#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum :Bitti- 66 : Kafes || Josh Malerman

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Okudum :Bitti- 66 : Kafes || Josh Malerman





                         Kitap tanıtımını ilk gördüğümden beri merak ediyordum. 



Dışarıda bir şey var…

Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor.




  İşte , merak edilmeyecek gibi değil , haksız mıyım ? Acaba korkar mıyım diye şöyle birazcık düşündüm ve kitabı ellerime alır almaz, Trendeki Kız 'da olduğu gibi kapağına hayran kaldım önce.  Gerilim dozu oldukça iyi , en güzel yanlarından biri de aşk yok, gerilimin seviyesi değişerek devam ediyor. Korkmadım ama hem gerildim hem duygulandım. Empati kurmaya çalışmanızı sağlayacak gayet iyi bir kitap. O kadar uzun süre gözleri kapalı hayata tutunmaya çalışmak ne kadar zordur diye düşündüm , odamdan mutfağa kadar bile darbesiz gitmeyi beceremediğimi söylememe gerek yok sanırım.


  Malorie 'nin yaşadıkları o kadar etkileyici anlatılmış ki , kitabı özellikle gece okuduğum için ışığı kapatıp uyumaya çalışınca düşünüp gerilmeden edemedim. Zaten korku filmlerinde de izlerken değil uyurken korkarım. :))  



Konuyla ilgili detaya girmek istemiyorum, zaten okumaya başlar başlamaz olaylayın akışına kapılıp , hemen bitireceğinizden şüphem yok, bir korku/gerilim kitabından fazlasını bulacaksınız. 







... Malorie, dört yılın kolaylıkla sekize dönüşebileceğini biliyordu. Sekiz de çabucak on ikiye dönüşecekti. Ve sonra çocukları birer yetişkin olacaktı. Hayatları boyunca gökyüzünü hiç görmemiş yetişkinler. Pencereden bir kere bile bakmamış yetişkinler.





... Bir karartma, diye düşündü Malorie. Dışarıdaki dünya kapatılıyor.





... Yaratıklar.
 Malorie bu kelimeden asla hoşlanmamıştı. Her nedense duruma uygun bir kelime olmadığını düşünüyordu. Dört yılı aşkın süredir ona musallat olan şeyler, yaratık değildi. Bahçelerde yaşayan sümüklüböcekler yaratıktı. Kirpiler birer yaratıktı. Ama perdelerle örtülü pencerelerin arkasında pusu kuran ve onu gözlerini bağlamak zorunda bırakan şeyler, böcek ilaçlarının yok edebileceği türden değildi.






... Bazı insanlar gelecek en küçük haberleri beklerken bazıları kendi haberlerini yazar.






... Yeni dünyada, gözlerinizi açmaya karar verdiğiniz anla gözlerinizi gerçekten açtığınız an arasında geçen süre son derece korku vericiydi.






... İnsanoğlu aslında korktuğu yaratığın ta kendisidir.






... Yaşadığı korku ruhunun tam ortasında oturuyordu.






iTHAKİ YAYINLARI
Çeviren: Aslı Dağlı
Ağustos 2015
330 Sayfa




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder