu.





... ''Zeki insanlarda mutluluk, bildiğim en ender görülen şeydir.''

                                                                - ERNEST HEMINGWAY




... '' Büyük şeyler modalara, heveslere ve popüler görüşlere teslim olanlar tarafından yapılmaz. ''

                                                                     - JACK KEROUAC





... Yeni evli Kerouac bu günlerde daktilosunun başına oturdu. Kahve ve (eşine göre) bezelye çorbası eşliğinde üç haftalık bir yaratıcılık sonrasında On The Road/ Yolda 'yı yazdı. Kitabı, güncelerini referans alarak, daktilosuna uyacak şekilde tıraşlanmış 36 metre uzunluğunda bir eskiz kağıdı topuna yazdığı söyleniyor.





... Ken Kesey ilk romanı One Flew Over the Cuckoo's Nest / Guguk Kuşu'nun bazı bölümlerini LSD ve halüsinejik kaktüsün etkisinde yazdı.




... Capote komşu kızı Nelle Harper Lee'yle arkadaş olmuştu. Kitap ikisinin ortak ilgi alanıydı. Capote çocukluğunda da tuhaf ve efemine bir karakterdi (hayalinde step dansçısı olmak vardı) ve Lee onu kabadayılardan korurdu. Lee ve Capote 'nin arkadaşlıkları ömür boyu sürdü; Lee daha sonra tek romanı To Kill a Mockingbirs / Bülbülü Öldürmek 'te bir karakteri Capote 'den esinlenerek yarattı.





... The Notebook / Not Defteri ve A Walk To Remember / Uzaktaki Anılar gibi buruk aşk hikayeleri yazarak başarıyla ulaşan eski ilaç şirketi satış temsilcisi Nicholas Sparks, konu kitaplarına geldiğinde, '' büyükanne kuralı'' nı uyguluyor. ''Büyükannem hâlâ  hayatta; kitaplarımı okuyor, yazdığım bir şeye kızdığında bunu yazamam'' diye anlatmış Writer's Digest'e . Ilımlı Sparks büyükannesini mutlu etmek için yazıyorsa, 1969 doğumlu James Frey bütün büyükanneleri şoka uğratma niyetiyle yazıyor olmalı.








NTV YAYINLARI

Çeviren: Çetin Soy
Ağustos 2014
296 Sayfa




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder