Herkese merhaba. Günün kitabı kapağıyla, kıpkırmızı cildiyle gözlere bayram ettiren Gökyüzü Çocukları. Başlar başlamaz yarısını okuyup, bitirdiğim ; garip bir şekilde yeniden çocuk olma isteği uyandıran, tatlı bir kitaptı. Puntosu da kocaman olduğu için, annem de benim gibi hem severek hem de hızlıca okudu.
Charles , Sophie 'yi bebekten bir Çello kutusunun içinde bulur, bir gemi kazasında bu şekilde kurtulduğunu düşünür. Kendi çocuğuymuş gibi sevgiyle büyütür. Her şey yolundadır ta ki sosyal hizmetler yetkileri on bir yaşında bir kız için uygun bir ortamda olmadığına karar verene kadar. Ayrılmamak için yetkililerden kaçmaya karar verirler.
Çello kutusunda buldukları bir ipucu sayesinde Sophie 'nin hep hayalini kurduğu gibi annesini bulmak için Paris 'e doğru yola koyulurlar. 'Gökyüzü Çocukları ' ile tanışması bu sebeple olur. Annesinin izinden giderken , yeni arkadaşlarıyla keyifli ve heyecanlı maceralara atılırlar.
Kafanızı gökyüzüne umutla çevirmek için, tatlı, zarif bir hikaye okumak için bu kitaba şans verin derim. Bu arada Charles hayran olunası bir adam. Doğum gününde yaşı kadar kitap hediye edecek kadar da şahane. Hımm bu fikri anneme söyleyeyim, gerçi onlu yaşları devireli asırlar oldu gibi ama... Şansımı bir zorlayayım. Amacıma ulaşırsam ilham için Charles 'a bir teşekkür borcum olur.
... Gece vaktinin bir sesi olduğunu düşünün. Ya da ay ışığının konuşabildiğini. Yahut mürekkebi düşünün, mürekkebin ses telleri olduğunu... Bu şeylere kavisli kaşları olan dar, aristokratik bir yüz, uzun kollar ve uzun bacaklar ekleyin. İşte bebeğin çello kutusundan yukarıya doğru çekilirken gördükleri bunlardı. Adı Charles Maxim 'di.
... Charles daha önce hiçbir çocuğu gerçekten tanımamıştı. Yolda giderken ona bunu söyledi : ''Korkarım, kitapları insanları anladığımdan daha iyi anlıyorum. Kitaplarla geçinmek çok kolay.''
... Anneler gereklidir, diye düşündü. Hava gibi, su gibi... Kâğıttan anneler bile hiç yoktan iyidir. Hatta hayali anneler bile... Anne insanın kalbini koyabileceği bir yerdir. Nefesleneceği bir duraktır.
...''Kitaplar, bir levye gibi, dünyanın kapılarını açar sana.''
...''Plan yapmanın en önemli kısmı yiyecek bir şeylerin olmasıdır. Eğer başbakanlar toplantılarında şekerli çörek yeseydi çok daha az savaş olurdu.''
... '' Para insanları insanlıktan çıkarabilir. Paraya çok fazla önem veren kişilerden uzak durmak gerekir canım. Onların bayağı, çürük beyinleri vardır.''
... ''Hep şey diye düşünürdüm,'' dedi Sophie. ''sevginin bir kokusu olsa bu, sıcak ekmek kokusu gibi olurdu.''
DOMİNGO YAYINLARI
Çeviren: Duygu Dalgakıran
Şubat 2016
280 Sayfa
Alıntılar çok güzel, teşekkürler :)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilAlıntılar çok güzel olmuş. Ama nedense kitabın tasarımı çok hoi olmuş :) İyi okumalar...
YanıtlaSilBen de bayıldım. :) Teşekkür ederim.
Silkonuyu çok beğendim :) elimdeki kitapları azaltınca bir şans vereceğim.
YanıtlaSilbu arada nasıl bu kadar hızlı okuduğunu hem merak ediyor hem de hayranlıkla takip ediyorum :)
Vaktim çok,televizyonu da çok az seyrediyorum. :))
SilKonusu ilgimi çekti. Ayrıca kapağı da çok şık duruyor renkler çok iyi. en kısa zaman da okucam teşekkürler :)
YanıtlaSilRica ederim, teşekkürler.
SilRica ederim, teşekkürler.
Silbenim de bitti , çok güzeldi :D
YanıtlaSilFilm izler gibiydi.
SilSonuna kadar okudum ne güzel anlatmışsın... kitap ilgi uyandırdı bende...sirada okuyacagim kutaplar birikiyor da birikiyor...bu kitabıda yazıyorum listeye...
YanıtlaSilBloğunu takibe almayı unutmadım :)...
Teşekkür ederim. :)
SilPaylaşımındaki özellikle iki şeyi çok sevdim:)
YanıtlaSilİlki puntonun büyük olması. Sanırım artık gözlerimi bozdum biraz daha. O yüzden yazı karakteri küçük kitaplar az biraz gözümü korkutuyor:)))
Diğeri de kitap karakterinini yaşı kadar kitap hediye etmesi. Artık yaşım da ilerlemişken herkese bu şekilde hediye istediğimi söylesem kitaplığım bayram eder:))))
Sevgilerimle canım arkadaşım ♥
Hediye fikri şahane :) Deneyelim canım.
SilBitti ve Harikaydı Rapsodi Sanat Çello Kursu
YanıtlaSil