#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 22: Factotum || Charles Bukowski

17 Nisan 2019 Çarşamba

Okudum Bitti- 22: Factotum || Charles Bukowski






               Ve Bukowski sevenlere özel bir merhaba. Bol bol Bukowski okuma hayallerimiz var. Yavaş yavaş da olsa okumaya devam ediyoruz. Ekmek Arası'ndan sonra Factotum'u da severek okuduk. Okuduk diyorum, çünkü tek başıma okumuyorum. Aynı sebeple Ekmek Arası'nı da ikinci defa okuyup paylaşmıştım. 

        Factotum'u ilk defa okudum. Ve çok tatlıydı. Bukowski ayarında bir tatlılık elbette. Bu kitapta daha bir Fante tadı vardı belki de o yüzden daha çok sevdim. 

         Factotum niteliksiz, vasıfsız işçi demek özetle. Ayakçı da diyor arka kapakta. Bukowski'nin yani Henry Chinaski'nin yirmili yaşlarında evden ayrılıp böyle takıldığı günlerini anlatıyor kitap bize. Kısa süreli işlerde çalışıp ucuz yerlerde kalıp içiyor, içiyor ve yine içiyor. Arada da bol bol kavga dövüş ve kadınlar... Ekmek Arası'nın devamı niteliğinde, onun kaldığı yerden devam ediyor. Babası gibi olmak istemediği için, daha doğrusu onun ideallerini paylaşmak istemediği için farklı bir yol seçip aylak oluyor Henry. Yazar olma hayali de cebinde... Ekmek Arası hüzünlüydü bu kitap öyle değildi. Eğlenceliydi, daha rahat bir Henry vardı.  Güzel toplumsal, insani eleştiriler bile vardı. 

        Bukowski'nin umursamazlığını, eğlenceli anlatımını çok seviyorum. Daha önce de dediğim gibi Bukowski'ye çok şey borçluyum. O olmasaydı Fante'nin Toza Sor'unu almış olmazdım. Almasaydım okuyamazdık... Mutluluk zincirinin ilk halkası. :)  Bukowski'yi sevin.




''İş çıkışıydı. Akın akın insan çıkıyordu metrolardan. Karıncalar gibiydiler, yüzleri yoktu, çıldırmışlardı, üstüme geliyorlardı, gergindiler. Zaman zaman itişip, çarpışıyorlardı; çıkardıkları sesler korkunçtu.''


''Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana...''


''İnsanların ihtiyacı olan şeydi bu: Ümit. Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.''



''Samimiyetle söylüyorum, yaşam beni dehşete düşürüyordu. Yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü.''




METİS YAYINLARI

Çeviren: Avi Pardo
10. Baskı Şubat 2018
158 Sayfa




1 yorum: