#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti -113 : Therese Raquin || Emile Zola

14 Eylül 2014 Pazar

Okudum Bitti -113 : Therese Raquin || Emile Zola









                                        Okuma Şenliği için Fransız yazar seçmem gerekince aklıma ne zamandır okumayı ertelediğim Therese Raquin geldi. Böyle eski kitapları okumak da ayrı bir keyifli oluyor. 


                                             Mutsuz  bir kadının , mutsuz geçen çocukluğunun ardından , halasının oğluyla mutsuz bir evlilik yaşamasıyla tamamen mutsuzlaşan hayatını anlatıyor. Yani oldukça kasvetli olmasına rağmen ben bir solukta okudum ve anlatımı çok , çok beğendim. Kitabın başında Emile Zola 'nın kitap yayınlanınca   aldığı ağır eleştirilere karşı ikinci baskıda kaleme aldığı savunma metni de var.



                                           Karakterlerin hepsi çok yönlü , tam iyi bir yanlarını gördüğünüz anda , hani biraz acısam mı dediğiniz zaman , yok hak etmeyecek kadar kötüler diyorsunuz. Therese , dediğim gibi yalnız ,mutsuz ve oldukça sorunlu bir çocukluktan sonra hastalıklı halasının oğluyla evlendirilir , ilgi,sevgi görmez ama onunda içten pazarlıklı ve iki yüzlü olduğunu görmeniz uzun sürmez. Kocası Camille hasta ve mıymıntı bir tip ama bencil ve kendini beğenmiş , Laurent ise yaşadığı hayat , kaldığı oda , yalnızlığı yüzünden acınacak gibi görünse de o da çıkarcı , fırsatçı , itici. En az gıcık olduğum halası. Onu da küçüklüğünde Therese yaşattığı bazı tuhaflıklar için gıcık oldum. Tüm gıcık olmalarıma rağmen karakterlerin iç dünyaları ve psikolojik çöküntüleri çok yerli yerinde anlatılmış.


                                            Mekan tasvirlerine de bayıldım. Paris 'in pis ve rutubetli sokaklarına gitmiş kadar oldum hani. Aslında bu kitap hakkında daha çok şey söylemek istiyorum ama konusunu hiç bilmeden okumayı tercih edenlere haksızlık etmemek için susuyorum. Basit bir konu ve güçlü bir anlatımı olan bu kitabı okumayan varsa  okusun diyorum.







... Therese bir arada kapanıp kaldığı bu gülünç , iç sıkıcı yaratıklar arasında tek bir canlı varlık göremiyordu. Zaman zaman kendisini kukla gibi ipleri çekildikçe kımıldayan , kollarını, başlarını sallayan bir takım ölülerle, bir mahzene kapatılmış gibi görüyor, yemek salonunun ağır havası içinde boğulacak gibi oluyordu.




... Tabiat da , tesadüfler de bu kadını bu adam için yaratmış gibiydi, ikisini birbirine doğru itmişti. Bu sinirli , sinsi kadınla , hayvanca yaşamaktan başka bir şey düşünmeyen bu adam birbirine kuvvetle bağlı bir çift meydana getiriyordu. Birbirlerini tamamlıyor, koruyorlardı.



...Ağızlarını açmıyor, aynı kâbus içinde çırpınarak, birbirlerini süzüyor, birbirlerine gözleriyle o korkunç hikâyeyi anlatıyorlardı. 



... Gelecek umutsuz olunca insana bugünkü hayatı da zehir olur.






                                                                                                HAYAT NEŞRİYAT 
                                                                                                 ALTIN KALEM
                                                                                             KLASİK ROMANLAR
                                                                                            Çeviren : Adnan Cemgil
                                                                                                     2. Baskı 1969
                                                                                                            324 Sayfa
                                           

4 yorum:

  1. Çok çok çok severek okumuştum, zamanında ağır eleştiriler aldığını bilmiyordum şaşırdım bu kadar gerçekçi, bu kadar bir psikolog gibi ruh tahlili yapan bir roman az bulunur. Çok beğenmiştim ve eden bulur işte, sırf şehvet odaklı yaşayanların çektiği ceza, masum birini sırf hayvani şehvetleri yüzünden öldürme - hayvan bunu yapmaz- insanoğlunun bazen ne kadar hayvandan da aşağı olduğunun ispatı bu roman. Hiç unutmadığım unutamayacağım güzel ibretli bir roman. Günümüzde hemen her gün gazetelerde benzer vakalar oluyor ve hep akılma bu roman geliyor belki bu romanı okusaydı biraz uçkurlarına sahip çıkmayı öğrenirlerdi....çok yazdım yahu başını ağrıttım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de keşke benzer durumlarda aynı sonlar olsa diye düşündüm :) Aşk olsun ne baş ağrıtması Müjde Abla , yorumuna ve Bücürük 'ün fotoğrafını gördüğüme sevindim , sevgiler.

      Sil
  2. İlginç bir kitaba benziyor.Alıntı yaptığın yerlerdeki anlatım bile muhteşem kitabın kendisini hayal bile edemiyorum.Hemen listeme ekliycem :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemencecik okunacak bir kitap , kütüphanelerde de vardır bence , oku derim :)

      Sil