Okudum Bitti -18 : Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku || İlhami Algör

                                                  Herkese merhaba.
                                               
                                                  Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku , filminden dolayı haberdar olduğum bir kitap . O zaman önce kitabı okumalı , sonra filmi izlemeliyim dedim ve kitabı aldım ve annemden sonra hızlı bir okuma yaptım. Zaten incecik bir kitap.



                                                Kahramanımız hayalperest bir film montajcısı ve bir kızı olan , eşi ölmüş Müzeyyen 'e çok fena aşık. İşinden kovulan çılgın aşık , kitap yazmaya karar veriyor , Müzeyyen de onay verince kolları sıvıyor. Bu arada yazdığı karakteri de ufaktan tanıyoruz. Bütün yazdıklarını Müzeyyen okusun istiyor , istiyor ama Müzeyyen zamanla uzaklaşıyor. Aşk acısını paylaşmak da Hampri Bogart ve Sadri Alışık 'a düşüyor. 


                                                Farklı bir kitaptı , garip bir mizah , garip mecazlar. Aslında derin ama anlamak isterseniz derinleşecek türden , yorucu bir derinlik. Bu küçük romanın ya da novellanın filminin olması çok güzel olmuş. En kısa zamanda izlemeliyim , çok merak ediyorum.







...  Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim" diyen Müzeyyen , durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı. Nerelere gidiyordu? Gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı? Hangisi Müzeyyen'di? Ya da Müzeyyen kimdi? İlk tanıdığım kimdi, şimdiki kim?







...    "Hikaye," dedim, "gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da Yarım Kalan Hikaye koyalım."

     "Sen zaten neyi tamam ettin ki?" dedi bana. 

     "Aslında tam diye bir şey yoktur," dedim. "her tam, bir üst yarımın alt asamağıdır. Yani yarım da bir bütündür."

... Ben sözlerden değil bakışlardan tırsardım. Bakışların arkalarını sezer, sezgilerim doğrulanana kadar mecburen bekler , beklerken kafayı yerdim. Konuşunca mesele yoktu. Ayrıca bu devirde herkes en azından iki tane idi. Daha kalabalık olanları da görmüştüm.

...     “Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.

      “Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,” dedi, arkasını dönüp gitti.

                                                                      iLETİŞİM YAYINLARI 
                                                                             3. Baskı 2015
                                                                                  58 Sayfa