29 Kasım 2012 Perşembe

Acaba Kime Kazak Ördüm ?


Hem kısırlaştırmanın hem de sokak köpeklerinin sayısındaki artıştan dolayı tek başımıza yürüyüşlere sıkamamanın verdiği sıkıntılarla alınan kiloları yüzünden tombiş oğluşuma geçen sene olan kazaklarının çoğu çok rahat olmuyor, hazır mont gibi polar dışarı kıyafeti var ama evde giymelik birşeyler lazım olunca iş başa düştü.Annem sağolsun oldukça kalın yün aldığından hem çabuk bitti, hem savaşı zırhı gibi oldu :)




Bu bitmiş hali :) Eğri büğrü görünse de aslında öyle değil:))


Güzele ne yakışmaz ki. Maşallah :)





                              Bu da artan yünlerle bahçede yaşayan bir arkadaşımıza hediye , sizin için denedik :)

Beceriksiz kızın örgü günlüğü :) Kırmızı yünlerim de var, bu kadar kalın olmasa da, çok yakında bir kırmızı kazaklı oğlan başlığı latında buluşmak üzere :) Sevgiler.



Okudum Bitti :108 - İnsancıklar - Dostoyevski



Yine okuma hızımın taban yaptığı günlerdeyim, biraz yorgun biraz yoğunum, İnsancıklar'ı yeni bitirebildim , şimdiye kadar okumamıştım, Dostoyevski'nin ilk eseri.
Benim okuduğum Varlık Yayınları'nın Eylül  1969 basımı ve bu kadar eski olmasına rağmen sayfalarını mektup/ zarf açacağıyla ben açtım, değişik bir duygu oldu benim için.

Okuması kolay,zevkli bir kitaptı.Makar Devuşkin ve Varvara  Alekseyevna-Dobroselova-
arasında olan mektuplardan oluşuyor,yani aslında pek bir olay yok ,daha çok durum. İki insanın yaşadığı zorluklardan hareketle dönemin Rusya'sına kısmen ayna tutuyor denilebilir.Kitabın ismi içeriğine çok uygun.
Yalnız okurken beni fazlasıyla sinir eden bir nokta oldu ; erkek kahramanımız (Devuşkin) her mektubunda en az bir kere ' Anacığım' la başlayan ya da biten cümleler kullanıyor. Büyük ihtimalle çeviridendir.Anacığım ne ya , Yavrum bile dese daha iyi. Bu kelime yüzünden okurken sürekli, en sevdiğim çizgi film karakterlerinden olan Kaptan Mağara adamının berbat seslendirmesi geldi aklıma , 'Kaptan mağara adamı geliyooooor anacığım' şeklinde.Yeri gelmişken Nihal Yalaza Taluy çevirisi.5.Baskı


Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Dostoyevski'nin ilk romanı olan İnsancıklar, zamanın ünlü eleştirmeni Bielinski'yi hayran etmesine rağmen uzun zaman Rusya'da bile dikkati çekmeden kalmış , değeri ancak sürgünden dönüşünden sonra meydana çıkarak dünyanın her yerinde milyonlara okura gözyaşları döktürmüştür.
 Dostoyevski başlıca teması acımak olan büyük eserinin temelini bu küçük romanla atmış ve insanları sevme ve onlara acıma duygusuna son romanına kadar sadık kalmıştır.




Herkese keyifli okumalar.

24 Kasım 2012 Cumartesi

Okudum Bitti:107- Şahane Hatalar - Heather McElhatton



Çok rahat söyleyebilirim ki uzun zamandır okuduğum en kötü kitaplardan , bitirmek için epeydir didindim. Sonunda bitti, çok iğrençse neden okudun demeyin lütfen, yapamıyorum, başladığım kitabı yarım bırakınca aklım orda kalıyor, bitirmeden huzura eremiyorum, bu kitabı bitirince gerçekten huzura erdim desem yeridir.Bildiğiniz üzere devam kitapları da var, ama ben asla okumam.

Kitabın kahramanı oluyorsunuz, ilk bölümden itibaren önünüze farklı seçenekler çıkıyor, tercih yapa yapa atlayarak okuyorsunuz ve genellikle çoğu cinsel ağırlıklı olmak üzere fiziksel şiddet görüp,eninde sonunda ölüyorsunuz, geri başa dönüp farklı seçenekleri seçip yine saçma sapan şeylerle karşı karşıya kalıyorsunuz ve ölüyorsunuz.Bu kitabın nasıl bir ruh haliyle yazıldığını çok merak ettim.İki , üç kitabı eş zamanlı okuduğum için bunaldıkça attım elimden, sonunda arada zorlayarak da olsa bitirdim, beğenmediğim kitapları acaba beğenen olmuş mudur diye pek düşünmem, çünkü zevklerin,tercihlerin farklı olabileceğini bilirim,ama bu kitabı hem okurken, hem bitirince gerçekten beğenen olmuş mudur diye düşünmekten kendimi alamadım.

Arka kapak tanıtımına bakalım ;


Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin. Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz. Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız. Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama bunu biliyorsunuz, iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor. Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın, herkes ikinci bir şansı hak eder. Yuzlerce farklı hayat sizi bekliyor. İyi şanslar.
"Tıpkı hayatın kendisi gibi, ne zaman ne olacağını asla tahmin edemeyeceğiniz, dopdolu bir kitap."
Forbes
"Uyuşturucu, tecavüz, patlama, sevgi, aşk, huzur. Duygulu anlatım, kapkara mizah."
Publishers Weekly
"Raydan çıkmaya hazır mısınız?"
NY Times
"Başroldesiniz, hakkını verin."
Newsweek

Türkçesi: Dilek Belirgen Cenkciler
April Yayıncılık
1. Baskı Ekim 2011


Herkese keyifli okumalar.

23 Kasım 2012 Cuma

Teşekkürler Selim ♥Colored Books♥


Bu çok çok çok geç kalmış bir teşekkür yazısıdır. Tembellikten geç kalmadı , fotoğrafları annemin telefonuyla çekmiştim, bir türlü fırsatım olmadı yeniden fotoğraflamaya,sonra düzenlerken terslikler oldu artık yapacak birşey yok dedim, geldim yazmaya. Bu güzel kitaplar için Selim'e  (coloredbooks)  burdan bir kez daha kocaman kocaman sevgilerimi gönderip, teşekkür ediyorum, en güzel hediyedir kitap.


Bu bantlara hayran olduğumu, hatta aşık olduğumu ama aşkımın uzaktan ve platonik olduğunu  çünkü bir türlü burada bulamadığımı her fırsatta söylüyordum.


Yine gözüm doydu sanmayın, her hatrım geçene (farklı şehirlerde bile olsak) bak bulursanız bana alın mutlaka diye yüzsüzlük yapmama sebep olan bu güzelliklere kavuşmama sebep olduğu için abartılı bir sevinç gösterisi eşliğinde Selim'e çok çok teşekkürler.İnsanları mutlu etmek güzel birşey ya :) Mehtap Abla'nı çok mutlu ettin. Dediğim gibi paketimi alalı çok oldu,ama yazarken aynı sevinci yine hissediyorum:))


Bu güzel, kendi yapımı ayraçları da çok çok sevdim, hatta iki tanesi okuduğum iki kitabın içindeler şu an.

Herkese mutlu günler,  şimdiden  iyi haftasonları.

Aşure gününüz Mübarek olsun.

22 Kasım 2012 Perşembe

Okudum Bitti:106 - Beyoğlu Rapsodisi - Ahmet Ümit


                          Ahmet Ümit kulemi yavaş yavaş bitiriyorum , okudukça daha çok seviyorum. Beyoğlu Rapsodisi' ne başladığım zaman yani ilk 50 sayfasında sonradan bu kadar güzelleşeceğini tahmin edemedim.Kitabın ilk yarısı güzeldi,diğer yarısı ise çok güzeldi, sonu ise garip ama güzeldi.Severek,merakla okudum,son 30 sayfasını okurken resmen uykumla boğuştum, bitirmeden uyuyamazdım zaten.
              
                             Arka kapak tanıtımına da bakalım ;


Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu'nda büyümüş, Beyoğlu'nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden... Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi... İnsanın bencilliğini, acımasızlığını, öfkesini, çaresizliğini en iyi anlatan mekân... Soluk soluğa bir gerilim, benzersiz bir final...Çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzeyen bu muhteşem cadde, papazı, fahişesi, cami hocası, pezevengi, hahamı, Alevi dedesi, bankacısı, işportacısı, öğrencisi, öğretmeni, tinercisi, dönercisi, dekoratörü, evsizi, midye satıcısı, esrar satıcısı, kanun kaçağı, Anadolu kaçağı, Avrupa kaçağı, Amerika kaçağı, Afrika kaçağı, yani yaşam kaçağı, beyazı, karası, sarısı, kızılı yani insan görünümünde olan kim varsa, hepsini, herkesi sorgusuz sualsiz kucaklamıştı.Kiliseleri, camileri, sinagogları, hanları, hamamları, bankaları, giyim mağazaları, kitabevleri, meyhaneleri, birahaneleri, şaraphaneleri, kafeleri, kültürevleri, randevuevleri, sinemaları, tiyatroları, galerileri, vakitleri çoktan dolduğu halde ömür sürmeye çalışan bilmem kaç yüzyıllık inatçı binaları, dar sokakları, kör çıkmazlarıyla Grande Rue de Pera, Cadde-i Kebir, İstiklal Caddesi ya da Beyoğlu nasıl adlandırılırsa adlandırılsın burası her gün, her an değişen yeryüzünün en büyük tiyatro sahnesi gibiydi."


            Daha fazla şey söyleyip , okumayanlar için büyüsünü kaçırmak istemiyorum , Ahmet Ümit seviyor ve bu kitabı okumadıysanız mutlaka okuyun, Ahmet Ümit'i henüz okumadığınız için fikriniz yoksa bu kitap iyi bir başlangıç olacaktır yine mutlaka okuyun :)


Herkese keyifli okumalar.



    

20 Kasım 2012 Salı

Muhammara Yaptım


                                           Muhammara'yı ilginçtir çocukluğumdan beri çok severim.Anneannem rahmetli çok güzel yapardı. Tarif defterimde yazan klasik bir tarif var ama ben göz kararı yapıyorum :)
       
  Olan tarifi yazayım :

250 gr ceviz iri çekilmiş içi
4-5 etimek
3-4 yemek kaşığı biber salçası (az da domates salçası)
Yarım limonun suyu
3 diş sarımsak
1 su bardağına yakın zeytin yağı
1 çay kaşığı tuz,kimyon
İsteğe göre pul biber






Bütün malzemeler iyice karıştırılır, afiyetle yenir.Bu arada dediğim gibi ben göz kararı yapıyorum uzun yıllar yaşadığım coğrafi bölgelerin etkileriyle de olabilir acı seven bir insanım.Bol kırmızı  pul biber,bol acı biber salçası (Öncüyü tek geçerim ) ,tarifinden biraz fazla sarımsak (genetik olarak severiz biz Çeçenler:) ve ilave olarak limon yerine nar ekşisi katıyorum.



Veee normal zamanlarda kahvaltıda bile pek çay sevmeme rağmen bir dilim etimeğin üzerine sürüp , aldığımdan beri her fırsatta kullandığım kupama demli çayımı doldurup şekerimi atıp afiyetle yiyip,içiyorum :)        

18 Kasım 2012 Pazar

Okudum Bitti:105- Hayvan Öyküleri - Franz Kafka




                                              Aslında Kafka' yı son ikiliye saklıyordum ama Miyav Kedicik (Özlem Ablacığım)  için biraz erkene aldım, torpil yaptım :)  Kafka okuduğum zaman dünyaya sevgisizliğim artıyor benim :) İsmine bakıp eğlenceli,basit bir fabldır diye düşünmeyin,asla değil. Oldukça derin anlamlar barındıran (bütün eserleri gibi ) (çok net şunu şunu çıkardım diyemesem de ) birinci ağızdan yazılmış hayvan öyküleri . Kitabın assolistleri daha önce de duyduğum 'Yuva' ve ' Bir Köpeğin Araştırmaları'. Son kısımda ise  'Kafka'nın Günlüklerinde Hayvanlar' kısmı ve M.Kamil Utku'nun 'Kafka’nın Hayvan Metinleri Üzerine' başlıklı bölümler yer alıyor. M. Kamil Utku'nun bölümü oldukça faydalı olmuş bence, tekrar gözden geçirmek için. 

                                         Gönül rahatlığıyla,keyifle okudum,tavsiye ederim diyemiyorum.Çünkü bir sürü yerde saçma sapan yazım hatalarıyla dolu ki bu da okuma hevesini yerle bir eden bir durum. Benim okuduğum ;

                    Yekta Majiskül 'ün çevirisi
                       Altıkırkbeş Yayın (Seri K)
                       1. Baskı Eylül 2012


Keyifli okumalar.

16 Kasım 2012 Cuma

Okudum Bitti:104- Ayışığı Kedisi - Ayşım Okudan



Sevgili tatlı,çok yönlü, elinin değdiği her yeri güzelleştiren Ayşım'ın kitabının (ikinci kitabı ) çıktığını duyunca çok sevindim, çok heyecanlandım, kitap almama sözümü bozdum,listeme kaçak giriş yaptırdım:)  Az az okuyayım da hemen bitmesin diye yavaş yavaş okudum ve çok beğendim bizim kızlarda (Şeker ve Şirin) Ayışığı kedisi benim diye birbirleriyle yarıştılar :)



Kitabımızda birbirinden güzel şiirler,öyküler var.Hepsini çok sevmekle beraber çok ipucu vermeden favorilerimin isimlerini söyleyeyim;

En Hep Tek
Ne Kadar
Ders
Saatsiz Geceler
Son Nokta
Yalanın Aşkı
Orkestra
Yöntem


Böyle devam edip tüm kitabı yazmadan son vereyim :) Bir çoğumuz Ayşım'ı nam-ı diğer Okuyan'ı blogundan dolayı biliyorsunuzdur, ben blog işinde kendi çapımda  henüz acemiyken  sık kullanılanlara ekleyip acaba bugün moonlightcat13 (sohbetimizden,tanışmamızdan önce) neler paylaştı neler yaptı diğer sık sık ziyaret ederdim, hala en çok sevdiğim bloglardandır.Uzaktan da olsa tanıdığım,zamanla kendime yakın bulduğum,samimi olduğum birinin kitabını okumak çok güzeldi, bana bu duyguyu yaşattığın için bir okur olarak,bir arkadaş olarak çok teşekkür ederim, eline,yüreğine,duygularına,emeğine sağlık.Dilerim üçüncü ya da onüçüncü kitabın da daha uzun öykülerin olduğu Poe kokan bir hikaye kitabı olsun :) Hatta mini roman da olsun, o heyecanı da yaşayalım inşallah :)

Kitabın kapağı görüldüğü gibi çok güzel ama kitabı açınca sizi çok şeker bir sürpriz bekliyor :) Sayfa altlarında size eşlik ediyor. Çok çok güzel bir detay.


Yavaş yavaş okusam da malesef bitti,ama olsun başucu kitabımız oldu,arada açar açar farklı duygularla tekrar okurum .





Bu güzel ayraç ve defteri bana Ayşım sanırım Haziran ayında hediye etmişti, ozaman bu defteri kesinlikle hemen kullanmalıyım demiştim ve okuduğum kitapların isimlerini yazmaya başladım 2011'den beri olanları.Ozaman bu, kendi yapımı olan ayraçı birgün Ayşım'ın kendi kitabında kullanacağım , hediyesi güzel defterime O'nun da adını yazacağım, (bakınız : yanında kedicik ve pembiş kalp olan son sıra) aklıma gelmezdi, çok güzel oldu ama:)


Arka kapak tanıtımına da bakalım ;


Beynimin geri dönüşüm kutusunu kurcaladım ve içindeki birikimlerle harf harf döşeyip kelimeleri, bu kitabı hazırladım.

Çıfıt çarşısı gibi bir manzara karşımda, ben bile şaştım onca kalabalığa…

Yaşadıklarımı, yaşattıklarımı, gördüğüm yerleri, şahit olduğum olayları, edindiğim bilgileri hepsini istiflemişim. Acıları, kayıpları, hüzünleri en uzağa iteklemişim.

İyi antikacı olur benden. Eskiye ait ne varsa belleğime kaydetmişim. Anıların kimi bir şarkıya kimi bir kokuya kimi de bir dizeye tutunmuş, canlanmak için sırasını bekler dururmuş.

Velhasıl kelam beynimin geri dönüşüm kutusunun içindekileriyle elinizde tutmakta olduğunuz bu naçizane söz-nağmeler ortaya çıktı.

Ayın gölgesinde
Bir kuyruk mesafesindeki
Mutluluğa mırıldanıyor
Ayışığı kedisi


Sonuç olarak ben çok beğendim,okuyun derim.


Bu da son durum raporu, Şahane Hatalar'ı his sevmedim,sinir bozucu bir kitap ama yarısını okudum sayılır :)
Herkese Keyifli okumalar , Muharrem ayınız, Hicri Yeni yılınız hayırlı olsun...





14 Kasım 2012 Çarşamba

Okudum Bitti:103- Eylül - Mehmet Rauf


Çok çok önce okumuş olmam gereken bir kitabı daha yeni okuyabildim, vesile olan Fıstıklı Tombi'ye burdan tekrar teşekürler ve öpücükler :) ( bloguna ulaşamasamda)

Kitabı zaten eskiden kalma bilgi kırıntılarıyla elime aldım (İlk psikolojik romanımız,Servet-i Fünun vs.)
Zaten Mehmet Rauf kitabı şu cümleyle :

' Halid Ziya'ya
İlk eserim son üstadıma'.

Halid Ziya Uşaklıgil'e ithaf etmiş. Halid Ziya'yı zaten ortaokul yıllarımdan beri çok severim, o zaman Mai ve Siyah'ı epeyce zorlansam da okumuştum. Halid Ziya, Aşk-ı Memnu kıyaslaması yaptım ister istemez, diziyle değil elbette, romanıyla :) Romanda özgürlük diyince aklıma gelen isimdir Halid Ziya.

Eylül'e dönecek olursak, oldukça uzun uzuuuuuuuun cümleli,sonsuz tasvirleri olan yine de sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu benim için, yazıldığı dönemiyle beraber düşününce çok cesur diyorum. Alt altan öyle bir aşk anlatışı var ki nerdeyse evli bir kadının kocasını aldatması ya da sıkı bir dostun adamın karısına aşık olması çirkinlikten çıkıyor gibi geliyor. Ahlaki olarak değerlendirmek saçma da olsa kandırılıyormuşum etkisi yarattı.Kitabı bitirene kadar bu imkansız aşkın yarattığı duygusal karmaşalar,hüzün nöbetleri içinde kalıyorsunuz, sonunu çok merak ederek sonlarına yaklaştıkça hızlanarak okudum.Sonunu da söyleyeyim katil uşak:) Yazarın hayatını okuyunca bir süre uzun uzun düşündüm.

Benim gibi okumyanınız varsa, okuyun derim ....





İlk fotoğrafa zorla dahil olunca , kırmayayım oğluşumu dedim, çok sever fotoğraf çektirmeyi, objektife bakmaz anlık  fotoğrafların köpeği:)


Özgür Yayınları
11. Basım Ağustos 1996
Günümüz Türkçesi: Kemal Bek




12 Kasım 2012 Pazartesi

Okudum Bitti:102 - Ölümcül Kimlikler - Amin Maalouf


                                                            Amin Maalouf ' u daha önce okumamıştım ve okumayı çok istiyordum , deneme türünde kitabı olduğunu görünce denemeden başlamaya karar verdim , yazarı kısmen de olsa tanımak, ilerde daha iyi anlayabilmek için bir fırsat gözüyle bakarım hep bu tarz denemelere. Okuma hedefimi bitirdiğimden mi moral bozukluğumdan mı bilemiyorum, epey yavaşladı okuma hızım, birkaç gündür elimde olan bu ince kitabı bugün bitirebildim. ( Sevimli ayracım Sevgili Selim'in hediyesi, yazısı yakında:)

                                                 Yazar Lübnan'da doğup Fransa'da yaşayan, Hristiyan olan bir Arap.Büyükannesi de Türk.Hatta Moliere'i Arapça'ya ilk çeviren ve 1848'de bir Osmanlı tiyatrosunun sahnesinde oynatan büyük büyük-büyük dayısıymış.
                           Hazır kimliklere değinmişken kendi kimlik karmaşasını da açıklamış yazarımız.Hala epeyce problem olan Kimlik kavramını yüzeysel örnek ve kıyaslarla incelemiş.Dinlerin bile zamanla kendi içerisinde  farkılaştığını,aidiyetlerin bakış açısıyla öncelik değiştirdiğini vurgulamış.Aslında ölümcül olan kimliklerimiz değil, onları ölümcül hale getiren,öteleştiren bizleriz demiş, çok güzel söylemiş.

             Kimliğin ne kadar ölümcül olabileceğini, siyasete bile alet edilebileceğini en iyi bizler biliriz aslında, doğru yanlış herkesin bir fikri olur, hele ki işin ucu siyasete  kayıyorsa.Yazarın ne yazdığından ne anlatmaya çalıştığından ziyade okurun ne anlayacağının ne düşüneceğinin önemli olduğu kitaplardan. Okunmaya değer.

       Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

"Bana 'içimin derinliğinde' ne olduğu sorulduğunda, bunda herkesin 'içinin derinliğinde' ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma 'kişinin derin gerçekliğinin', doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan 'öz'ünün varolduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi."
Kimlik insanın zamanın içindeki incelişinde onu dünyaya bağlayan bir ayna.
Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler'de çok yönlü ve saydam bir sorgulamanın eşiğinde, aynadaki görüntünün tutulabileceğine işaret ediyor.
Ölümcül Kimlikler, dünyanın yeni zamanlarında insanlığın küllerinden kuracağı düzenin temeline konan bilge bir taş.
                Çeviren : Aysel Bora
                 Yapı Kredi Yayınları
                 133 sayfa.
Keyifli okumalar...




11 Kasım 2012 Pazar

Günün Fotoğrafı: Bölüm-4 (1-11 Kasım)


                                         Ekim ayı fotoğraflarımın bir kısmı burada . Ben biriktirip yayınlamayı seviyorum. Buyrun Kasım ayının birinci bölümüne :



En sevdiğim atıştırmalık ;)



En sevdiğim renk.



Tokalarımın çantası, arka kısmı da puantiyeli.



Sütlaç ,bayılırım.

Çok yakışıklı:)


Kolyem.



Rengarenk hurç.



Dağ yolu...



Okunmayı bekleyenlerden , Şahane Hatalar.




Cüzdanım...



Bir avuç taş :)


Herkese keyifli paylaşımlar, ben iki gündür çok okuyamıyorum ama bol okumalı günler...

10 Kasım 2012 Cumartesi

Özlemle, Sevgiyle Andık, Anıyoruz ...

     
                                       Ne çok şey borçluyuz O'na ,

 herkes farkedebilse keşke ...

                           Kemiklerini sızlatmadığımız yıllarda ,

hakkıyla anabilmek dileğiyle...

8 Kasım 2012 Perşembe

Okudum Bitti:101- Bütün Şiirleri- Edgar Allan Poe



                             Şiir okumaya ufak ufak alışıyor muyum ne ? :)  Poe'nun Bütün Şiirleri ve Bütün Öykülerini set olarak almıştım, öykülerinden daha öne okuduklarım olmuştu ve çok severim Poe'yu. İş şiire gelince yorum yapmak benim için zor olsa da beğendim, Poe diyince akla gelen ölüm teması yine hafiften var şiirlerinde de,birçok ithaf edilmiş şiir de çarptı gözüme , beğendim.Adanmış şiirleri aşk mektubu tadında , diğerleri de genel olarak hikaye gibi,epeyce uzun şiirler var.

                             Bir diğer güzelliği ise sol sayfalarda İngilizce şiirler diğer sayfada  ise çeviri olanlar yani Türkçe'ler var.Çok çok iyi anlayamasam da ingilizceleri okumak da zevkli geldi, özellikle sesli okumak güzeldi.En kısa zamanda  öykülere de başlamayı planlıyorum, herkese keyifli okumalar.


Burada ANABEL LEE ' nin el yazısı versiyonu var.

Kuzgun benim favorim :)

7 Kasım 2012 Çarşamba

Kitap Alışverişim : Okuoku.com



Aslında geçen ayda aynı bahaneyle İdefix'ten birkaç kitap almıştım, ama bu defa 2013'e kadar, hatta burdan söylüyorum kesinlikle söz, 2013 Şubat sonuna kadar kitap almayacağım. Geçerli bahanelerimi söylemiştim ; Sevgili Ayşım'ın biraz sonra fotoğraflarını göreceğiniz kitabı ; Ayışığı Kedisi  (burada çekilişi de var ) ve Sevgili Pınar'la aynı zamanda okumaya karar verdiğimiz Han el Halili ve Hırsız ve Köpekler.Yani daha doğum günüme 1 ay varken ben sırf kendi kendime ikinci tur hediyemi aldım bile :)


Öndeki üçlü azmettiriciler ve arkadakiler de yol arkadaşları.



Ve huzurlarınızda Ayışığı Kedisi , Poe 'nun şiirleri biter bitmez okuyacağım ama şöyle bir göz attım çok şeker, sayfa kenarlarında kedicikleri bile unutulmamış, annem şu an Lizbon'a Gece Treni'ni okuyor, sanırım benden önce annem okumaya niyetli Ayışığı Kedisi'ni :)



Bunlar da diğer kitaplarım, alt sıra migrenli günlerde okunacak, basit kitaplar.


Ve son olarak Sevgili Pınar'ın okuyup beğendiği ama yazım hatalarından bahsettiği için başka bir yayınevinden aldığım Köpek Kalbi, epeydir okumak istediğimi Bedirhan Toprak ve iki taneik Necib Mahfuz daha, umarım hepsini keyifle okur bitirir, yenilerini alırım :)



Şimdi de  Sevgili Özlem Ablacığımın (abla demem de sakınca yoktur umarım ) sorusuna kısa cevap vereyim, birçok online kitap sitesinden alışveriş yaptım, sorun denilebilecek bir sorunum olmadı şimdilik.

Kitapyurdu.com 'u eskiden beri çok severim, bir dönem kızmıştım kendilerine ama geçti :) Çok hızlı değillerse de yavaş hiç değiller, ya da bana denk geldi, istediğim kitaplar,sağlam sorunsuz geçiyor elime, şimdiye kadar hiç çizik,defolu vs. kitap gelmedi ordan,ayraçlarını da seviyorum, gerçi biraz cimrileştiler ama olsun napalım :)Kargo ödeyen ürünleri/kitapları oluyor ya da dönem dönem birçok güzel kitap da kargosuz olabiliyor.


D&R : En çok günün fırsatı kitapları yüzünden seviyorum, Kitap alırken yanına kırtasiye vs. ekleme şansım da olabiliyor, temininde zorlandıkları kitaplar olursa bulunanı gönderip, diğerlerini sonra gönderiyorlar, bulunamayıp iptal edilen de oldu ,biraz yavaşlar.

Evekitap. com : Ufak iki alışverişim oldu, paketleme,gönderi iyi, fiyatlar uygun, sık sık bedava kitap kampanyaları da oluyor,ama her kitap bulunmuyor.

Okuoku.com : Son zamanlarda en çok uğradığım sitelerden,seviyorum .Bu defa kitaplardan biri biraz eskice,sararmış gibi ama iade etmedim,edebilirdim de :) Güzel kampanyaları oluyor.% 90'a varan indirimli kitapları oluyor,indirimlilerin içinde sevdiğiniz kitapları bulamasanız da benim gibi migrenli günlerde ya da can sıkıntısından kurtulmak için okunacak kitaplar oluyor.Diğer kitaplarda da fiyatlar diğer sitelere oranla güzel olabiliyor, gönderileri hızlı, müşteri hizmetleri ilgili.

İdefix: Bir önceki alışverişimi idefix.om'dan yapmıştm, biraz bekledim ama değdi. Setlerde güzel indirimler oluyor.


İlknokta.com' un hala devam eden her siparişe bir hediye kitap kampanyası var, ben son okuduğum Aborjinler kitabını ordan hediye olarak ücretsiz almıştım,indirimli kitaplar da var, gönderimleri de yavaş değildi.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar, dediğim gibi çok önemli bir sorun çıkarmadılar bana sağolsunlar:D





6 Kasım 2012 Salı

Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!

Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.

Atadan kalma tohumlarımız;

* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır

Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.

TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Adım Adım Oluşumu desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,

* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.


Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...

Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php

EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:
Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400
Hesap No: 6295240
IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40

www.bugday.org - www.yasasintohumlar.org
facebook.com/BugdayDernegi
twitter.com/BugdayDernegi
Twitter paylaşımlarınız için hashtag: #YasasinTohumlar

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.