Herkese merhaba. Günün kitabı geçtiğimiz günlerde böyle harika bir sunumla elime ulaşan Menekşeler Açarken kitabı. Kitaba çok özenilmiş, kapağı, lastikli ayracı, tatlı bohçası... Emeği geçenlerin ellerine sağlık. Bayıldım.
Seçimlerimiz mi kaderimizi belirler, yoksa zaten kaderimizde olduğundan mı o seçimleri yaparız?
Londra'da yaşayan Menekşe'nin iki hayali vardır. İlki, eğitimini aldığı oyunculukta ilerlemek, ikincisiyse hayatının aşkını bulmak, fakat kaderin Menekşe'yle ilgili başka planları vardır.
Sevmediği bir adamla evlenmek zorunda kalmasıyla başlar kaderi yazılmaya. Evlenip kocasıyla beraber Ankara'ya taşınır. Evliliğin onuncu gününde kocasından kaçarak Ankara'da tanımadığı bir adamın evinde çalışmaya başlayarak saklanmaya başlar. Bu evin beyi Sarp'sa hayatını daha da fazla altüst edecektir. Âşık olmuştur ve hayalleri her zamankinden daha güçlü bir şekilde benliğini kuşatmaya başlar.
Kaderi ona aşkı mı getirecektir, yalnızlığı mı? Yoksa çok daha fazlasını mı?
Tanıtım bülteni böyle diyordu.
Hemencecik okudum, bitti. Tadı damağımda kaldı, incecik bir kitap, nasıl başladığınızı nasıl bitirdiğinizi bilemeyeceksiniz. 176 sayfa. Keşke biraz daha uzun olsaydı.
İngiliz bir anne ve Türk bir babanın iki kızından biri Menekşe. Kardeşi Meryem ile çok tatlı ilişkileri var.Babasının ortağı Orhan ile istemeyerek bir evlilik yapıyor. Babası öyle istiyor çünkü. Orhan'ın peşinden Ankara 'ya geliyor ve olaylar farklı şekilde gelişiyor ki sevinmedim dersem yalan olur. Ayaklarının üstünde durmak için bir evde işe başlıyor. Patronu Sarp çıkıyor ufak ufak sahneye.
Olaylar nasıl ilerleyecek, Menekşe Orhan sevimsizinden kurtulacak mı, ufukta aşk var mı? bu soruların cevapları elbette kitapta sizleri bekliyor.
... Hayal kırıklıkları cam kırıklarına benzemiyordu; sadece etini değil, iliklerini de paramparça ediyordu insanın.
...Bazıları kaderin bir seçim olduğunu, insanın kaderini değiştirebileceğini söyler, oysa ben değiştirildiği sanılan kaderin dahi insanın kaderi olduğuna inananlardanım.
...İnsan sırtını dayayabileceği bir sığınak bulduğunda ağlardı. Şefkat gördüğünde gözyaşları hıçkırıklara dönüşebilirdi.
MARTI YAYINLARI
Ocak 2016
176 Sayfa
Hayal kırıklıkları cam kırıklarına benzemiyordu; sadece etini değil, iliklerini de paramparça ediyordu insanın. En güzeli bu cümle. Bol okumalar... :)
YanıtlaSilHepimize bol okumalı günler.
Silyaaa kesin ters düzü öneririm bii :D
YanıtlaSilYazarı hiç duymamıştım. Bakayım muhakkak :)
YanıtlaSilGüzel bir kitapmış daha önce bu yazarı okumamıştım teşekkürler.
YanıtlaSilHızına çok imreniyorum :D Kitabın içeriği de güzelmiş ama özellikle ayracına bayıldım :))
YanıtlaSilGüzelmiş:) Listeme aldım,kalemine sağlık;)
YanıtlaSilKapak ve diğer detayları çok hoş gerçekten.
YanıtlaSilKeyifli okumaların olsun canım ♥