6 Haziran 2015 Cumartesi
Okudum Bitti- 60 : Metin Olmak || Tümer Metin
Tümer Metin benim için çok, çok önemli olan futbolculardan. Beşiktaş 'a ilk geldiği günü de olaylı gittiği günü de dün gibi hatırlıyorum. Posterleri odamı süslerdi zamanında. Adı Tümer olan kedim bile vardı. Düşünün artık. Hep Beşiktaş aşkından ama Tümer özel olanlardan. O yüzden gidişi yas etkisi yaratmıştı ben de , çok kızdım, çok üzüldüm. En çok da kırılmıştım. Kitap ilk çıktığında da aldım ama okumadım. Böyle imzalı olunca okumak nasıl bir hazdı tarif edemem.
Çok severek okudum, bolca gözlerim doldu. Özellikle bize dair olan kısımlarda. Beşiktaş formalı fotoğrafına bile epey uzun baktım. Her şeye rağmen geçtiğimiz ayın en mutluluk veren olayı buydu. Benim için çok anlamlı. Gerçekleri bir de Tümer Metin 'den okuyun. Anılarına, hayatına misafir olun. Çok güzel fotoğraflar da var. Kısaca harikaydı.
... Sayusız geceler, odamda yatağımın tam karşısındaki duvarda asılı Metin Tekin posterine bakıp hayaller kurarak uyumuşumdur.
... Zonguldakspor- Beşiktaş maçı... Aynı forma altında değildik ama aynı sahadaydık... Attığı golün asistini atmamıştım ona belki ama kullandığı taç atışı için kenardan topu ona ben atmıştım. O, hayalini kurduğum çubuklu formayı giyiyordu. Ben Zonguldakspor altyapı oyuncusu olarak kenarda top toplayıcısıydım. Taç atışını kullanmak için kenara, bana doğru yürürken; ben duvarımdaki resmin canlandığını hissettim. O kenara doğru hızlı adımlarla yürürken ben ona topu attım. Top ona doğru giderken dondu her şey bir anda. Bir fotoğraf karesi gibi... Top havada asılı kaldı. Dünya durdu. Dakikalar, saatler, günler geçti öylece... Benim zihnimde... Artık her şey mümkündü hayatta benim için...
... 1999-2000 sezonu sezon başında, Gerede'de kamp yaparken, Erdoğan Arıca takıma hoca olarak geldi. Erdoğan Arıca ve yardımcısı Metin Tekin'le antreman öncesi bir sabah toplantısında tanıştık. Kısa bir tanışma faslının ardından antremana çıktık; düz koşuya başladık. Metin Tekin yanımda koşuyordu. Daha doğrusu ben onun yanında koşuyordum. İçimden, koşmayı bırakıp, ona sarılmak geçiyordu. Odamdaki posterini, yıllar önce kenardan ona attığım topu, onun hayaliyle geçen çocukluğumu, beni ''Beşiktaşlı'' yapışını, her şeyi bir çırpıda anlatmak istiyordum. Bedenim, antreman sahasında düz koşu yapıyordu; beynimde ise bütün o anılar, topu ona attığım an donan kare ve hayallerim birbirine koşuyorlardı.
... İstanbul'a da , giydiğim çubuklu formaya da , bulunduğum yere de, sahip olduğum kariyere de alışmıştım. Ama o beş yılda, ara ara bazı anlar yaşadım. O anlarda hissettiğim, ne üç büyüklerden birinde oynamanın, ne kariyerimin, ne de iyi para kazanmanın verdiği hazdı. O anlar , '' İşte hayali kurduğum takım bu, işte Beşiktaş bu ve ben bu takımın bir parçasıyım'' hazzıydı. O anlarda , '' Ben sadece üç büyüklerden birinde değil, Beşiktaş'ta oynuyorum '' diye ayrı bir gururlanırdım.
... Ben Beşiktaş'tan başka bir kulüpte, yüzde yüz bana bırakılan bir tercih ve kararla oynamadım ki...
... Fenerbahçe formasına alışmıştım bir şekilde ve o forma altında elimden gelenin en iyisini yapıyordum. Fenerbahçe taraftarı da , yönetimi de bunu görüyor, biliyordu. İşimi aksatmadan yapıyordum. Ama İnönü Stadı'na Beşiktaş formasıyla değil deplasman takım formasıyla çıkmak; deplasman takım soyunma odasında hazırlanmak kendi evine misafir gibi gelmek gibiydi. Orası benim evimdi; o seyirci benim ailemdi. Ve ben o evden isteyerek ayrılmamıştım. seyirci bana tepkisini ve kırgınlığını gösteriyordu ama ben de tepkili ve kırgındım. O gün sahanın ortasına bağdaş kurup, elimde mikrofonla bütün stada anlatmak isterdim bütün yaşadıklarımı bütün yaşananları... Kırgınlığımı, kızgınlığımı, çubuklu formadan nasıl koparıldığımı...
DOĞAN KİTAP
1. Baskı Mayıs 2013
192 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Koparılmak ?
YanıtlaSilOlayda eksik kalan yerler mi var.
Kızgınlık kırgınlık acaba kimde daha çok var.
Nedeni hatırlamıyorum ama biliyorsan sen aydınlat beni.
Sebep ne olursa olsun, elbette benim gibi düşünenler kadar kırılıp, kizmasi mümkün değil. Birinci ağızdan okumak iyi oldu. Geç kalmış teselli. Evet koparılmış, yönetimdeki bazı isimlerin istememesi vs. , böyle uzun uzadıya okuyunca, o anki gözü karaligim da azalınca bana anlaşılabilir geldi. Yine de kırgınlık baki.
Silhay maşallah diyelim mi , ya bu imzalı kitapları okumanın hazzıı çok mu başka oluyor ne?
YanıtlaSil