Kitabı geçenlerde Sevgili Pinuccia 'mın blogunda görmüştüm. Onun okuduğu yayınevinin bir sürü baskı hatası olunca ben de başka bir yayınevinden alayım dedim.Kapak korkunç görünse de aslında çok uygun.
Beğenerek ama zaman zaman üzülerek okudum,zaten 128 sayfa hemencecik bitti.
Ünlü bir cerrahın bir sokak köpeğine bir insanın hipofizini ve testislerini (genetik ve insan türünün geliştirilmesi amacıyla yeniden gençleştirilme projesi adı altında) nakletmesiyle başlıyor. Organları aldığı işçi sınıfından,alkol problemi olan bir erkek. İnsanlaşan köpeğin köpek davranışlarını bırakmaması sorun olmaya başlar.
Köpeğin ameliyat öncesi normal hallerinin ve ameliyat sonrası kobay halinin hissettiklerini,düşüncelerini okuyorsunuz.
Arka kapakta da bahsedildiği gibi ister istemez aklınıza Frankestein geliyor(1818).Zira O da ben de korkudan çok üzüntüye sebep olurdu :)
O dönemlerde hem böylesi bir kara mizah hem bilimkurgu yazılmış olması şaşırtıcı derecede güzel.
Okumayanlara tavsiye ederim.
Arka kapak tanıtımına da bakalım ;
Mikhail Bulgakov’un Rus Devrimi üzerine yazdığı absürd öykü. Dünyaca ünlü Moskovalı bir cerrah bir sokak köpeğini evine alıp ölmüş bir adamın testislerini ve beyninin bir parçasını organ nakliyle köpeğe takar. Operasyon beklenmedik sonuçlar doğurur: tehlikeli bir insan-hayvan yaratılmış ve profesörün saygın yaşamı bir kabusa dönüşmüştür.
1925’te yazılan bu kitap ancak yazar öldükten sonra Batı’da 1968’de, SSCB’de ise 1987’de yayınlanabilmiştir.
Kitapta Ekim 1917 Rus Devrimi’nin hedeflerinden biri kara mizahla aktarılır: geçmişten etkilenmemiş ve burjuva endişeleri taşımayan yeni bir insan türü oluşturmak.
Kitap absürd ve komik bir hikaye gibi ya da Rus Devrimini konu alan bir taşlama olarak okunabilir. Frankestein’ın öyküsüne ve Kafka’nın eserlerine benzetilebilen roman sürrealist bir mizah dehası sergiliyor.
Kaknüs Yayıncılık
1. Basım
Şubat 2012
Çeviren: İbrahim Kapaklıkaya
Keyifli Okumalar...
hımm hiç duymamıştım desem, üzülerek :)
YanıtlaSilBen duymuştum ama yeni okuma fırsatım oldu canım.
SilAsabicim, Kobay (Algernon'a Çiçekler adıyla da çıkmıştı) da okunacaklar listende olmalı o halde (Tabii henüz okumadıysan) :)
YanıtlaSilYok tatlım biliyorum ama okumadım henüz, okurum inş.:)
SilSevgili arkadaşım, sanırım kitap konu değil ama anafikir itibari ile George Orwell in Hayvan çiftliğine benziyor. Onda da o zaman ki komunist rejimin ve eski doğu bloğu ülkelerinin eleştirisi ve kara mizahı vardı.
YanıtlaSilAslında okunabilir bir kitap sanırım. Meslek olarak insandan hayvana veya hayvandan insana organ nakilleri hem benim branşım olarak derste anlattığım hem de arkadaşlarla çok tartıştığım bir konu. Ama olayın fantastik tarafı çok ilgimi çekti. Mary Shelley nin Frankenstein i okudum okumaz mıyım. Yorumun için de ayrıca teşekkürler evet okunacak kitap listem içine girecektir..
Çok selam ve sevgilerle...
Hayvan çiftliğini doğru düzgün okudum diyemem, problemli bir döneme denk geldi,okunacaklar listemde. Ben teşekkür ederim,sevgiler.
Silkonu çok enteresanmış, ilgimi çekti ama kapaktan dolayı almam :| çok korkunç
YanıtlaSilPınar(Pinuccia)'nın okuduğu kitabın kapağı daha sevimliydi ama hatalardan zevkle okuyamamış ,diye başka yayınevi seçtim.Hem zaten bu kapak korkunç olmakla birlikte tabiri caizse cuk oturmuş kitaba:D
Sil